Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın, anayasanın değiştirilmesi teklif edilemez maddeleriyle ilgili sözleri tartışma yarattı. Kılıç’ın, Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenecek panelde konu olarak ilk üç maddeyi ele almaya cesaret edemeyeceğini belirtmesi tepkilere neden oldu.
Kılıç’ın bu sözleri, bazı hukukçular tarafından “sivil darbe” hazırlığı olarak nitelendirildi ve eleştirildi. Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak, Anayasa’nın cumhuriyetin niteliklerini belirleyen maddelerini tartışmaya açmayı düşünmesinin bile göreviyle bağdaşmayacağı yorumları yapıldı.
‘Sorunum yok’
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’la, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın Atatürk’ü anma amacıyla verdiği konser öncesi düzenlenen kokteylde konuştuk.
Kılıç, sözlerinin yanlış yorumlandığını savundu. Sorularımızı yanıtlarken de şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bilkent Üniversitesi’nde bu konuyla ilgili bir panele davetliydim. İzledim. Sonrasında benim de birkaç söz söylememi istediler.
Ben de bu konuyu tartışmanın cesaret istediğini, örneğin Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümlerinde her yıl yaptığımız bilimsel panellerin, bu yılki konusunu bu şekilde belirlemeye cesaret edemeyeceğimizi söyledim. Siz cesaret etmişsiniz anlamında.
Ülkenin içinde bulunduğu koşullar bakımından söyledim. Konunun önemini vurgulamak için söyledim.”
“Anayasa’nın değiştirilmesi teklif edilemez hükümleri hakkında siz ne düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine de görüşünü şöyle açıkladı:
“Benim, Anayasa’nın ilk üç maddesiyle ilgili bir sorunum yok. Ben görüşlerimi zaten muhalefet şerhinde açık açık yazdım. Benim düşüncem, değiştirilmesi teklif edilemez hükmünü taşıyan 4. madde nedeniyle, Anayasa’nın diğer maddelerinin de değiştirilmesinin imkânsız hale getirilmesi.
Diğer maddelerle ilgili değişiklikler de bir şekilde ilk üç maddeyle bağlantı kurularak engellenebilir. Benim düşüncem bu. Nitekim, bu düşüncemi de muhalefet şerhinde ortaya koydum. Yoksa, Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliklerini belirleyen ilk üç maddeyle ilgili bir sorunum yok. Konu yanlış bir zemine çekilerek tartışılıyor.”
Ne demişti?
Kılıç, türbanı serbest bırakmak amacıyla yapılan anayasa değişiklikleriyle ilgili davada muhalif oy kullanmış ve gerekçesinde şöyle demişti:
“Çoğunluk görüşündeki kurgudan hareket edilirse, yapılabilecek her türlü anayasa değişikliğinin belirtilen niteliklerle ilgisi nedeniyle onları başkalaştırdığı, içini boşalttığı, işlevsiz kıldığı gibi hiçbir ölçüsü olmayan gerekçelerle Anayasa Mahkemesi’nin esas denetimine konu olacağı tartışmasız bir gerçektir.
Bu sonuç, halka ait kuruculuk yetkisinin üstlenilmesi, yine halka ait olan egemenlik yetkisinin göz ardı edilmesidir.”
Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nin türbanla ilgili anayasa değişikliğini iptal ederek kendi yetkisini genişlettiğini, TBMM’nin yetkisini ise sınırladığı görüşünü savunmuştu.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını savunanlar ise, Anayasa’nın 10. ve 42. maddelerinde türban serbestisi için yapılan düzenlemelerin, değiştirilmesi teklif edilemez maddeler arasında yer alan ve laiklik ilkesini düzenleyen 2. maddenin dolaylı olarak değiştirilmesi girişimi olduğunu belirtmişlerdi.
Bu gerekçeyle de Anayasa Mahkemesi’nin usulden hareketle esasa girmesinin normal olduğunu savunmuşlardı. Ayrıca bu değişiklikle yetkisini aşan, genişletin kurumun Anayasa Mahkemesi değil TBMM olduğunu savlamışlardı.
Özay Şendir
Özel’den Sosyalist Enternasyonel mesajları ve İsrail
23 Mayıs 2025
Cem Kılıç
Üretken yapay zekâ dört işten birini tehdit ediyor!
23 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Hayal bile kuramıyoruz!
23 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Rakamlar yalan söylemez
23 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Suriye, İsrail ve karıştırıcılar
23 Mayıs 2025