Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye'nin Irak'a yaklaşımının doğru anlatılması ve doğru algılanmasının önemi üzerinde duruyor.
Gül, Türkiye'nin Irak'a asker göndermesi konusundaki yaklaşımının Irak halkına yardım etmek, istikrarın sağlanmasına ve Irak halkının ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmak biçiminde özetlenebileceğini söyledi.
Gül, dünkü görüşmemizde, bu görüşünü şöyle aktardı:
"Türkiye Irak'a giderse savaşmak için değil Irak halkını kurtarmak için gider. Ancak böyle bir çerçevede Türkiye görev üstlenir. Yoksa sadece güvenlik boyutuyla değil. Sosyal amaçlarla gider. Bunun içinde güvenliğin sağlanması için asker olabilir."
Dışişleri Bakanı Gül'ün yaklaşımını belirleyen faktörlerin başında savaş sonrası koşullar geliyor. Gül şöyle diyor:
"Savaş öncesindeki durumla bugünkü durum farklı. O zaman savaş riski vardı. Masaya oturmak için gidilmesi gerektiğini savunanlar vardı. Bugün istikrarın sağlanması sorunu var. Savaşa gidilmesi söz konusu değil. Bir yeniden yapılanma süreci söz konusu. Tabii bunu sadece asker olarak görmemek lazım. Bu sosyal, ekonomik, siyasal bir süreç. Türkiye, Irak halkına katkıda bulunabilecekse ve bu, Irak'ın istikrarı, güvenliği açısından olduğu gibi Türkiye'nin ulusal çıkarları için de faydalıysa, tabii o zaman, güçlü bir komşu ülke olarak Türkiye'nin katkıda bulunması doğru olur. Savaşa girmeden masaya oturmak mümkünse bu elbette savaş öncesindeki koşullara göre daha uygun bir ortam demektir. Türkiye olayı bu açılardan değerlendirmelidir."
Gül, Türkiye'nin işgalci bir güç gibi hareket etmesi veya böyle algılanmasının da doğru olmayacağını vurguluyor ve şöyle devam ediyor:
"Biz Irak halkıyla ve silahlı güçleriyle savaşmak için değil, aksine Irak halkını kurtarmak amacıyla hareket ederiz. Irak halkının huzura, barışa, istikrara ulaşması, temel ihtiyaçlarının karşılanması için katkıda bulunuruz. Burada elektriğinden suyuna, köprüsüne, gıdasına, inşaatına kadar uzanan geniş yelpazede bir katkımız olur. Bu Irak halkı için yapılacak bir hizmettir. Türkiye'den başka türlü bir hareket tarzı beklenemez. Irak halkının da beklememesi gerekir."
Gül'ün yaklaşımı ve değerlendirmeleri böyle...
Gül, henüz ABD'ye asker gönderme konusunda "evet" veya "hayır" demediklerini de vurgulamayı ihmal etmiyor. Kesin yanıtı vermeden önce Türkiye'nin yaklaşımını ortaya koymak gerektiğini belirterek, değerlendirme sürecinin sürdüğünü kaydediyor.
Gül'ün sözlerinden Ankara'nın bu kez insani amaçların, sosyal yardımların ve siyasal yapılanmanın öne çıktığı bir paket içinde asker gönderme eğiliminde olduğu anlaşılıyor.
Ankara bu yaklaşımın ABD'ye olduğu kadar Irak halkına da anlatılmasını, Türkiye ve Türk askerinin düşman veya işgalci gibi görülmesine neden olmayacak bir biçimde gidilmesini yeğliyor.
Bunun için Irak halkının bilgilendirilmesi de Ankara açısından önem taşıyor.