TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı'nın yaptığı konuşmanın büyük bölümünü hükümete yönelik eleştiriler oluşturdu. Konuşmasında fazla yer tutmayan ama hükümet için büyük önem taşıyan bölüm ise, eleştirilerin etkisini neredeyse sıfırlayacak kadar değerliydi. TÜSİAD erken seçime karşı olduğunu altını çize çize bir kez daha açıkladı.Bugün hükümetin bütün gücünü erken seçime gitmemek için seferber ettiği düşünülürse, TÜSİAD gibi bir kurumdan böyle bir destek alması kuşkusuz çok değerli olmalı. Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı'ndan önemli siyasi mesajlar çıktı. TÜSİAD, hükümete bir yandan ağır eleştiriler yöneltirken, bir yandan da en çok ihtiyaç duyduğu alanda güçlü bir destek verdi. Sabancı, konuşmasında önceliği eleştirilere ayırmıştı. TÜSİAD Başkanı, Türkiye'nin reformları konuşacağı yerde laiklik, türban gibi konulara takılıp kaldığını vurguluyordu.Türkiye'nin reformlara devam etmesi, eğitim gibi temel sorunlarını konuşması yerine bu konuları konuşmasının yanlışlığına dikkat çekiyordu.Hükümeti eleştirirken bizden olanlar-olmayanlar ayrımı yapıldığını, Avrupa Birliği (AB) konusunun geri plana itildiğini, bu konuda bir isteksizliğin göze çarptığını kaydetti.Keza, hükümetin eleştiriye tahammül gösteremediğini de ifade eden söylemi dikkat çekiciydi. Sabancı, hükümete yöneltilen her eleştirinin, hükümete karşı bir komplo görüldüğünü üstüne basarak belirtti. Eleştirilerini daha da ağırlaştırarak Türkiye'nin son 3 yıldır yükselen itibarının erozyona uğramaya başladığını, bunun da Ankara'yla ilgili risk algılamasını olumsuz yönde etkilediğini söyledi.Nicel açıdan olmasa dahi niteliksel olarak Türk siyasetinde her zaman önemli bir ağırlığa ve etkileyici güce sahip olan TÜSİAD gibi bir kurumun bu eleştirileri dillendirmeye başlaması üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur. Önce eleştiri TÜSİAD Başkanı Sabancı'nın bu ağır eleştirilerine karşın, erken seçime karşı çıkması hükümetin duymak istediği en değerli mesaj olmalı. Sabancı, erken seçimin özellikle ekonomideki istikrarı bozacağını, Türk ekonomisinin yeniden eski günlere dönmesini tetikleyebileceği yönünde kaygılar dile getirdi. Bir kez daha TÜSİAD'ın erken seçime karşı olduğunu ilan etti.Meclis'teki muhalefet partilerinin AKP'yi seçime zorladıkları bir dönemde TÜSİAD'dan gelen bu destek, hükümeti rahatlatan bir mesajdı. Bu, belki de Sabancı'nın yönelttiği eleştirileri hükümetin daha anlayışla karşılamasını sağlayacak önemdeydi. Rahatlatan destek TÜSİAD, erken seçime karşı bir duruş sergileyerek Başbakan Erdoğan'ı rahatlatmakla birlikte yine önemli sayılabilecek bir de koşul ekledi:"Uzlaşma."TÜSİAD'ın "Erken seçime gitmeyelim ama uzlaşalım" mesajı şöyle okunabilir:Cumhurbaşkanlığı seçimine ısrar yerine uzlaşma sağlanabilecek bir adayla gidilmeli. Seçimin zamanında yapılması ve cumhurbaşkanlığı seçiminin krize dönüşmeden aşılması için AKP uzlaşma aramalı...Elbette TÜSİAD da son dönemdeki gerginliğin altındaki gerçek nedenin cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu biliyor.Bu konuda uzlaşma ve zamanında seçim önerisini bunu bilerek gündeme getiriyor.Başbakan Erdoğan, erken seçim istemiyor ama cumhurbaşkanı da olmak istiyor.Başbakan ve hükümet açısından TÜSİAD'ın önerisinin soğuk karşılanacağı taraf da bu olsa gerek. fbila@milliyet.com.tr Koşul
