Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

PKK, saldırılarını sürdürüyor. Her gün birkaç yerde kanlı eylemler yapıyor. Anlaşılıyor ki, önümüzdeki dönem terör tırmanacak ve yaygınlaşacak. PKK, zaten bunu ilan etmişti.
Gediktepe saldırısında şehit olan askerler toprağa verilirken, dün de İstanbul Halkalı’da asker servisi bombalandı. Şehit sayısı 4’tü. Ağır yaralılar vardı. Bugüne nasıl bir eylemle uyanacağımız da belli değil.
PKK terör eylemlerini şehirlere yayıyor. Sadece sınır karakollarına saldırmakla kalmıyor batı illerinde de eylem yapabileceğini kanıtlamaya çalışıyor. Bu yazın böyle geçeceği belli.

Tuzağa düşmemek
Bu tablo karşısında başta siyaset kurumu olmak üzere Türkiye’deki kurumların iç kavgaya tutuşmaması gerekli. Terör örgütünün en çok istediği, Türkiye’de partilerin ve kurumların birbirine düşmesidir. Ankara bu tuzağa düşmemelidir.
Partilerin terör üzerinden birbirini vurması terörle mücadeleyi zaafa uğratır. İktidarın muhalefeti, muhalefetin iktidarı, “sizin zamanınızda şehit sayısı bu oldu, bizim zamanımızdaki sayı daha az gibi” karşılaştırmalarla suçlaması çok yanlış bir yaklaşımdır.

Devlet kurumları
Terörle mücadele eden güvenlik ve istihbarat kurumlarının birlikte hareket etmeleri ve ortak refleks vermeleri de çok önemlidir. Siyasi partilerin yanı sıra devlet kurumlarının da uyumlu çalışmak yerine, birbirini hırpalayan bir gayrete girmeleri, terör örgütünün ekmeğine yağ sürmekle eşanlamlıdır.
PKK, eylemleri artıracağını ilan ettiğine göre en büyük görev, istihbarat kurumlarına düşmektedir. Eylemleri önlemek doğru istihbarata bağlıdır. Terör eylemlerini önceden önleyecek tedbirleri almanın yolu istihbarattır.
Bu halde Ankara, istihbarat faaliyetlerine ağırlık vermeli ve istihbarat kurumları arasında eşgüdüm sağlanmalıdır. İstihbarat paylaşımı ve alınacak tedbirin hızla uygulamaya konulması yaşamsal önem taşıyor.

İktidar-muhalefet
Terör, ulusal bir sorundur. Ulusal sorunlar karşısında iktidar ve muhalefetin birlikte çözüm araması en doğru yoldur.
İktidar ve muhalefetin birlikte çözüm araması, birlikte hareket etmesi bugünler için gereklidir.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu anlayışla hükümet ve güvenlik yetkilileriyle bir toplantı yaptı, ardından muhalefet liderleriyle tek tek görüştü. Bu temasların ortak bir hareket tarzına dönüşmesi için iktidarın ve muhalefetin bir araya gelmesi gerekir.

Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımı
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Şemdinli-Gediktepe saldırısından sonra yaptığımız görüşmede, hükümete ulusal politika oluşturulması çağrısında bulunmuştu. Bu amaçla ortak akılla davranmayı ve ortak proje geliştirmeyi önermişti. Kılıçdaroğlu, terörle mücadelenin, ancak bir ulusal politika ile başarılı olacağına inanıyor.
Ana muhalefet liderinin bu çağrısı olumlu bir adımdır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da dün muhalefete çağrı yaptı.
Bu karşılıklı çağrılar havada kalmamalı. Veya, “ben çağrımı yaptım, başka ne yapayım?” yaklaşımı içinde yeniden karşılıklı suçlamalara dönülmemeli.
İktidar ve muhalefete düşen, terörle mücadelede ulusal tepki verecek ve ulusal önlem alabilecek ortamı yaratmalarıdır.