Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       TÜRKLERİN savaş meydanlarında kazanıp masa başında kaybettiği çok olmuştur. Osmanlı tarihi de bu "masa başı" yenilgi örnekleriyle doludur. 20'nci yüzyılın sonunda da Türkiye, böyle bir tehlikeyle karşı karşıya gibi görünüyor.
       Önce olayın adını koyalım:
       Türkiye, 15 yıl süren bir savaştan galip çıkmıştır. Ülkenin Güneydoğusunu hedef alan bu savaşta, Türkiye'nin karşısında "emsali görülmemiş" bir ittifak vardı. Bu ittifakta kimler yoktu ki... En önde ittifakın silahlı vurucu gücünü oluşturan PKK örgütü. Hemen arkasında, üretim yerine entrikanın, kültür yerine cahilliğin, demokrasi yerine diktatörlüğün hamuruyla yoğurulmuş Suriye, Irak ve İran gibi "komşu"lar. Onların hemen arkasında, PKK'ya üs sağlayan, parlamento açmaktan televizyon yayını yapmaya kadar her türlü maddi, manevi olanağı sağlayan belli başlı Avrupa ülkeleri. Bir başka "komşu", Yunanistan dahil. 15 yıl içinde bir Avrupa ülkesinin, PKK terörüne yataklık ettiği için Suriye'yi, Irak'ı, İran'ı suçladığını gördünüz mü? Her üçü de "terörist ülke" listesinde bulunmasına rağmen...
       Bu destek olmasaydı, PKK'nın böyle bir saldırıyı yıllarca sürdürecek takati olabilir miydi? Hafif, ağır silahlar, helikopter düşüren füzeler, uçaksavarlar, her tip mayınlar, yiyecek, içecek, para, pul, modern teknoloji ürünü araç, gereç sağlaması mümkün olur muydu?
       Evet bu, 30 bin kişinin öldüğü bir savaştı ve bu savaşı meydanda kazanan Türkiye oldu. Savaşın askeri yönü, ayrıntıları ayrı bir konudur. Türk Silahlı Kuvvetleri açısından dünya savaş tarihine geçecek bir başarı öyküsüdür.
       Bu başarı, saldırının "beyin takımı"nı şaşkınlığa uğrattı. Çünkü evdeki hesap çarşıya uymadı. Çünkü, Güneydoğu'da "kurtarılmış bölgeler" kurulamadı. Şırnak, Şemdinli, Lice, Eruh ve daha birçok yer, Türkiye Cumhuriyeti'nin elinde kaldı. Beyin takımının elinde de kala kalan Roma'daki Apo kaldı. Bugünkü telaşları bundandır.
       Türkiye, savaş meydanından galip ayrılmıştır. Masa başı oyunlarıyla yenik düşmesi için hiçbir neden yoktur.
       Bu olayın, Türkiye'nin demokratikleşmesiyle de hiçbir ilgisi yoktur. Türkiye, daha demokratikleşecektir. Türkiye bunu, kendisi için, kendi insanı için yapacaktır. Yapmak zorundadır. Türkiye, 21'inci yüzyıla daha rahat, daha huzurlu, daha aydınlık girecektir. Öyle gerektiği için. 19'uncu yüzyıl sömürgecileri öyle istediği için değil.

       Yoğun bir haftayı daha geride bıraktık. Türkiye ile Suriye arasında savaş rüzgarlarının estiği günlerde kilit adam, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'ti. Mübarek çok şey biliyordu. Başyazarımız Güneri Cıvaoğlu, çok şey bilen adamı konuşturdu. Mübarek, en kritik 48 saatin öyküsünü Cıvaoğlu'na anlattı. Mısır'daki bu tarihi görüşmeyi Yalçın Çınar görüntüledi.
       Yılmaz hükümetinin gensoruyla düşürülmesiyle başlayan siyasal kriz günlerinde, ileriyi gören gazete yine Milliyet oldu. "Gözler Ecevit'te" derken, sanki DSP Genel Başkanı'nın hükümeti kurmakla görevlendirileceğini biliyor gibiydik. Ankara Büromuz, siyasal gelişmeleri saat saat izlemeye devam ediyor.
       Tansiyonu zirveye çıkaran Galatasaray - Juventus maçıyla ilgili her gelişme önceden ve ayrıntısıyla Milliyet spor sayfalarındaydı. Spor Servisimiz, bir yandan sağduyu çağrıları yaparken, bir yandan da tarihi maçın öncesini ve sonrasını büyük titizlikle aktardı.
       Zehra Güngör'ün Dalai Lama dizisini ilgiyle izlediğinizi umuyoruz. Yasemin Çongar Kennedy Uzay Üssü'nden yazdı. Nilgün Cerrahoğlu Agnelli'yle görüştü. Çakıcı'nının iadesi kararıyla ilgili haberleri Mine G. Kırıkkanat'ın imzasıyla okudunuz. Nedim Şener, siyasal krizin ekonomik faturasını çıkardı.

       Ve gazetecilerin kaderi... Haber peşinde günler akıp geçerken bir arkadaşımızı daha kaybettik. 52 yaşında aramızdan ayrılan Yavuz Gökmen'in acısı dinmeden, ölüm Erhan Akyıldız'ı aldı. O da 51 yaşındaydı. Gazeteciliğe Milliyet'te başlamıştı. Genç yaşta kaybettiğimiz arkadaşlarımıza Tanrı'dan rahmet, ailelerine ve tüm meslektaşlarımıza başsağlığı diliyoruz.

       İyi haftalar dileğiyle.





Yazara E-Posta: h.bila@milliyet.com.tr