Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

O kadar ki, Türkiye'nin bütün sorunları neredeyse Org. Kılınç'ın bu ziyareti, bu ziyaretinde yaptığı temaslar ve konuşmalara bağlandı, bağlanacak..."Vurun abalıya" misali Org. Kılınç günlerdir eleştiri oklarının tek hedefi haline getirildi.Türkiye'nin demokratikleşmesi, Avrupa Birliği'ne girişi önündeki en büyük engel nedir diye soracak olsanız bugünlerde alacağınız yanıt, "Org. Kılınç'tır" olacak, neredeyse.Bu ve benzeri eleştirilerin bir kaynağı belirli bir zihniyetin bir fırsat yakaladığı düşüncesiyse, diğeri bilgisizliktir.Öncelikle bilinmesi gerekir ki, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Başbakanlığa bağlı bir kurumdur. Cumhurbaşkanlığı'na veya Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı değildir.Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nin bütün faaliyetleri başbakanın bilgisi dahilindedir. Milli Güvenlik Kurulu genel sekreterinin yurtdışı seyahatleri, başbakanın "olur"uyla yapılmaktadır. Ayrıca, MGK genel sekreteri yaptığı dış seyahatlerin dönüşünde temaslarıyla ilgili olarak başbakana bir, "sonuç" raporu sunar. MGK genel sekreterinin yapacağı dış seyahatler bir yıl önceden planlanır ve bütçelenir.MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç'ın son Avrupa seyahati de Başbakan'ın, "olur"uyla yapılmıştır. Başbakan'ın imza attığı bu olur, Org. Kılınç'ın ziyaret programının yanı sıra yapacağı temaslar ve faaliyetler hakkında da bilgi içermektedir.Ayrıca, Türkiye'nin ulusal çıkarları bağlamında iç ve dış kamuoyu oluşturulması, yurtdışındaki vatandaşlarımızın Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlılıklarının güçlendirilmesi görevleri Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'ne verilmiştir. Başbakanlık'ta oluşturulan yurtdışındaki vatandaşlarla ilgili "Koordinasyon Kurulu" ve görevleri de yine Başbakanlığın talimatıyla Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'ne verilmiştir.Dolayısıyla Org. Kılınç'ın yaptığı son Avrupa ziyareti, bu ziyaret sırasında gerçekleştirdiği temaslar, bu temasların amaçları ve edinilen izlenim Başbakan'ın bilgisi dahilindedir ve onun onayıyla gerçekleştirilmiştir.Durum böyle iken Başbakan'ın Org. Kılınç'ı MGK'ya şikayet etmesi düşünülemeyeceği gibi, "bu görevi Org. Kılınç'a kim verdi, MGK mı verdi, hangi yetki ile bu seyahati yapıyor" gibi soruları gündeme getirmek de abesle iştigaldir.Başbakan'ın kendisine bağlı bir kurumun başındaki kişi olarak Org. Kılınç'tan istediği bilgiyi istediği zaman alması zaten mümkündür. Kaldı ki, bu tür seyahatler sonucunda MGK genel sekreterinin başbakana rapor sunduğu da bilinmektedir.Org. Kılınç'ın Avrupa'daki temaslara ve yaptığı konuşmalara gelince...MGK Genel Sekreteri'nin bu ziyareti yurtdışındaki Türk derneklerini tek çatı altında toplama, etkinliklerini artırma, Türkiye'nin ulusal menfaatlerini korumada daha etkin kılma amacıyla yapıldığını daha önce de duyurmuştuk.Org. Kılınç'ın vatandaşlarla yaptığı görüşmeler sırasında soruları yanıtlarken, ortaya koyduğu düşüncelerden birkaç cümleyi öne çıkararak, "günah keçisi"ne çevirmek ancak kasıtlı bir davranış olabilir. Buradan yola çıkarak Org. Kılınç'ın ve TSK'nın Avrupa Birliği'ne karşı olduğu, hatta engel oluşturduğu sonucuna varmak da gerçekçi değildir. Mevcut ve eski genelkurmay başkanları da, Org. Kılınç da, değişik vesilelerle TSK'nın Avrupa Birliği'ne karşı olmadığını belirtmişler, ancak AB'nin Türkiye'ye karşı çifte standartçı bir yaklaşım göstermesine dikkat çekmişlerdir. AB'nin Türkiye'yi ne kadar zorladığı, hiçbir ülkeye koşmadığı özel koşulları sadece Ankara'ya dayattığı Org. Kılınç'ı eleştiren çevrelerin de malumudur.Türkiye'nin modernleşmesinde her zaman öncülük yapmış bir kurum olarak TSK'yı AB'ye girişte engel olarak göstermek doğru değildir. Türkiye'nin Batılılaşma süreci içinde reformların gerçekleşmesine en fazla katkıda bulunmuş kurum TSK'dır. 50 yıldır NATO'nun içinde bulunan TSK'yı Batı karşıtlığı, Baasçı ve Üçüncü Dünyacı eğilimler taşımakla suçlamak da anlamsızdır... fbila@milliyet.com.tr Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç'ın son Avrupa ziyareti eleştirilere hedef oldu.