Gözde Yener Birman

Gözde Yener Birman

gozdeyener1@hotmail.com

Tüm Yazıları

Mikrofonda Tiyatro Projesi’nin fikir sahibi Liz Sarda Rüçhan Gürel’in yönetmenliğindeki oyunun, görme engelli tiyatroseverler için hazırlandığını belirtti

Dün Dünya Tiyatrolar Günü’ydü. Bu amaçla yapılabilecek belki de en anlamlı proje olan Mikrofonda Tiyatro Projesi’nin fikir sahibi Proje Koordinatörü Liz Sarda ile Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde birlikteyiz. TÜRGÖK yararına, Rüçhan Gürel’in yönetmenliğinde yaşama geçirilen oyun, görme engelli tiyatroseverler için hazırlandı. Heyecanlı, zorlu ama bir o kadar da keyifli ve başarılı olan bu oyun, ülke çapında örnek olacak nitelikte. Bu projeye yürekten inanan birçok sponsorun yanında siz sevgili okuyucuların da desteği ile görme engelli kardeşlerimize ışık olunacak. Keyifli okumalar!

Haberin Devamı

Tiyatroya olan tutkunuz nasıl başladı? Bugüne kadar neler yaptınız?

2000’li yıllarda başladı. Okul hayatımda, sadece lisedeyken koroda şarkı söylemiştim. Kültür Derneğimizden arkadaşlarım oyun sahnelerken eşime, ‘Ben de orada olmak isterdim’ dedim. Eşim teşvik etti. Ben de amatör tiyatro yapan o topluluğa katıldım. Bir süre eğitim aldık. Daha sonra Lüküs Hayat müzikali için seçmeler yapıldı. Rahmetli Suna Pekuysal’ın canlandırdığı “Zeynep” rolü bana verildi. Yönetmenimiz Erdal Dinçer, benim ilk tiyatro eğitmenimdir. Böylece sahne aşkım başladı. Sahneye çıkarken yaşanan o heyecanın ve başarı ile tamamlanan bir oyunun sonunda alınan alkışın, bütün zahmete değer olduğunu düşünürüm. Sonrasında sevgili Sibel Erdenk’in yönetiminde “Sevgili Doktor” oyununda Anton Çehov’u oynadım, ardından “Bardakçı Baba” oyununda rol aldım. Shakespeare’in bir eseri olan “Yanlışlıklar Komedyası”nda da oynadım. Daha sonra Liyakat Derneği’nde projeler için tiyatrolar oynadık. Birincisi “Sığınamayanlar”, ikincisi “Kadınlar Filler Vesaireler” oyunuydu. Oyunu, Denizli’de de sergiledik. Hocam Sibel Erdenk, tiyatro eğitimimde bana çok şey kazandırdı. Bab-ı Sanat Tiyatrosu’nda da sahne ile ilgili birçok kursa katıldım. En son, tiyatro yapan oğlumun sayesinde Han Tiyatrosu ve Rüçhan Gürel’e tanıştım. Profesyonel tiyatro eğitimim devam ediyor. Nâzım Hikmet’in şiirlerinden oluşan “Güzel Günler Göreceğiz” isimli oyunda Rüçhan Hocamdan şiir okumayı öğrendim. Daha sonra Bozuk Düzen, Sarı Çiçek gibi oyunlarda rol aldım. Bugünlerde Orhan Veli’nin şiirleriyle hayatını anlattığımız “Olta’nın Ucundaki Şiirler” isimli, müzikli, şarkılı, danslı bir oyunu Han Tiyatrosu’nda sergiliyoruz. Rüçhan Hocamın üstümde çok emeği var.

Haberin Devamı

Çoğunlukla yardım amaçlı oyunlarda oynadınız. İzmir’de STK-sanat işbirliği hakkında ne düşünüyorsunuz?

İzmir’de sosyal sorumluluk projesi kapsamı için sahnelediğimiz oyunlar gerçekten çok ilgi görüyor. İnsanlar, sanırım bir oyun için davetiye alarak birilerine veya toplumsal fayda sağlayacak bir işe ortak olmaktan haz duyuyorlar. Seçilen oyunun provaları, çalışmaları, dekoru, kostümü, bütün detayları ile ilgilenip, ayrıca bir de organizasyonunu yapıyorsunuz. Zahmetli bir iş. Ancak yardım amaçlı olunca insanlar bu büyük emeğe çok daha fazla ilgi gösteriyorlar diye düşünüyorum. Hatta önümüzdeki yıl tek başıma oynayacağım bir oyunun seçimini yaptık. Rüçhan Gürel yönetmenliğindeki bu oyunu yine toplumsal fayda kapsamında bir proje için sahnelemek istiyorum.

Haberin Devamı

Mikrofonda Tiyatro Projesi ile Tiyatro Haftası’nda belki de en anlamlı projeye imza attınız. Bu fikir nasıl doğdu? Ve organizasyonda kimler var, kimler destek oluyor?

