Eğer Los Angeles Lakers - Sacramento Kings serisinin Staples Center’daki dördüncü maçında salonu dolduranlar, bu karşılaşmadan önce dünkü Efes - Ülker mücadelesini izleselerdi, eminim Robert Horry’nin son saniye üçlüğünde ayağa bile kalkmazlardı.
Efes ile Ülker, öylesine acayip bir ilk iki çeyrek oynadılar ki, şaşırmamak elde değil. Şut sokamayıp, aşırı top kaybı yapan Efes’in altı dakikada iki sayı üretmesi, ardından bu kez Ülker’in durup, rakibini izlemesi, ilk 14 dakika sayı atamayan Harun’un devreyi 14 sayıyla kapatması, ortaya garip bir tablo çıkardı. İki takımın da beş dakika oynayıp, beş dakika durduğu bu devre herhalde, tarihte hiçbir final serisinde görülmemiştir.
Kaya ve Kambala’nın henüz üçüncü çeyreğin başında üçer faule çıkması ve Mehmet’in de yine pota altında nal toplaması, Efes’i içeriden çökertti. Bu avantajı çok iyi değerlendiren Ülker, son iki çeyrekte sürekli içeriye top indirip rakibinin bu zaafından faydalanırken, Harun da Efes potasını dışarıdan yıkan isim oldu. Bir önceki maçta coach Murat Didin’in uzun süre kenarda oturttuğu 35’lik delikanlı Harun ve Lollis, bu kararın ne kadar büyük bir yanlış olduğunu dün açıkça ortaya koydular.
Efes karşısında hücum silahlarını kullandığı ve oyunu çabuklaştırdığı zaman bariz bir şekilde üstünlük kuran Ülker, dünkü maçta özellikle son iki çeyrekte bunun meyvelerini topladı. Efes Pilsen ise ribaunt zaafını bu maçta gidermiş olsa da rakibinin iyi savunması ve aşırı top kayıplarıyla (18), mücadeleye son çeyrekte havlu attı. Kerem’in müthiş hırsı ve gayreti de her ne kadar Milli Takım için olumlu bir işaret olsa da, bu maçta Efes Pilsen’i öne çıkaracak gücü sağlayamadı.
Tüm garipliğine rağmen heyecanlı ve zevkli geçen seride, ne olup biteceğini kestirmek zor.