Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


12 Eylül darbesiyle siyaset dışına itilen liderlerden önce Demirel rövanşı aldı. Sonra Erbakan.
18 Nisan seçimlerinde de rövanş sırası Ecevit ve Türkeş'teydi. Ecevit'in DSP'si birinci parti oldu. Kendisi hayatta olmasa da Türkeş'in partisi MHP, Devlet Bahçeli'nin önderliğinde seçimden galip çıktı.
Tabii ki, seçim sonuçları basit bir "rövanş" yaklaşımının çok ötesinde anlamlar taşıyor. Herkesin cevabını aradığı soru şu: Neden DSP, neden MHP?
Her iki partiye yönelişin ortak nedenini, Türkiye'nin yeni rotasında aramak gerekiyor.
1- Seçim sonucu, halkın, Türkiye'nin Avrupa'dan dışlanmışlığına tepkidir. Avrupa Birliği'ne üyelik ve PKK terörü konusunda Batı'nın Türkiye'ye karşı aldığı olumsuz tavır, ülkede "ulusalcılık" tercihini ön plana çıkarmıştır.
2- Bu tercih "ulusal sol"u savunan DSP ile "ulusal sağ"ı temsil eden MHP'yi zirveye taşımıştır. İki partinin bir koalisyonla ortak iktidar olması, seçmenin tercihiyle çelişmeyecektir. Ortak paydaları "ulusalcılık"tır. "Milliyetçi Cephe"leşme herhalde yanlış olur.
3- ANAP ve DYP'deki gerileme, iki partinin de çözüm üretemeyen politikalarından kaynaklanmıştır. Şahsi ve oportünist politikalar ANAP ve DYP'yi de, liderlerini de eritmiştir.
4- Önce Refah, sonra Fazilet çizgisi de seçmendeki değişim beklentisini karşılayamamıştır. Kaddafi İslamcılığına kadar uzanan din istismarcılığı, milliyeti Türk olan halkın Müslümanlığıyla örtüşmemiştir.
5- PKK terörüne karşı DSP ve MHP'nin politikaları yakınlaşmıştır. Terör ile insan haklarını birbirine karıştıran, insan haklarını ayrımcılığa kalkan olarak kullanan söylem ve tavırlara karşı öfke, 18 Nisan'da patlamıştır.
6- Seçim sonuçları, 28 Şubat'ın tercihleriyle de uyuşmaktadır. Halkın 28 Şubat'ı benimsemediği, sandıktan 28 Şubat karşıtı bir sonuç çıkacağı yolundaki öngörü ve beklentiler suya düşmüştür.
7- ANAP ve DYP için geçerli olan bütün olumsuzluklar CHP için de geçerlidir. Oportünist, günübirlik politika, çözümsüzlük CHP'yi baraj partisi haline getirmiştir. Atatürk'ü, bu işe karıştırmak yanlıştır.
8- Dürüstlüğün erdem olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. DSP lideri Ecevit'in adının, ta başından beri dürüstlükle birlikte anılması anlamlıdır. MHP lideri Bahçeli de yeni bir lider olarak kamuoyuna bu imajı vermiştir.
9- Şimdi din istismarcılarının, ayrılıkçıların ve günübirlik politikacıların şapkalarını önüne koyup düşünmeleri gerekiyor. Türkiye'yi "Doğu"ya doğru iten Avrupa'nın da...
10- 18 Nisan'ın ortaya çıkardığı en önemli sonuçlardan biri de oyların bölgesel dağılımıdır. Belki de en hassas nokta buradadır. Batı'da DSP'ye, Orta'da MHP'ye, Doğu'da HADEP ve FP'ye yönelim üzerinde dikkatle durulması gereken yeni bir durumdur. DSP'nin tutumu yıllardır bellidir. Önemli olan MHP'nin tavrıdır. Nasıl bir hükümet kurulursa kurulsun Türkiye'nin geleceğinde bundan sonra belirleyici unsur, MHP'nin politikaları olacaktır.
MHP herkesi ve her bölgeyi kucaklayan, milliyetçiliğini, gerçekçi Atatürk milliyetçiliği ile tanımlayan bir politika izlerse, büyür.




Yazara E-Posta: h.bila@milliyet.com.tr