Kamu kesiminde çalışan yaklaşık 450 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmeleri için Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler ve Devlet Bakanı Kemal Derviş ile Türk - İş Genel başkanı Bayram Meral ve Hak - İş Genel Başkanı Salim Uslu arasındaki görüşmeler "toplumsal uzlaşma" yönünde gelişiyor.
Devlet Bakanı Keçeciler, dün yaptığımız görüşmede, kamu kesimindeki işçi temsilcilerinin, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşulları ve yeni programın başarısı açısından belirleyici öneme sahip bir "anlayış ve destek" yaklaşımı içinde olduklarını vurguladı ve şu bilgiyi verdi:
"Bugünkü koşullar ve yeni program için işçi kesimimiz çok anlamlı bir fedakarlık gösterdi. Konfederasyon başkanlarıyla yaptığımız görüşmeler sonucunda bu koşullarda her altı ayda bir aldıkları (enflasyon + yüzde 5) ücret artışını bu kez sadece enflasyon düzeyinde almayı kabul ettiler. Başka bir deyişle (+ yüzde 5)'ten vazgeçtiler. Bu çok önemli bir jesttir. Çünkü toplu sözleşme dönemi 6 aydan üç dönemi kapsıyor ve vazgeçtikleri (+ 5)'lerin üç dönem sonundaki kümülatif toplamı yüzde 20 oluyor. Bu işçimizin bir fedakarlığı ve yeni koşullar ve programa çok büyük bir desteğidir."
Aynı yaklaşım, dün görüştüğümüz Hak - İş Başkanı Salim Uslu'da da vardı. Uslu, temaslarını şöyle değerlendirdi:
"Sayın Keçeciler'le çok yapıcı ve olumlu bir görüşme yaptık. Biz geçen altı ayın enflasyonu olan yüzde 18'in ödenmesi önerisini kendi taleplerimizin çok uzağında görmüyoruz. Ancak ödeme tarihi ve yöntemlerinde görüşmelerimiz sürüyor. Sayın Bakan eşel - mobil sistemi öneriyor. Her ay enflasyona endeksli ödeme yapmayı düşünüyor. Biz ise altı aylık enflasyon esasıyla artış yapılmasını öneriyoruz. Aslında üzerinde uzlaşma sağlanabilecek bir konu. Ayrıca Sayın Keçeciler, Hazine açısından durumu değerlendirmek için Sayın Kemal Derviş'le bir görüşme yapacak ve sanıyorum arkasından biz yeniden bir araya geleceğiz."
Uzlaşmazlık noktalarından birini de 2001 yılının ilk altı ayında oluşacak enflasyon oluşturuyor. Keçeciler, bu yılın ilk altı ayında enflasyonun yüksek çıkacağını, bunun bilindiğini vurguladıktan sonra şu öneriyi getiriyor:
"Birinci altı ayda çıkacak yüksek enflasyonu bizim hemen ikinci altı ayda ödeme olanağımız yok. Bütçe buna uygun değil. Bu itibarla biz 1 Temmuz 2001'den itibaren eşel - mobile geçelim ve öyle devam edelim diyoruz. Çıkacak farkı da 2002'de ödemeyi öneriyoruz."
Uslu ise bu öneriyi kabul edilebilir bulmadıklarını belirtiyor ve böyle bir ertelemede işçinin zararlı çıkacağını belirtiyor. "Belki" diyor, "bu fark dövize çevrilerek alacak yazılsa, kayıp önlenebilir."
Uslu, bu konuyu çözmek için yeni yöntemler üzerinde çalışacaklarını da belirtiyor.
Şu ana kadar yapılan görüşmelerden çıkan ilk somut sonuç işçinin önümüzdeki 1.5 yılda her altı ay için enflasyonun üzerine verilecek (+ yüzde 5)'lerden fedakarlık etmiş olması.
Bu yeni program için "olmazsa olmaz" koşul olarak nitelenen "toplumsal uzlaşma" yolunda önemli bir adım olarak görülüyor.
Tabii işçinin gösterdiği bu fedakarlığın toplumun diğer kesimleri, özellikle de sermaye kesimi tarafından gösterilmesi gerekiyor.
