Önce Cumhuriyet'te İlhan Selçuk yazdı:
"Artık bitsin, bu kan davası."
"MHP'ye oy veren milyonlarca kişiyi yönlendiren duygunun sol düşmanlığı olduğunu sanmıyorum" dedi ve şunu ekledi:
"MHP barışa, dostluğa, kardeşliğe açılmakta içtenlikliyse, uzattığı el boşlukta kalmamalıdır. Sol ile sağ barış sürecine girmeden bir ülkede demokrasi nasıl gerçekleşebilir?
...
Bu ülkede kan davaları bitsin artık!"
* * *
HASAN Cemal'le birlikte yaptığımız ziyarette, MHP lideri Devlet Bahçeli, İlhan Selçuk'un yazısını anımsatan bir yaklaşım sergiledi, 12 Eylül öncesini değerlendirirken...
"12 Eylül öncesi bir gerçektir. Yaşanmıştır" dedi ve ekledi:
"Kan davası gütmek anlayışı yanlış."
Bahçeli, sol kesimden yükselen kaygıyı "yersiz" diye niteledikten sonra, şunu söylüyor:
"Bazı isimler sayarak diyorlar ki, şunların, şunların katilleri nerede, şimdi onları iktidara mı taşıyacaksınız? Bu yaklaşım çok yanlış. O zaman biz de çıkıp, bazı isimler sayıp, aynı şeyi söyleyebiliriz ki, bunun sonu gelmez. Bu kan davasını körüklemektir. Oysa biz, yeni yüzyılda yeni bir sayfa açalım, diyoruz. 12 Eylül öncesine takılıp kalmayalım."
* * *
MHP lideri "yeni yüzyılda, yeni sayfa"yı, "Toplumsal Uzlaşma Projesi" diye somutlaştırıyor:
"123 yıldır Anayasa tartışıyoruz. 75. yılında Cumhuriyet'in temel nitelikleri tartışma konusu yapılıyor. 50. yılında demokrasimizin kurum ve kuralları tartışılmalı. Türkiye artık geniş bir sivil platformda, ulusal bir uzlaşma ile bu konuları halletmeli. Anayasa'dan ihale yasasına kadar bu konuları gündemden çıkaracak düzenlemeleri yapmalı. Ne Cumhuriyet'ten ne de demokrasiden vazgeçmeyeceğini bilmeli. Demokratikleşme diye bir sorunu kalmamalı."
Demokratikleşme konusu açılınca, gündeme Güneydoğu sorusu geliyor.
Bahçeli, burada bir nokta koyuyor:
"Demokratikleşme derken, milli hassasiyetler açısından bir sınır çizilmeli. Etnik unsura dayalı demokratikleşme esas alınmamalı. Etnik unsura dayalı bir yola girerse Türkiye'nin önü çıkmazdır. Siyasi çözüm dendikçe, PKK, cesaret ve cüret buluyor. Demokratikleşme süreci, farklılıkları, ayrılıkları değil, ortak noktaları öne çıkarmalı ve kurumlaştırmalı. Vatandaşlık hukuku esas alınmalı. Türkiye'de kimse etnik unsur nedeniyle ikinci sınıf muamele görmüyor. Demokratikleşiyoruz diye etnik unsura dayalı bir yola girilirse, bu bağımsız Kürt devleti taleplerine kadar uzanır."
* * *
BAHÇELİ, yeni hükümetle ilgili soruları yanıtlarken, "topu" kamuoyuna atıyor:
"Millet bir işaret verdi. Kamuoyu ve bazı yazarlar, bu işareti DSP - MHP koalisyonu olarak yorumluyor. MHP zorlaştırıcı olmaz. Bize göre uzun ömürlü, kalıcı, istikrarı sağlayacak bir koalisyona ihtiyaç var."
Ve ekliyor:
"Şekillenmeyi, öncelikle görevi alması beklenen Sayın Ecevit'in izleyeceği yol belirleyecek."
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr