Gani Müjde

Gani Müjde

-

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Sevgili Demokratik Sol Partililer ve eğer hala yaşıyorsanız sayın halkım.
Olaylar genel olarak televizyonlarda gördüğünüz, gazetelerde okuduğunuz gibi değildir.
Örneğin ben Memoli'nin polis olmadığını, polis tayin listelerinde adının geçmediğini görünce öğrendim. Keza Ruhsar denen hanım kızımız hayalet değilmiş. Rahşan gibi bir hanımmış.
Geçen gün bir davette Haldun Dormen'den bir bardak su isteyince beni hemen uyardılar, 'Aman efendim o gerçek hayatında uşak değildir' diye...
Bu vesile ile televizyonlardaki görüntülere bakarak yapılan kavgaları büyütmenin kimseye faydası yoktur.
Kaldı ki, her ailede olur böyle şeyler...
'Biri Bizi Gözetliyor' ailesinde de Sayın Eray Bey'le Sayın Melih Bey kavga etmedi mi?
Sayın Berra Hanım'la, Sayın Dilek Hanım atışmadı mı?
Onlar kavga edince kimse bişey demiyor ama bir kapıkulu, bir Demokratik Sol Partiliye el hareketi yaptı mı her gazeteye manşet oluyor.
Aslında ben bu kongrede parti başkanlığını bırakıp köşeme çekilecektim ama Sema Pişmişaşasukatansüt Hanım ortaya çıkarak bütün planlarımı bozdu.
Rahşan, "Bülent sen bırakırsan o kadın başkan olacak, eğer bir kadının başkan olması söz konusuysa başka birileri olamaz mı?" diye kendini eliyle göstererek başımın etini yedi.
Sema Pişmişaşasukatansüt Hanım'a defalarca telefon ettim ama o her seferinde "Buyrun Rizolli Pizza" diyerek telefonu suratıma kapattı.
Her ne kadar Hüsamettin Bey parmaklarım titrediği için tuşlara yanlış bastığımı söylüyorsa da canıma tak etti ve kongrede hesaplaşmak üzere onu aramaktan vazgeçtim.
Kangren pardon kongre günü ise Sema Pişmişaşasukatansüt'ün konuşturulmadığı doğru değildir.
Biz kendisine çok ısrar ettik ama o her seferinde düğünde oynamak istemeyen kız tarafı gibi "vallahi olmaz" diye itiraz etti.
Güya sesi güzel değilmiş.
Canım sesi güzel olmayan konuşamaz diye bir kural mı var. Rahşan Hanım, İzzet Altınmeşe ile birlikte türkü söyledi gördüğünüz gibi... Ay ben ne dedim ya...
Neyse efendim, biz de çok isterdik bir parti içi muhalefetimiz olsun ama Allah vermedi işte.
Bir çocuğumuz; bir de parti içi muhalefetimiz olmadı bugüne kadar.
Çok şükür ki evlat hasretini altını değiştirmemize zaman zaman bozulsa da Hüsamettin'le giderdik.
Ama parti içi muhalefet için ne yaptıysak olmadı işte.
Tüp muhalefet denedik gene olmadı...
Bizi bu konuda kimsenin yıpratmaya hakkı yoktur.
Yumruk gibi bir parti olduğumuz son kongrede görülmüştür.
Bu arada Sema Pişmişaşasukatansüt Hanım'ın oğluna yumruk filan atılmamıştır.
Partilelerden biri Sayın Pişmişaşasukatansüt'ün oğlundan "sen ne şirin şeysin evladım" diyerek makas almak istemiş fakat oğlan kendini geri çekince bu kameralarda yumruk gibi algılanmıştır.
Oysa ki partimiz (Bizim partimiz Rahşan'ın ve benim. Başka kimsenin diil) fikir özgürlüğüne inanan bir partidir ama insan her istediği şeyi ulu orta söyleyemez ki?
Gel kulağıma söyle be kadın...
Bakınız Hüsamettin de öyle yapıyor.
Gerçi geçen gün kulağıma "Çiftçilere taban fiyat verelim" demiş ben "Çiftçileri tabanca ile vuralım" anlayıp emir vermişim ama arada olur böyle şeyler.
Basın açıklaması burada bitti.
Sorularınızı yazılı olarak Türk hava kurumuna verin onlar da bize ulaştırsın...
Hepinize esenlikler diliyorum.

DSP'ye yeni bir başkan adayı
Tahir Demirbaş adlı vatandaş DSP'ye başkan olmak için kolları sıvadı.
Her gün ağırlık kaldırdığını, boks yaptığını ve kaskını başından hiç çıkarmadığını söyleyen Tahir Bey, "Akgünler yakındır. Partinin başına, başıma bir iş gelmeden geçeceğim için çok mutluyum" dedi...

Sevgili Milliyet okurları. Uzun bir aradan sonra vatanıma döndüğüm
benim için iyi oldu. Amerika'da geçirdiğim uzun ve sıkıntı dolu günler
için kahroluyorum. Ne yaptıysam olmadı . Adaletten kaçılabilseydi
Clinton kaçardı benden önce. Keza isteseydim Miami'den Kenya'ya
kaçardım zaten. Üstüme atılan suçların hiçbirini ben yapmadım ,
ama ona rağmen kaçtım. Teslim olmamı ve adalete hesap vermemi
manevi babam Demirel teşvik etti. Beni aile fotoğrafına aldığı için
ona minnettarım. Ülkemi ve vatanımı sevdiğim için
başıma gelmeyen kalmadı zaten. Bütün bu yaşananlar benim için
bir rüya sanki. Ama yaşadıklarım demokrasi mücadelesi yapanlara
ders olsun. Politikacı dediğin adam uyanık olmalı karda
kışta kıyamette halkının yanında yer almalıdır. Devlet düşmanlarının üzerine
yürüyüp izini belli etmemelidir.