Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın geçmişte İBDA-C ile ilişkisi olduğuna ilişkin iddialar sürüyor.
Kılıç’ın iddiaları yalanlamasına karşın, Gölge dergisinin Eskişehir Temsilcisi Avukat Harun Yüksel, Baran dergisinin 19 Haziran 2008 tarihli nüshasında, iddiaların doğru olduğunu öne sürdü. Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç’ı gerçeği inkâr etmekle suçladı. Gölge dergisinin Ankara Temsilcisi Haşim Kılıç ve Amasya Suluova Temsilcisi Yahya Düzenli’yi çok net hatırladığını yazdı.
Ayrıca İBDA-C lideri Salih Mirzabeyoğlu’nun da Haşim Kılıç’ı tanıdığını söylediği iddiaları yayımlandı. Mirzabeyoğlu’nun Tilki Günlüğü isimli anı-romanı ile İşkence isimli kitabında, Haşim Kılıç’tan söz ettiği yansıtıldı. Mirzabeyoğlu’nun kitaplarında, “Sayıştay Müfettişi Haşim Kılıç”, “Haşim Kılıç ölmüş olan Hüsnü Kılıç için para topluyor”, “Arkadaşım Haşim Kılıç...” gibi ifadelerin yer aldığı da yazıldı.

‘Yıpratma kampanyası’

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç’la dün bu iddiaları konuştum. Kılıç, sorularımı yanıtlarken, iddiaların asılsız olduğunu ve bu yöndeki yayınların, AKP’nin kapatılması davasıyla ilgili olarak yapıldığını vurguladı. Kılıç, sorularıma şu yanıtları verdi:
* Geçmişte İBDA-C’nin yayın organı Gölge dergisinin Ankara temsilciliğini yaptığınız iddiaları ısrarla yazılıyor. Yalanlama yaptınız ama yeni iddialar ve tanıklar ortaya çıkıyor. Bunları nasıl karşılıyorsunuz?
- Önce şunu söyleyeyim, bu iddialar ve yayınlar kapatma davasıyla ilgili olarak yapılıyor. Amaçları beni yıpratmak. Ben iddiaların asılsız olduğunu açıkladım. Ayrıca bu iddia yeni de değil. Ben 1991 yılında Anayasa Mahkemesi’ne üye seçildiğim zaman da Hürriyet gazetesinde küçük bir haber olarak yine gündeme gelmişti. Ben o zaman bir tekzip göndermiştim, konu da kapanmıştı. Ama şimdi yine aynı iddialar gündeme getiriliyor. Zamanlamaya bakarsanız bu yayınların dava nedeniyle beni yıpratmaya yönelik bir kampanya olduğu zaten anlaşılıyor.

‘O tarihte Sayıştay’daydım’

* İddialar, Eskişehir’de öğrenci olduğunuz dönemde İBDA-C mensuplarıyla tanıştığınıza, örgüt lideri Salih Mirzabeyoğlu’yla tanışıklığınız olduğuna ve Ankara’da Gölge dergisinin temsilciliğini üstlendiğinize dayanıyor. İddia edilen tarihlerde siz ne yapıyordunuz?
- Tarihlere baktığınızda da iddiaların asılsız olduğu anlaşılıyor. Ben Eskişehir’de okulu 1972 yılında bitirdim. Bir yıl kadar sınavlara hazırlandım. 1973 yılı sonunda Sayıştay Denetçi Yardımcılığı sınavına girdim ve kazandım. 1974 yılı başlarında da Sayıştay’daki görevime başladım. Sayıştay mensupları Hâkim ve Savcılar Kanunu’na tabi oldukları için, herhangi bir derneğe üye olmaları, paralı veya parasız bir dergide çalışmaları, amatör olsa bile başka bir iş yapmaları, başka bir işle meşgul olmaları kanunen mümkün değildir. Yasaktır. Benim hem Sayıştay meslek mensubu olup hem de bir derginin Ankara temsilcisi olmam mümkün değil. Bu uydurma bir iddiadır.
Ben 1991 yılına kadar Sayıştay denetçisi olarak görev yaptım. 1991 yılında Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildim. 18 yıldır kamuoyunun önündeyim. Bu sürenin 8 yılı başkan vekilliğinde geçti. Ben kamuoyunun önünde biriyim. Bu tür işlerle bir ilgim olabilir mi? Sayıştay denetçisi, Anayasa Mahkemesi üyesinin böyle radikal gruplarla işi olabilir mi? Kaldı ki, geçmişte böyle bir iş yapmış olsam -ki Sayıştay denetçisi olarak mümkün değildir- çıkar söylerim. Ben bu yapıda biriyim. Ama böyle bir şey yok.

‘Haşim Kılıç değil, Hüsnü Kılıç’

* Gölge dergisinin bazı nüshalarında Ankara Temsilcisi olarak Haşim Kılıç ve H. Kılıç isimlerinin bulunduğu kupürler yayımlandı?
- Bir isim karışıklığı yaratılıyor. O kişi televizyona çıktı. O benim, dedi. Hüsnü Kılıç isimli biri. Kanal D bu kişiyle röportaj yaptı. Bu konuya açıklık getirdi. İddia edilen kişinin kendisi olduğunu söyledi. Ben de yayınlara hemen müdahale etmiş ve yalanlamıştım. Buna rağmen iddiaları sürdürmelerinin beni yıpratmak için yürütülen bir kampanya olduğu açık.