BAŞBAKAN Mesut Yılmaz'la CHP lideri Deniz Baykal'ın 23 Nisan'da gerçekleştirdikleri zirve sonrasındaki gelişmeler ilişkileri yeniden gerdi.
Gerginliğin Meclis çalışmalarına da yansıması yeniden "uzlaşma" arayışlarını gündeme getirdi.
Başkentteki beklenti, Yılmaz ve Baykal'ın yeniden bir araya gelmeleri. Hükümet kanadı özellikle Meclis'teki tıkanıklığın aşılması için ikinci bir zirvenin gerekli olduğunu düşünüyor.
İkinci zirvenin takvimi ise CHP'nin kurultayına endekslenmiş durumda. Yılmaz -Baykal görüşmesinin kurultay sonrasında gerçekleşmesi bekleniyor.
İkinci zirveden nasıl bir sonuç çıkar?
Başkent kulislerinde Yılmaz - Baykal görüşmesinin eksenini birinci görüşmede olduğu gibi erken seçim ve seçim hükümetinin oluşturacağı yaygın kanı.
CHP lideri Baykal, Başbakan Yılmaz'dan 23 Nisan'da varılan mutabakata uymasını bekliyor. 23 Nisan mutabakatının iki önemli unsurundan birini oluşturan erken seçim tarihi konusunda tartışma yok. İktidar partileri de, CHP de 1999 Mart, nisan veya en geç mayıs aylarında yerel ve genel seçimlerin yapılması konusunda anlaşmış durumdalar.
Tartışılan konu, seçim hükümeti...
Bu konuda ise Yılmaz'ın, Baykal'ın isteğine birinci zirvede olduğu gibi kolayca "evet" demesi pek mümkün görünmüyor. CHP'nin 1 Ekim'de hükümetin istifa etmesi ve yerine uzun süreli bir seçim hükümeti kurulması yolundaki talebine karşı Cumhurbaşkanı ile koalisyonun diğer ortakları DSP ve DTP kesin karşı çıkıyorlar.
Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'e dün bu konuyu yeniden sorduk:
- Seçim hükümeti konusunda hükümetin CHP ile anlaşma olasılığı nedir?
- Bizim bu konudaki tavrımız açık. Öyle altı ay gibi uzun bir süre devam edecek seçim hükümeti olmaz. Sayın Baykal'ın bu konudaki beklentisi gerçekçi değil. Ülke böyle bir süre seçim hükümetiyle yönetilemez. Bu model ara rejim hükümetlerini çağrıştırıyor. Böyle bir hükümet 12 Mart kokan bir hükümet olur.
- Sayın Baykal, Başbakan'ın 23 Nisan'da bu öneriyi kabul ettiğini anımsatarak, mutabakata uyulmasını istiyor?
- 23 Nisan'da ortaya çıkan, nihayet iki genel başkanın anlaşmasıdır. Ama, bu yönde bir uzlaşmayı Başbakan'ın elbette partisinin yetkili kurullarına ve koalisyon ortağı diğer partilere götürmesi doğaldır. Bu konu, koalisyon ortağı partilerin birlikte vermeleri gereken bir karardır. Partilerin yetkili kurullarına götürülmesi gereken bir konudur.
- Sayın Baykal seçim hükümetinde ısrar eder ve ikinci zirvede de bu konuyu gündeme getirirse ne olur?
- Bu konuda bizden bir tutum değişikliği beklenmesi yanlış olur. Hükümeti bir ölçüde Sayın Baykal'a endekslemek de doğru değil. Gittiği yere kadar gider. Olduğu kadar olur. Bir muhalefet partisinin dışardan destek vermesi, Meclis'te üzerinde anlaşılan konularda, yasalarda destek vermesi anlamı taşır. Bunun ötesinde de zaten bir destek beklenmez. Biz de Meclis gündemini CHP ile birlikte yapıyoruz. Ama dışardan desteği ülkeyi yönetme gibi algılamaları ve bunu dayatmalarını kabul etmek mümkün değil. Dışardan destek veriyorum diye, hükümeti teslim almaya, ülkeyi yönetmeye yönelmek kabullenilecek bir durum değil. Her zaman desteklerini çekip, hükümeti düşürme olanağına sahipler.
Ecevit'in sözlerinden "seçim hükümeti" konusunda hükümetle CHP'nin aynı noktaya gelmelerinin zor olduğu anlaşılıyor.
Bu koşullarda ikinci Yılmaz - Baykal zirvesinin mevcut durumu değiştirmesi zor görünüyor.
Yazara E-Posta: F.Bila@milliyet.com.tr