Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Erdil davasının örnek oluşturacak bazı özellikleri var:1 Bu davanın bir özelliği Türk silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) "mal varlığındaki kuşkulu artış"tan hareketle bir kuvvet komutanını mahkeme önüne çıkarması ve mahkemenin "Yolsuzlukla Mücadele ve Mal Bildirimi" yasasından giderek mahkûmiyet kararı vermesidir. 2 Bir diğer özelliği yargılanması özel usule tabi üst düzey bir komutanının, Genelkurmay Başkanı'nın izniyle yargı önüne çıkarılmasıdır.3 Üçüncü bir özellik de mahkemenin, mal bildiriminde bulunma sorumluluğu olmayan akrabalar üzerindeki mallara da el konulması kararı almış olmasıdır.TSK, titizliğini ortaya koydu. Yargılamanın özel usullere bağlı olması bir "koruma kalkanı" olarak kullanılmadı.Sivil üst düzey bürokrasiye de dokunulmazlık altındaki siyaset kurumuna da örnek oluşturması gereken yönler bunlardır.Oysa, milletvekili dokunulmazlığı başta olmak üzere sivil kesim özel yargılama usulünü zırh olarak kullanıyor.Bir önemli fark da "nereden buldun"u sivil kesimin sisteme sokmamasıdır. Aksine sisteme girmiş olanın yürürlülüğünü ertelemiş sonra da yasayı kaldırmıştır. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil, "haksız mal edinmek"ten 2.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, eşinin ve kızının üzerine kayıtlı evlere el konulmasına da karar verdi. Karar henüz temyiz aşamasından geçmediği için kesinleşmedi. Anımsayalım: Zekeriya Temizel, Maliye Bakanı'yken, böyle bir yasa çıkarmıştı. Kamuoyunun "nereden buldun" diye isimlendirdiği bu yasa, servetin yasal yollarla elde edilip edilmediğinin sorgulanmasını düzenliyordu.Temizel bu yasa yüzünden "hedefteki adam" haline geldi. Sistem, Temizel'i Maliye Bakanlığı koltuğunda oturtmadığı gibi bu yasayı da ortadan kaldırdı.Temizel'in bu yasasını çıkaran aynı hükümet (DSP-MHP-ANAP koalisyonundan oluşan 57. hükümet) yürürlüğe girmesini erteledi. AKP iktidarı döneminde de yasa tümüyle kaldırıldı."Nereden buldun" kimsenin hoşuna gitmedi. Kırk bahane üretildi ve yasa kalktı.Bu yasa yürürlükte olsaydı, Türkiye bu kadar çok "mal varlığı ve bildirimi" tartışması yapmak zorunda kalmazdı. Temizel yasası Yolsuzlukla mücadele ve temiz toplum, yolsuzlukların ayyuka çıktığı ülkemizde her zaman toplumun talebi olmuştur.Temiz topluma ulaşabilmek için gerekli yasal düzenlemelerden kaçınmak siyaset kurumunu töhmet altında bırakıyor.Bu yönde en ciddi girişimlerde bulunmuş bir bakan ve eski bir denetim elemanı olarak Zekeriya Temizel, temiz topluma ulaşmanın üç koşulunu şöyle sıralıyor:'1 Kara parayla mücadele: Dünyanın her yerinde yolsuzlukla mücadelenin bir ayağı kara parayla mücadele etmektir. Bu mücadelede mevzuatta açık olmamalıdır.2 Kamu personelinin denetimi: Siyasiler dahil olmak üzere kamu personelinin servet denetimi altında olması. Mal bildirimi bu amaçlı bir uygulamadır. Yoksa mal bildirimi kültürel bir faaliyet değildir. İnsanların bilgisi artsın diye yapılmaz. Bildirimin amacı elde edilenlerin kaynağının yasal olup olmadığının anlaşılmasıdır.3 Nereden buldun: Mal bildiriminin eksik yönü nereden buldun sorusunun sorulamamasıdır. Bu nedenle mal bildirimi amacına uygun işlev görmez. Mal bildiriminde bulunma zorunluluğu olmayan akraba, eş-dost üzerine geçirilen varlıklar gizlenmiş olur ki, Türkiye'de yaygın olarak bu yapılmaktadır. Temiz toplum için 'nereden buldun' düzenlemesi şarttır."Başbakan Erdoğan'ın, "Adeta lanet olsun dedim, devrettim" diye tepki göstermek, dokunulmazlıkları savunmak yerine, bu üç koşulu eksik bırakmadan gerçekleştirmesi, var olanları güçlendirmesi gerekir.Erdoğan ve AKP'nin seçim öncesindeki en büyük iddiasının yolsuzlukla mücadele olduğu anımsanırsa, yapılması gereken budur. fbila@milliyet.com.tr Temiz toplumun üç koşulu