"Bizim muhatabımız Irak hükümetidir. Türkiye'yi sınamaya kalkmayın."Şimdi bu "sert" mektuba yanıt bekliyoruz.Bakan, Türkiye'nin Kuzey Irak'ı "resmen" muhatap almadığını ve almayacağını söylüyor. "Sakın sınamaya kalkmayın" demesi bundan...Bağdat ve Kuzey Irak, bu tepkiyi çok ciddiye almış gibi görünmüyorlar. Türkiye'nin Habur'dan petrol sevkiyatını durdurmasına karşılık onlar da Türkiye'den et ithalatını durdurdular.Karşılıklı ekonomik ambargo denemeleri...Ankara, "Habur'u kapatırsak ekonomik olarak boğulursunuz" mesajı veriyor, Kuzey Irak da "Kapatırsan kapat, çok da önemli değilsiniz, biz de sizin mallarınızı almayız" demeye getiriyor.Bakalım bu karşılıklı "boykot" taraflardan hangisini dize getirecek?Ankara mı Kuzey Irak'ı resmen muhatap almaya başlayacak, yoksa Kuzey Irak, "Ambargoya dayanamıyoruz, anlaşmayı Bağdat'la yapın ama akaryakıtı gönderin" mi diyecek?Türkiye, artık "Kuzey Irak'la bilek güreşi" yapıyor. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, kendi ifadesine göre Irak'a "sert" bir mektup yazmış. Şöyle demiş: Kuzey Irak'la "muhatap" olma işinin sadece ticari yönü yok.Irak'ta gerçek otorite konumundaki ABD'nin bu konuda verdiği mesaj açık.ABD, "Irak Anayasası"nı göstererek "Buna saygılı olacaksınız" diyor.Sadece akaryakıt ihracında değil...Kerkük konusunda da PKK sorununda da..."PKK konusundaki beklentilerimiz" dediğinizde ABD, Kuzey Irak'taki yönetimli "işbirliği"ni tavsiye ediyor."Kerkük" dediğinizde de:"Bu, Irak'ın iç sorunudur. Irak Anayasası ne diyorsa o olacak" yanıtını veriyor. Anayasa da 2007 sonuna kadar referandum öngörüyor. ABD, "Bu referandum yapılacak" diyor.Daha birkaç gün önce ASAM'daki konferansta Terörle Mücadele Özel temsilcisi Edip Başer'in sorusuna, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, öz itibariyle bu yanıtı verdi.Siz Kuzey Irak'ı ister muhatap alın ister almayın...ABD'nin dediği bu olduğu içindir ki, Bağdat ya da Kuzey Irak Ankara'ya "işinize gelirse" tavrı gösterebiliyor.Kuzey Irak'la muhataplık sorunu bu kadarla da sınırlı değil:Sınırda peşmergeler donatılıyor. Ağır silahlarla güçlendiriliyor.TSK'nın sınırı geçecek operasyonlarına askeri olarak ABD ve peşmergelerin engel olduğu haberleri de geliyor. ABD'nin mesajı ABD destekli bu durum karşısında Başbakan Erdoğan'ın geçmişe atıfla yakınması sonucu değiştirmiyor. Başbakan Erdoğan'ın, "Gençliğimde peşmergelere ilaç taşımıştım, şimdi söylediklerine, yaptıklarına bakın" türünden "vefasızlık" şikâyetinde bulunmasının da çok etkili olduğu söylenemez.Celal Talabani, Mesud Barzani ve Behram Salih "o günlerin çok eskilerde kaldığı" efelenmesiyle Ankara'yı "uyarıyor", hatta "tehdit" ediyor.Hükümetin de bir karar vermesi gerekiyor:"Kuzey Irak'taki Kürtler de Türkmenler gibi kardeşimiz, soydaşımız mı değil mi?"Eğer kardeşlerimizse bu "sert"lik, bu karşılıklı "boykot" niye?"Abilik, hamilik" söylemine ne oldu?Müttefiklik, stratejik ortaklık nerede? fbila@milliyet.com.tr Eski günler yakınması