Filiz Aygündüz

Filiz Aygündüz

filiz.aygunduz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

"Kuğuların ölüm öncesi ezgileri, yalpalayan hayatımın kara çarşaflı bekçi gizleri " olarak tanımlar şiirini Nilgün Marmara. Bendeki tanımı ise yine bir başka şiirinde saklıdır: “Çiçek dediğin kapalı durur-Yoksa vaktini soğuruyorlar saatinin- Ya suyla ya karayla - Bütün sevgililer”. Öyle kapalı bir çiçek gibidir Marmara’nın şiiri. Rengi tam, rayihası baş döndüren. Ama hemen açmaz kendini. Kavruk akıl, üzünç kemiği, yoksul çocukluk mavisi, sevi çanı, eskil beşik, poplin elli çocuk,  martı balesi, meraklı güve, katmerli içkinlik, ucuz ben, çığlık tünelleri, yontusal dinginlik.. Kendine has imge ve metaforlarıyla vaktini soğurmasına izin vermez kimselerin, sevgililerin ne suyla ne karayla. Kapalı bir güzellik olarak dize dize işler Türkçeyi şiire. Sık sık okundukça, o imgelerle hemhal olundukça  aralar yapraklarını. Muazzam bir bilinç akışı tekniği vardır dizelerinde. İçine kapalı şiirinin içindeki dışa dönüklüğün izini sürmek çok zenginleştiren bir deneyimdir.

Haberin Devamı

Görkemli entelektüel

Ama ne var ki,  “her anın niyetini sorgulayan bir varlığın saygısızlığını yok etmek için”, bu saygısızlığa tahammül edecek gücü kalmadığı için kendini evinin beşinci katından boşluğa bıraktığı  13 Ekim 1987’den bu yana haksızlık ediliyor bu ‘benzemez kimse sana’ dediğimiz şiire; şaire. Adını yazdığınızda Google’a, intihar eden kadın şair, şiirin hüzünlü prensesi, bir çift kırılgan kanat filan gibi haber başlıkları çıkıyor. “Nilgün Marmara öldü mü, öldürüldü mü?” diye sorular soran komplo teorilerine uzanılıyor. Velhasıl bir şairin intiharı 24 yıldır şiirinin önünde duvar gibi duruyor. Oysa o kapalı çiçeğin dallarının şimdiye kadar onlarca kitapla, makaleyle, tezle aralanması gerekirdi. Biz henüz 28 yaşındayken Sylvia Plath şiirine sunduğu katkı kadarını bile yapamadık onun şiirine.

Şimdi bir fırsat çıktı karşımıza. Everest Yayınları, Nilgün Marmara’nın dört kitabını; “Daktiloya Çekilmiş Şiirler”, “Defterler”, “Sylvia Plath’in Şairliğinin İntihar Bağlamında Analizi” ve “Kâğıtlar”ı yeniden yayımladı. Marmara’nın daktilosundan çıkan şiirler, yukarıda sözünü ettiğim imge ve metaforların peşine takılıp gidildiğinde, algı kapılarını aralamaya cesaret edildiğinde kara çarşafının peçesini açmaya hazır aslında. “Defterler”indeki mektuplar okunduğunda, bütün hayatının varoluş sancıları içinde geçmediğini görüyoruz. Kocasına çok âşık bir kadın var bu mektuplarda, yeğenlerinin çılgın ve cesur teyzesi, canı sıkıldıkça sözcüklerle oynayan bir çocuk, çevresindekilerin eğlenceli arkadaşı, olağanüstü bir duyarlılık, rafine bir zekâ, yaşının çok üstünde görkemli bir entelektüellik... 

Haberin Devamı

Hayata sorular

“Nasıl da biçilmiş kaftan ölüm bu solgun yürek için” diye dize döken Nilgün Marmara ile günlüğüne “Binlerce binlerce düşüm, dileğim; gerçekleştirmek istediğim şey var” notunu düşen Nilgün Marmara aynı oranda anlaşılmayı hak ediyor. Edebiyata “29 yaşında intihar eden kadın şair” olarak geçmesi büyük haksızlık. Kitaplarından öğrenilecek çok şey var. Okunacak kitaplar, izlenecek filmler, hayata sorulacak sorular.  

Haberin Devamı

Everest Yayınları’nın yeniden yayımladığı Nilgün Marmara kitaplarını okuma, didik didik etme zamanıdır şimdi. Türk Şiiri’ne ve Nilgün Marmara’ya borcumuzu ödeme zamanı…

Nilgün Marmara’ya borçluyuz