Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       HUKUKTA usul, esası korumak içindir.
       Usulün hukuku, esasın amacından saptırılmasını önlemek için vardır. Esası delmek için önce usulü delmek gerekir. Bir başka deyişle usulü delen, esası da deler.
       Bu nedenledir ki kamu hukukunda da, özel hukukta da, usul kuralları geniş yer tutar.
       Örneğin, devlete mal ve hizmet satmanın da, devletten mal ve hizmet almanın da usulü vardır. Kamu ajanları usul hukukunu uygulayarak mal ve hizmet alır veya satarlar. Kamu fonlarını kullananlar ve fonlarla ilişkiye girerek kamuya mal ve hizmet satanlar usul hukuku kurullarına uymak zorundadırlar. Bu kurallara uymamak cezai sorumluluk doğurur.
       Demokratik ülkelerde anayasalar bile usul kuralları içerirler. Ve bir defa dahi delinmeleri ceza ehliyeti taşıyanlar için ceza ile sonuçlanır.
       Devletle iş yapmanın usul kurallarını belirleyen en önemli yasalardan biri Devlet İhale Yasası'dır. Uygulanmayan alanlar da bu yasaya paralel düzenlenmiş diğer yasalar ve hukuk düzenlemeleriyle kurallara bağlanmıştır.
       Devlet işlerinin esasına uygun olarak yürütülmesini sağlamak için düzenlenmiş bu kuralların uygulanması yargı denetimi altında yürütmeye aittir. Eğer, bu kuralları yürütmekle sorumlu siyasi irade ve uygulamayı gerçekleştiren idare suiniyetli ise usul de, esas da delinir.
       Hırsızlığın, yolsuzluğun, rüşvetin yaygınlaşması, bu kurallara uyulmadığının kanıtıdır. Kamudan mal ve hizmet alacak veya kamuya mal ve hizmet satacak insanların kamu ajanlarına rüşvet vererek veya onları baskı altına alarak iş yapmaları yasama, yürütme ve yargı mekanizmalarının işlevlerini göremediklerine işaret eder.
       Bu açıdan bakıldığında, Türkiye'nin son zamanlarda gündemini oluşturan konular, kamu hukunun çetelerce delik deşik edildiğini gösteriyor.
       "Temiz toplum" özleminin giderek büyümesinin nedeni de, kamu fonları ve kamusal rantların böyle gelişigüzel paylaştırılmasının artık ayan beyan ortaya çıkmasıdır.
       Esasa bakıldığında, "temiz toplum" kavramının yanlış olduğunu belirtmek gerekli. Toplum zaten temiz. Temizlenmesi gereken, toplum adına yetki kullanan kişi ve kurumlardır. Bu nedenle halkın "temizlik özlemini", "temiz toplum" diye değil, "temiz devlet" diye ifade etmek daha doğru olur.
       Buna ulaşmanın ilk koşulu da, usul hukukunu korumak ve titizlikle uygulamaktır.
       Aksi halde, "esas"ın delinmesi kaçınılmazdır.
       Son zamanlarda yaşadığımız sancının "esas"ı da budur...



Yazara E-Posta: F.Bila@milliyet.com.tr