Proje, Kovid-19 nedeniyle evde kaldığımız günlerde aklıma geldi. Uzun süre sahneden uzak kaldık. İnsanlar çok bunaldı. Dedem görme özürlüydü. Bu bakımdan benim çok hassasiyet duyduğum bir konu bu. Onlar için bir şeyler yapabileceğimizi, hayatlarına sesle açılan bir pencere açarak tiyatronun büyüsünden faydalanabileceklerini düşündüm. Tiyatronun da yaşama savaşı verdiği bu zorlu dönemde, sanatın insana iyi gelen, ruhunu tazeleyen, yaşam enerjisi veren yönüyle o insanlar için bir kurgu yapmak aklıma geldi. Nostaljik radyo tiyatrosunu yeniden yaşatıp gençlerle  de paylaşmak istedim. Bizim çocukluğumuzdaki dinlemesi çok keyifli radyo oyununu yeniden canlandırmak istedim. Benim de içinde bulunduğum Geleceği Paylaş Sivil İnisiyatifi’nin kurucularından Sevgili Oya Demir’le hemen çalışmalara başladık. Tülay Aktaş Gönüllü Kuruluşlar Güçbirliği Sözcüsü, sevgili Fatoş Dayıoğlu da projemize aynı heyecanla yaklaştı. Proje kapsamında Türk tiyatrosuna yeni bir eser kazandırdık. Aynı zamanda zaten pek çok alana erişim konusunda zorluk yaşayan engelli bireylerin sanatsal ve kültürel etkinliklere erişimine, hem de pandemi döneminde pek çok sektör gibi zor şartlarla mücadele etmek zorunda kalan tiyatro ve müzik sanatçılarına dikkat çekmeyi umut ediyoruz. Yönetmenliğini Rüçhan Gürel’in üstlendiği “Eski Sevda Yeni Aşk” isimli oyunumuzu, yazar, dramaturg Emel Bala yazdı. Müziklerini Cem İdiz besteledi. Oyun için “Gülbahar” isimli şarkının sözleri yine Emel Bala tarafından yazıldı ve Cem İdiz çok duygusal bir beste yaptı, Elif İdiz şarkıyı seslendirdi. Oyunun efektlerini ve ses kaydını Turgay Tufan yaptı. Kendisi çok büyük titizlikle çalıştı. Han Tiyatrosu oyuncuları ve Geleceği Paylaş Sivil İnisiyatifi’nden arkadaşım Doç. Dr. Engin Deniz Eriş yer aldı. Hepimiz işimize sevgi kattık ve çok  güzel bir radyo tiyatrosu yaptık. Projemiz, Bornova Belediyesi, Çiğli Belediyesi, Han Tiyatrosu, Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı, Lozan Mübadilleri Vakfı Ege Bölgesi Temsilciliği, Sam Reklam, Kare Film destekleri ve Roteks AŞ, Cem Ofset ve Karabağlar Çalıkuşu Rotary’nin büyük katkılarıyla gerçekleştirildi.

Göremeyene ses olacaklar

Hep sahnede oldunuz. Bu sefer sadece sesinizle karakterlere hayat verdiniz. İki performans arasındaki farklar neler. Bu deneyim size neler kattı?

Radyo tiyatrosu, sahnede olmaktan daha kolaydır diye düşünmüştüm. Oysa hiç de öyle değil. Sadece sesinizi kullanarak bir karakter yaratmanız gerekiyor. Ne dekor var ne kostüm ne de her şey size bağlı. Çok fazla konsantrasyon istiyor. Benim için çok farklı bir deneyim oldu. Daha önce bir bale oyununda bir seslendirme yapmıştım, fakat bu çok daha zordu. Ancak çok zevkliydi. Farklı bir deneyim ve tiyatro ile ilgili yeni bir şey öğrenmek beni çok heyecanlandırdı ve mutlu etti.

‘Zordaki sanatçılara dikkat çekebilmeliyiz’

TÜRGÖK yararına Geleceği Paylaş Sivil İnisiyatifi ve Tülay Aktaş Gönüllü Kuruluşlar Güçbirliği işbirliğinde gerçekleştirilen, bu emek dolu eserinizi, isteyenler nerelerden dinleyebilir?

28 Mart 2021 Pazar günü (bugün) saat 15.00’te online bir toplantı ile paylaşacağız projemizi ve oyunumuzu. Tüm sosyal medya hesaplarımızda bu anlamlı günde bizimle birlikte olmak isteyenler için kayıt linki bulunmaktadır. Bu tarihten itibaren dijital platformlar ve radyolar aracılığı ile dinlenebilecek. Ayrıca Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı için kurgulanan oyunumuz, onlar aracılığı ile binlerce görme engelli bireye kütüphane arşiviyle ulaşacak. Umut ediyoruz, bir nebze de olsa projemiz ile engelli bireylerin sanata erişiminin önemine ve pandemi şartlarında zor durumda kalan sanatçılara dikkat çekeriz.

Yapım: Han Tiyatrosu, Proje Koordinatörü: Liz Sarda, Yazan: Emel Bala, Yöneten: Rüçhan Gürel, Müzik: Cem İdiz, Efekt ve Ses Kayıt: Turgay Tufan, Oyuncular-Anlatıcı: Rüçhan Gürel, Roza: Ceren Gürel, Erdem: Engin Neşeli, Yaşlı Kadın: Liz Sarda, Andre: Doç. Dr. Engin Deniz Eriş, Gülbahar: Lara Mukiyen, Meyhaneci: Doç. Dr. Engin Deniz Eriş, Panayoti: Onur Peynircioğlu, Talia: Pınar Peynircioğlu, Gülbahar’ı seslendiren: Elif İdiz