Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, DTP lideri Ahmet Türk ile görüştü. Bu ilk temasta “semboller” üzerinden mesajlar verildi.
Başbakan Erdoğan ve DTP lideri Türk açısından bu mesajları şöyle özetleyebiliriz:

Başbakan Erdoğan açısından
1- Başbakan Erdoğan, Türk ile “Başbakan” olarak görüşmedi. AKP Genel Başkanı olarak görüştü. Görüşme yeri olarak TBMM’deki Başbakanlık makamı değil, AKP Grup Başkanı makamı kullanıldı. Erdoğan böyle bir yöntem izleyerek, daha önce sarf ettiği “PKK’ya terör örgütü diyemeyenlerle görüşmem” sözüyle “çelişmemiş” gibi bir görüntü yaratmaya çalıştı. “Ben o sözü Başbakan olarak söylemiştim ama parti genel başkanı olarak görüşebilirim” gibi pek de inandırıcı olmayan bir mesaj vermiş oldu. Bu amaçla, bir saatliğine “Başbakan” sıfatını askıya aldı.
2- Başbakan olarak değil parti başkanı olarak görüşmesi DTP liderine karşı da “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı sizinle muhatap olmadı, AKP lideri oldu, ona göre” gibi tebessümle karşılanacak bir mesaj verdi.
3- Ayrıca görüşme için Meclis’in seçilmesi de çözüm yerinin parlamento olacağı mesajı taşıyordu.
4- Bu görüşmenin taşıdığı en önemli mesaj ise Başbakan’ın “Kürt açılımı” adını verdiği çalışmada muhatap olarak DTP’yi gördüğüydü.

Ahmet Türk açısından
1- DTP lideri Ahmet Türk ise PKK’yla ilgili söylemini değiştirmeden Başbakan Erdoğan ile bir araya gelmeyi başardı. Türk, PKK’ya bakış açısını, duruşunu değiştirmedi, aksine, Başbakan, sözüne rağmen tutumunu değiştirdi. Görüşmek için geri adım atan Türk olmadı.
2- Türk, “Kürt açılımı” çalışmasında kendisinin ve partisinin muhatap olduğunu kanıtladı.
3- DTP lideri, “Bu konuyla ilgili her kesimin görüşü alınmalı” diyerek, Abdullah Öcalan’ın da muhatap alınması gerektiği mesajını yineledi.

CHP ve MHP muhatap değil
Başbakan Erdoğan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay, önce gazetecileri sonra DTP’yi muhatap aldılar. Daha sonra diğer siyasi partilerle sivil toplum kuruluşlarıyla da görüşeceklerini açıkladılar.
Başbakan Erdoğan’da CHP lideri Deniz Baykal ve MHP lideri Devlet Bahçeli’yi muhatap alma gibi bir eğilim yok. Oysa ciddi bir paket hazırlığı içinde olan ve çözüm yerini parlamento olarak açıklayan Başbakan’ın öncelikle görüşmesi gereken kişiler CHP ve MHP liderleri olmalıydı.

İşin dayanacağı yer
Erdoğan-Türk görüşmesiyle bir anlamda “müzakere” süreci başlatılmış oldu. Ortak amaç, terörün durması, kan dökülmemesi, silah bırakılması biçiminde özetlendiğine ve ortada “iki taraf” bulunduğuna göre, bu sonuçlara ulaşmanın “koşulları” olacaktır.
PKK silah bırakacak, dağdan inecek, yöneticileri üçüncü bir ülkeye güvenceli biçimde gidecek, örgüt mensupları normal yaşama dönecek...
AB sürecinde bugüne kadar önemli adımlar atıldı. İdam cezasının kaldırılmasından Kürtçenin serbest bırakılmasına, TRT’nin 24 saat Kürtçe yayına geçmesinden Kürt enstitüleri kurulmasına kadar çeşitli paketler açıldı. Ancak bunlar PKK’nın silah bırakmasına ve dağdan inmesine yetmedi.
Şimdi DTP’nin gündeme getirdiği yeni koşullar var. Bunların belli başlıları şunlar:
1- Güneydoğu’ya özerklik verilmesi,
2- Kürt kimliği ve kültürünün anayasal güvenceye bağlanması,
3- Kürtçenin eğitim dili olması,
4- Öcalan’ı da kapsayan genel af çıkarılması ve siyaset yapmasına olanak tanınması.
Sürecin nereye doğru evrileceği hükümetin “açılım”ında bu taleplere vereceği karşılığa bağlı...
İşin özü ve dönüp dolaşıp dayanacağı yer burasıdır.
Gerçek, saç kesilip öne düşünce görülecektir.