Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



İstanbul'da sinagoglara yapılan saldırıları "küreselleşme" olgusuyla birlikte değerlendirmek gerekir.
Küreselleşme süreci terörü de küresel boyuta taşımıştır. Gerek finans kaynakları gerek insan kaynakları bakımından terör örgütleri ve eylemleri de küreselleşmiş durumdadır.
Tek süper güç olarak sermayenin küreselleşmesi ve buna dayalı yeni siyasal dünya düzenine öncülük eden ABD'nin, karşılaştığı direnç unsurlarından biri olarak terör de küresel niteliklidir.
ABD'nin, terörü gerekçe göstererek Afganistan'ı ve Irak'ı işgal etmesi terörü durdurmaya ve kurutmaya yetmemiş görünüyor. Bu da terörün küreselliğini gösteren bir başka olgudur.
ABD'nin tezi terörü güç kullanarak önlemenin mümkün olduğudur. Nitekim bu tezi kullanarak ve bahane ederek Afganistan'dan sonra Irak'ı işgal etmiştir. Oysa, terör sadece güç kullanarak önlenemez. Çünkü terörün nedenleri salt askeri güçle ortadan kaldırılamaz. Neden ortadan kalkmadıkça teknoloji, finans ve insan kaynaklarının küresel niteliklerinden faydalanan terör örgütlerinin, eyleme geçmeleri tümüyle önlenemez. Bugün terörün kimi, ne zaman ve nasıl vuracağının belli olmayışı da bunu gösteriyor.
ABD'nin, güç kullanmaya ayırdığı kaynağın en azından bir bölümünü küreselleşmenin derinleştirdiği ve yarattığı sosyo - ekonomik dengesizlikleri gidermeye ayırması çok daha etkili olacaktır. Küreselleşmenin bu boyutunu hiç görmeden, ülkeler düzeyinde de, toplum kesimleri düzeyinde de uçurumu büyüten bu süreci hızlandırmak, askeri ve siyasi açıdan korumak dışında hiçbir sosyal açı geliştirmemek, terörü besleyen bir politikadır.
Bu koşullarda ortaya çıkan terörle bir devletin tek başına baş etmesi de mümkün değildir. Küresel boyutlu terörle mücadele için ülkeler arası işbirliği şart olduğu gibi yine uluslararası kuruluşların öncülüğünde, refah paylaşımı da düzenlenmelidir.
Bu gerçekler ortadayken, ABD'nin, Irak'ta olduğu gibi, "her şeyi ben bilirim, ben yaparım" mantığıyla hareket etmesinin ne denli yanlış ve yetersiz olduğu da anlaşılmaktadır.
Küreselleşmenin iki yüzü birlikte değerlendirilmeden terörün nedenlerini ve dolıyısıyla kaynaklarını ortadan kaldırmak mümkün değildir.
ABD Irak'ta karşılaştığı dirençle birlikte bunu da düşünmek zorundadır.
Bu, işgal ettiği ülke kaynaklarını küresel sermayeye sunmadan önce ve ondan çok daha fazla düşünmesi gereken bir konudur.