Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Savaş öncesi süreç yeniden yaşanıyor gibi... Türkiye ile ABD askeri heyetleri görüşmelere başlıyorlar.
ABD'nin Avrupa Komutanı Org. James Jones'un Ankara ziyaretiyle askeri yetkililer masaya oturdular.
ABD'nin bu girişiminden sonra İngiltere Genelkurmay Başkanı Oramiral Boyce'un da ay sonunda Ankara'ya geleceği bildirildi.
Askeri trafik, reddedilen tezkere öncesindekini anımsatıyor.
O dönemde günlerce, haftalarca süren mutabakat müzakereleri Türkiye gündemini oluşturmuştu. Sonunda mutabakat imzalanmış ancak TBMM yetki vermemişti.
Bu kez Ankara da Washington da temkinli davranıyor. İki başkentin de sütten ağzı yandığı için yoğurduğu üfleyerek yemek niyetinde oldukları belli.
Bugün başlaması beklenen askeri heyetler arasındaki müzakereler bu kez imzaya bağlanmayacak. Varılan sonuçlar bağlayıcı olmayacak. Askerler, ulaştıkları mutakabatı imzaya hazır halde bekletecekler.
Askeri mutabakatın imzalanması, siyasi kararın alınmasından sonraya bırakılacak. Eğer hükümet yeni bir tezkere gönderir ve TBMM onaylarsa, ancak o zaman mutabakata imza atılacak.
Siyasi karar alınmadan askeri çalışmaların başlatılmasının nedeni zaman kazanmak. ABD ve Türk sisteminde askerlerin ön çalışma ve hazırlık yöntemi esas. Siyasi karar üretildiğinde her türlü olasılığa karşı hazırlıklı olmak ve zaman yitirmemek için önceden çalışmalar ve hazırlıklar yapılıyor. Askeri görüşmeler dahil bugün yapılan da aynı nitelikte. Siyasi karardan önce hazır olmaya dönük çalışmalar.
Geçen sefer Türkiye'yi uluslararası alanda sözüne güvenilmez duruma düşüren, birinci tezkereyi geçirip, asker ve teçhizat getirilmesine izin verdikten sonra, ikinci tezkerenin reddedilmesiydi. ABD'nin tepkisi bu nedenle büyük oldu. Bu kez aynı yanlışın yapılmaması gerekiyor. Türkiye asker gönderecekse hükümet Meclis'ten yetki aldıktan sonra harekete geçmeli, göndermeyecekse de bunu açık biçimnde muhataplarına iletmeli.
Ankara, tutarlı ve kararlı olmalı.
Başbakan Erdoğan asker gönderme konusunda henüz karar vermediklerini, Türk askerini çamura sokmayacaklarını ifade ediyor. Ancak, asker göndermeyeceğiz demiyor. Askeri hazırlıklar ve temaslar gönderileceği olasılığına göre yapılıyor. Başbakan Erdoğan ve diğer hükümet yetkilileri, jandarmalık yapacak bir askeri güç göndermekten ziyade, Irak halkının temel ihtiyaçlarını karşılayacak, onlara yardım edecek sivil hizmetlerin ağırlık taşıyacağı bir hizmet yaklaşımıyla gidilebileceğini sık sık vurguluyorlar. Ama ortada bu amaca dönük bir sivil hazırlık görülmüyor. Eğer askerden ziyade doktor, mühendis, teknisyen, ebe, hemşire gibi görevliler ön planda olacaksa, bunlara ilişkin hukuki ve fiili bir ön hazırlık işareti de yansımıyor.
Şimdilik elle tululup gözle görünen, askeri hazırlıkların ve müzakerelerin başlatıldığı...