TSK, özellikle maaş konusuyla gündeme gelmekten kaçınır. Bıçak kemiğe dayanmadıkça bu konu üzerinde durmaz. Maaşla ilgili olarak talepte bulunmaktan veya tartışılmaktan dolayı da üzüntü duyar. Bugün de TSK yöneticilerinin üzüntü içinde olduklarını söyleyebiliriz.Üzüntü verse de gerçek, TSK personelinin yüzde 96sının yoksulluk sınırı altında maaş almaları. TSKyı harekete geçiren de bu. Binbaşı ve daha alt rütbedeki subayların maaşları bu sınırın altında. Nitekim başvuruda daha üst rütbeli subayların sorunları konu edilmemiş, öncelikle bu sınırın altında maaş alanlarla ilgili talep gündeme getirilmiş görünüyor.Oysa, TSK personelinin, maaşları ve diğer sosyal olanakları açısından göreceli olarak iyi durumda oldukları yargısı yaygındır. Ama açıklanan rakamlar, bunun böyle olmadığını gösteriyor.Askeri personelin yüzde 96sı yoksulluk sınırının altında maaş alıyorsa, sosyal olanak ve güvenceleri daha kötü durumda olan diğer memurların durumu nedir?Sivil kesimdeki durumun askeri kesimden farklı olmadığını, hatta bazı meslek gruplarında çok daha götü ve çarpık bir tablonun söz konusu olduğunu söyleyebiliriz.Bugün müsteşar, genel müdür, yüksek yargıç, vali, profesör gibi görevlerde bulunanlar dışındaki memurların yoksulluk sınırının altında maaş aldıkları görülüyor.Örneğin 1. derecenin 4. kademesine gelmiş kıdemli bir mühendisin maaşı 943 milyon 500 bin lira, aynı derece ve kademede bir uzman doktorun maaşı 1 milyar 96 milyon 550 bin lira, yine aynı derece ve kademedeki bir öğretmenin maaşı 796 milyon 200 bin lira, son derece ve kademeye gelmiş bir şube müdürünün maaşı 869 milyon 350 bin lira...Bu rakamlar derece ve kademe düştükçe daha da düşüyor kuşkusuz. 9. derecenin 1. kademesindeki yükseköğrenimli bir memurun maaşı 499 milyon 300 bin lira, 12. derecenin 3. kademesindeki bir hemşirenin maaşı 585 milyon lira. 7. derecenin 1. kademesindeki bir araştırma görevlisinin maaşı 757 milyon 100 bin lira...Bunlar Maliye Bakanlığının resmi rakamları...Örnekler çoğaltılabilir.En üst derecesinden en alt derecesine kadar memur maaşları düşüklüğü tartışma götürmez bir gerçek.Ayrıca memur maaşlarındaki yatay adaletsizlik de ayrı bir önemli sorun. Aynı eğitime sahip olan ve aynı işi yapan memurlar arasında da çalıştıkları kuruma göre önemli maaş farkları var. Maaşlarda "eşit işe eşit ücret" ilkesi uygulanmıyor. Kurumdan kuruma fark ediyor. İş ve işlev tanımı da yok.Keza memur maaşlarının unsurları da karmaşık bir soruna dönüşmüş durumda. Bir memur maaşı birçok unsurdan oluşuyor. Bazı mesleklerde bu unsurların sayısı 10u geçiyor. Bu da memur maaşlarını arapsaçına dönüştürmüş durumda.Yüksek enflasyon dönemlerinde yıpranan memur maaşlarında yapılan artışlar hep beklenen enflasyon rakamlarına göre yapıldı, ancak gerçekleşen enflasyon dikkate alınmadı. Enflasyonun yarattığı yıpratma telafi edilmedi. Bu da asker - sivil kamu personelinin yüzde 90ından fazlasının maaşını yoksulluk sınırının altına itti. Düz memurların maaşı bu sınırın çok altında kaldı.Bazı kurumlarda ve kurullarda ödenen yönetici maaşları ise maaş uçurumunu daha da artırdı...Bugün kamudaki ücretler yapısal ve içinden çıkılması zor bir sorun...Bütün hükümetlerin gündeminde yer almasına karşın, kamu personelinin maaşlarında "dikey ve yatay adalet" sağlayacak bir reform yapılamadı.Sorunun ek düzenlemelerle çözülmesi mümkün görünüyor.Kamu personel rejiminin her yönüyle köklü bir reforma, maaşların da geçmiş yıl kayıplarını dikkate alacak, eşitlik sağlayacak şekilde sadeleştirilmeye gereksinimi var. fbila@milliyet.com.tr Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin yüzde 96sının maaşının yoksulluk sınırı olan 1 milyar 443 milyon liranın altında kaldığını belirten Genelkurmay Başkanlığı, hükümetten iyileştirme istedi.
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025