Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Önce birincisinden başlayalım...General Myers'la Org. Özkök arasındaki telefon görüşmesi Kuzey Irak ve PKK açısından önem taşıyor.Edindiğimiz bilgilere göre iki generalin Irak'la ilgili durum değerlendirmesine ilişkin konuşmasında PKK ve Kuzey Irak'taki Türk askerinin varlığı da konu ediliyor. Washington, Ankara'ya iki önemli kanaldan mesaj gönderdi. Bunlardan birincisi, ABD Genelkurmay Başkanı Myers'la Genelkurmay Başkanı Org. Özkök arasındaki telefon görüşmesi. Diğeri de, Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz'le Dışişleri Bakan Yardımcısı Grossman'ın Mehmet Ali Birand'a Manşet programı için verdikleri söyleşi. 'MERAK ETMEYİN' Org. Özkök de, bu bilgiye karşılık, "Madem öyle PKK'nın silahlarını niye almıyorsunuz? Onların yanından gelip geçtiniz" diyor.Myers, bu soruya karşılık da, "Merak etmeyin, PKK'yı da silahsızlandırıp, etkisiz hale getireceğiz. Bununla ilgili planlama çalışmalarımız sürüyor. Hatta belki o zaman Türk askerinin Kuzey Irak'ta bulunmasına da ihtiyaç kalmayacak." General Myers, Org. Özkök'e, "Musul ve Kerkük'ten kaygılanıyordunuz. Buradaki silahlı Kürtleri çıkartıyoruz ve çıkarırken de silahlarını alıyoruz" bilgisini veriyor. ANKARA MEMNUN Ankara, PKK ve Kürt gruplarının ağır silahlara sahip olmasından Washington ise Türkmenlerin silahlandırılması olasılığından kaygılı.General Myers'ın PKK ile ilgili sözleri Ankara'yı memnun etmiş görünüyor. Ancak, Ankara Türk askerinin Kuzey Irak'tan çekilmesi için PKK sorununun tümüyle çözülmesini koşul olarak görüyor.Wolfowitz ve Grossman'a gelince... Myers'ın bu sözleri üzerine Özkök de, Türk askerinin PKK'yı izlemek üzere Kuzey Irak'ta bulunduğunu, bu sorunun ortadan kalkması halinde o zaman Kuzey Irak'taki TSK varlığının gözden geçirilebileceğini iletiyor. 'CİDDİ BİR DURUM' "Bu ciddi bir durumdur. Hükümette değerlendirmemiz gerekir."Wolfowitz'in sözleri gerçekten ciddi bir durumdur. Ciddiyetle ele alınması ve muhatapları tarafından da yanıtlanması gerekir.ABD Savunma Bakan Yardımcısı'nın eleştirileri, öyle ayaküstü birkaç cümleyle yanıtlanıp, geçiştirilecek türden değil...Wolfowitz, Türkiye'nin Irak konusunda hata yaptığını, hata yaptım demesi gerektiğini belirterek, bir anlamda Ankara'nın özür dilemesini istiyor. Bununla da kalmıyor, Genelkurmay'ı da eleştirip, beklenen liderliği yapamadığını söylüyor. İleriye dönük olarak da biraz tehdit kokan sözler sarf ediyor. Wolfowitz'in Türkiye hakkındaki ağır sözlerine en anlamlı yanıtı Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül verdi: TEK SUÇLU MU VAR? Wolfowitz ve Grossman'ın eleştirilerini "kişisel görüşleri" olarak algılamak yanlış olur. Grossman'ın da belirttiği gibi bu yaklaşım, ABD yönetiminin yaklaşımıdır.Ankara'nın Irak krizinin yönetiminde hatalar yaptığı doğrudur. Bu süreçte dağınık ve çelişkili bir tutum sergilemiştir.Ancak, dış ilişkiler en azından ikili ilişkiler olduğuna ve ortada istenmeyen bir sonuç bulunduğuna göre, hata veya hataları bir tarafta aramak da doğru değildir. Bugün ortada iki ülke açısından istemeyen bir sonuç varsa, bunda ABD'nin de hatasını ve hatalarını aramak gerekir. Benzeri eleştirileri daha diplomatik bir dille ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Grossman da yaptı. GÜVEN VERMEDİLER ABD, Ankara'ya aradığı güveni ve güvenceyi başlangıçtan itibaren vermemiştir. Anımsanacağı üzere, müzakereler sırasında, özellikle Ankara'nın Kuzey Irak'la ilgili kaygılarını giderecek bir tutum almamıştır. Örneğin, başından itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a girmesine karşı durmuştur. Birlikte hareketi uzun ve dirençli bir müzakere sonucunda kerhen kabul etmek zorunda kalmıştır. Bu ABD'nin ileriye dönük niyeti konusunda ciddi güvensizlik yaratmıştır.Keza siyasi açıdan Ankara'ya başka Kuzey Irak'taki gruplara başka garantiler vermiş, bunlar sonradan anlaşılmış ve bu garantilerin birbiriyle çeliştiği ortaya çıkmıştır.Ankara'yı suçlayan Washington kendi hatalarını da görmelidir.Washington kadar Ankara'nın hayal kırıklığına uğradığı unutulmamalıdır. fbila@milliyet.com.tr Hemen bir ikisini sıralamak gerekirse...