Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı




Türk ekonomisinin can damarlarından biri olarak bilinen Mersin - Tarsus - Adana bölgesi, dış politikayla da çok yakından ilgili görünüyor.
Irak konulu panel için bulunduğumuz bölgede KKTC ve Kuzey Irak, gündemin ilk sıralarında görünüyor. Bölge insanı, ekonomi ve politikasıyla Kuzey Irak ve KKTC'deki gelişmelerle kendi geleceği arasında yakın ilişki olduğunu düşünüyor.
Bu ilişkinin eksenini oluşturan, bölgedeki ekonomik potansiyel.
Örneğin, Tarsus ve Mersin'in önde gelen politikacıları ve işadamları Mersin serbest bölgesini, Kuzey Irak'a çalışan şirketlerin daha iyi kullandığı kanaatindeler. Hatta bazıları, serbest bölge olanaklarını KDP lideri Barzani'nin daha etkin kullandığı tesbitini yapıyorlar. Serbest bölgede faaliyet gösteren 200'e yakın şirketin daha çok Kuzey Irak'a kaynak aktaran biçimde çalıştığını belirtiyorlar.
Bu ekonomik tespitler üzerine Kuzey Irak'la ekonomik ilişkilerin Çukurova insanına da kaynak ve istihdam yaratacak şekilde hükümetçe desteklenmesi ve organize talepleri var.
Aynı ilgi ve beklenti, KKTC için de geçerli. KKTC ile yapılan ve büyük ölçüde Mersin bölgesinden yürütülen ticaretin giderek zayıfladığı ve Uzakdoğu mallarının hakimiyetine geçtiği de vurgulanan bir diğer gelişme. KKTC ile Mersin ve ilçeleri arasındaki ticaretin güven kaybından dolayı ölmekte olduğu vurgulanıyor. KKTC ekonomisinin güney sahillerinden beslenebilmesi için yine Ankara'nın özel bir planlama içine girmesi gerektiği belirtiliyor. Bu beklenti içindeki Çukurova girişimcileri bu nedenle KKTC seçimleri ile de yakından ilgili. Kıbrıs Türklerinin her şeyden önce ekonomik egemenliklerinin güçlendirilmesi gerektiği teziyle bu bölgeyle entegrasyonu güçlendirecek teşvikler bekliyorlar.
Yerel girişimciler bu yaklaşım içinde Kuzey Irak ve KKTC'deki siyasi gelişmeleri yakın takibe almış durumdalar.
Mersin bölgesinin bir diğer beklentisi de üniversitenin desteklenmesi. Güneydoğu ve İç Anadolu'dan büyük göç alan bölgenin yüksek öğretim kurumlarının da aynı hızla geliştirilmesi ve genç nüfusun yüksek öğrenim olanağına hızla kavuşturulması gerektiği vurgulanıyor. Bu amaçla Mersin'in ilçelerinde dahi bir eğitim seferberliği göze çarpıyor. Örneğin, Tarsus'ta Mersin Üniversitesi'ne bağlı Tarsus Teknik Eğitim Fakültesi'nin inşaatı ödenek bitmesine karşın, halkın katkılarıyla sürdürülüyor. Her şeyi Ankara'dan ve bütçeden beklemenin yanlış olduğu bilinciyle hareket eden Tarsuslular fakülte inşaatını kendi olanaklarıyla sürdürdükleri gibi ileriye dönük olarak bu tarih ve kültür merkezinde üniversite projesini de şekillendiriyorlar.
Ekonomik krizin etkilerinin yavaş yavaş kaybolduğu bu süreçte bölgeye dönük olarak yürütülecek teşvik ve destek politikalarıyla Çukurova'nın kapattığı 10 bine yakın işyerini yeniden açabileceği ve aldığı göçle de büyüyen işsizlik sorununu kısa sürede çözebileceği mesajı her vesile ile Ankara'ya iletiliyor. Ankara'nın Türk ekonomisinin temel taşlarından biri olan Çukurova'ya özel bir ilgi göstermesi şart...