23 Nisan resepsiyonuyla tırmanan gerginliğin 30 Nisan'da yapılacak Milli Güvenlik Kurulu toplantısında bir çeşit uyarıya dönüşmesi olasılığı yüksek.
Bu yönde aldığımız duyumlar sıklaştı.
MGK'nın askeri kanadının kurula bazı raporlar sunduktan sonra, genel gidişe ilişkin bir değerlendirme yapması bekleniyor.
Önce raporlara değinelim...
MGK'ya sunulması beklenen raporların biri yurtdışındaki Milli Görüş dernekleriyle ilgili. Bu raporun, hem Türkiye'deki faaliyetlerle ilgili güvenlik birimlerinin saptamaları, hem de Almanya'da Anayasayı Koruma Teşkilatı'nca yapılan saptamalar ve değerlendirmeleri içerdiği kaydediliyor.
Raporun 500 - 600 sayfayı bulan kapsamda olduğuna işaret ediliyor.
MGK'ya sunulması muhtemel ikinci rapor ise YÖK ve eğitimle ilgili. Bir yandan sekiz yıllık kesintisiz eğitimin değiştirilmesine dönük girişimlerin konu edilmesi, bir yandan da üniversitelerin bölünerek yeni kadro olanakları yaratılmasına ilişkin saptamaların bu raporla gündeme gelmesi söz konusu.
Raporların sunulmasından sonra değerlendirme aşamasında, MGK'nın askeri kanadının, Dışişleri Bakanlığı'nın tartışılan genelgelerine değinecekleri kaydediliyor. Kamuoyuna Milli Görüş dernekleri ve Fethullah Gülen okullarıyla ilgilenilmesi, birer ticari kuruluş gibi yaklaşılması talimatı niteliğinde olduğu öne sürülen Dışişleri Bakanlığı genelgesi asker kesiminde bir "meşrulaştırma" ve "devlet eliyle saygınlık kazandırma" girişimi olarak görülüyor. Bu algılamanın MGK'da da dile getirilmesi olası.
23 Nisan resepsiyonu ve buna bağlı olarak gündeme gelen türban tartışmasının aynı kesimde nasıl algılandığına gelince...
Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının resepsiyona gitmeme kararının demokratik bir tepki olarak görülmesi gerektiği belirtiliyor. Komutanların bu tutumunun bir birikim sonucu olduğu, "bir bez parçasına tepki" gibi gösterilmesinin bir saptırma olduğuna da dikkat çekiliyor. Yapılan değerlendirmenin özeti şu:
"Türban konusu Anayasa Mahkemesi tarafından sonuca bağlanmıştır. Bez parçası diye küçümsenmesi bir çarpıtmadır. Bez parçasıyla uğraşanlar belli bir zihniyetin mensuplarıdır. Türbanın bir siyasal simge ve araç olarak kullanıldığı açıktır. Bazı girişimlerle kararlar, kurallar delinmeye, bazı mesajlar verilmeye çalışılıyor. Kaldı ki bunun dışında devletin yapısını değiştirmeye, Cumhuriyet'in temellerine ve temel kurumlarına dönük girişimler de söz konusu. Örneğin atamalar. Çok geniş yelpazede belli görüşlerin temsilcileriyle yürütülen bir kadrolaşma faaliyeti. Devletin yıllarca mücadele ettiği yurtdışında yoğun faaliyet içinde bulunan derneklere, faaliyetlere meşruluk ve saygınlık kazandırma çabası. Bütün bunlar karşısında halkın demokratik yöntemlerle, davranışlarla ve araçlarla aydınlatılması herkesin görevidir. Çünkü burada çaba ve gayret Cumhuriyet'i, rejimin yapısını, niteliklerini korumaktır."
Duyarlılık gösterilen bu konu da 23 Nisan resepsiyonu sırasında Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, "Millet bunları affetmeyecek" biçimindeki sözleriyle, resepsiyona katılmayanları eleştirmesi. Başbakan'ın bu sözleri de kırgınlık ve tepki yaratmış görünüyor.
İleriye dönük değerlendirmeye gelince... Bu girişim ve çabaların devam etmesi halinde devletin uyum içinde çalışmasının zorlaşacağına dönük, uyarı niteliği taşıyan değerlendirmelerin yapılması da MGK toplantısıyla ilgili beklentiler arasında... 30 Nisan'da yapılacak MGK toplantısında bugüne kadar gündeme gelen ve tartışılan bütün konuların masaya yatırılacağı anlaşılıyor.