‘Kadın varsa imkansız yok’
Türk Tuborg A.Ş’nin ‘%100 Gönüllüyüz’ kapsamında desteklediği Tuluhan Tekelioğlu’nun ‘Yapabilirsin’ belgeseli, Türkiye genelinde binlerce kadını güçlendirmeye, cesaretlendirmeye devam ediyor.
Gazeteci-yazar Tuluhan Tekelioğlu’nun ‘Kadın Varsa İmkansız Yoktur’ adlı sosyal sorumluluk projesi, Türk Tuborg A.Ş’nin ‘%100 Gönüllüyüz’ kapsamında tüm Türkiye’de kadınlara ilham oluyor. Bu anlamlı, özverili çalışmayı Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde Türk Tuborg A.Ş. CEO’SU Damla Birol’a ve Tuluhan Tekelioğlu’na sizler için sordum. İlham almanız dileğiyle.
- Duygulu, bir o kadar da yüreklendirici olan belgeseliniz ‘YAPABİLİRSİN’ herkese ilham olabilecek nitelikte. Yılların gazetecisi, yazar ve belgeselcisisiniz. Sadece mesleki olarak var olan bir birey değil aynı zamanda bireysel çabalarıyla da toplumun önünü açan birisiniz. Güzel bir karmasınız, peki siz kendinizi hangi meslekle nasıl tanımlarsınız?
TULUHAN TEKELİOĞLU: Beni en mutlu eden şey, insanlara, onların hikayeleriyle dokunmak. Yaptığım haberlerin, çektiğim belgesellerin toplumda bir etki yarattığını görmek, bir farkındalık yaratmak. Neredeyse 24 yıl oldu gazetecilikte. Bunun yarısı yazılı basın, geri kalan kısmı televizyon yayıncılığıyla geçti. Son 4 yıldır belgeselcilik yolunda ilerliyorum. Aynı tatmini alıyorum belgeselde. Tarihe tanıklık etmek, tarihe not düşmek başka bir keyif. Leyla Umar, “Ölene kadar gazeteciyim” derdi. Ben de kendimi öyle hissediyorum. Aynı zamanda sosyal girişimciyim. Sosyal girişimcilik içimdeki gücü farketmemi sağladı. Özümde saklı olan cesareti ortaya çıkarmama katkısı büyük. Cesaret korku gibi bulaşıcı bir gen. ‘YAPABİLİRSİN’in bu yüzden kelebek etkisiyle bulaşıyor.
- ‘YAPABİLİRSİN’ fikri nasıl doğdu?
TT: İnsanlara iyimserlik aşılamak istedim. Bunu da ancak kadınlardan yola çıkarak yapabilirdim. Çünkü kadın varsa, imkânsız yoktur. İyimserliğin cesaretle buluştuğunda neler başarılabildiğini anlatmak istedim. Belgeselde yer alan kadınların hiçbiri kolay bir hayattan gelmiyor. Önce kendi hayatında devrim yaratmış, daha sonra da çevrelerini değiştirmiş kadınlar. Hiç sevmediğim bir deyim var Türkiye’de. Kadın kadının kurdudur! Ben tam tersinin kadınlarımızı güçlendireceğine inanıyorum. Belgeselimde kadın kadının gücüdür diyorum.
- Kendi hayatınızda yapamadıklarınız oldu mu? Siz yapabilme gücünü nereden buluyorsunuz?
TT: Yapabilme gücümü kendi içimden alıyorum. Asla pes etmeyen, Selanik göçmeni bir kadının torunuyum. Anneannem Fatma Tunguz, yaşadığı acılardan hep umut çıkarmış. Onun torunu olarak pes etmeye hakkım yok diye düşündüm. Kahramanım anneannem.
- 9 kadınla hazırladığınız bu belgesel ve kendi deneyimlerinizden yola çıkarsak başarabilmenin anahtarı-ları- nedir?
TT: “Yapabilirsin” kitabı Cemal Süreya’nın şu sözüyle başlıyor. “Dünyadaki en güçlü insanlar kimlerdir diye sorsalar, kendi başının çaresine bakmayı öğrenmiş kadınlardır, derdim.” Ben de buna yürekten inanıyorum. Ne yazık ki kadın gücünün farkında değil. Umudu ve cesareti dışarda arıyor. Bize aslında her şeyi söyleyen özümüz. Gerçekte kim olduğumuzu anlamadan hayat geçiyor. Artık silkinelim. En derinlerimizde sakladığımız özümüzü keşfettiğimizde, mucize denen şey gerçek oluyor. Yeter ki inanalım.
- Bu ilham verici 9 kadını nasıl buldunuz? -Ve diğer tüm gerçekleştirmiş olduğunuz belgesel çekimlerinde ki kahramanları?
TT- 2010’da ‘40’ında 40 Kadın’ adını verdiğim ilk belgeselimi çekerken aslında kadınların ne kadar cesur, ne kadar güçlü olduğunu fark etmiştim. Sadece tetikleyici bir hayat tecrübesi gerekiyor kadının harekete geçmesi için. Her dibe vuruşun, aslında bir ayağa kalkış olduğuna inanıyorum. Karanlığı yaşayamadan aydınlanamıyorsunuz. Yapabilirsin’ de, kaderin değiştirilebilir olduğuna inanan, dayatılan her şeyden ve korkulardan özgürleşmiş, kendiyle ve dünyayla barışık dokuz kadının hikâyesi yer alıyor. Filmimiz, Amerika gösterimlerinden Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin tespit ettiği 102 yoksul genç kıza eğitim bursu sağladı. İngiltere gösterimleriyle de Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na parasal destek verdi.
- Size destek veren Tuborg ile yollarınız nasıl kesişti ve proje ne şekilde ilerliyor?
TT- Türk Tuborg A.Ş. yetkilileri, belgeseli izlediklerinde çok etkilenmişler. %100 Gönüllüyüz kapsamında desteklediği belgeselimizi ülkemizdeki tüm kadınlara ulaştırmayı görev edindik. Proje kapsamında kadınları yüreklendirmeyi, hayallerinin peşinden giden kadınların sayısını artırmayı amaçlıyoruz.
Amacımız ilham vermek
- %100 Gönüllüyüz adlı ve çok aktif bir programınız var. Bu programınızın içeriği nedir, neler yapmakta?
DAMLA BİROL: Yüzde 100 yaşam kalitesini artırma hedefiyle çıktığımız bu yolda; bireyleri bilinçlendirerek, farkındalık yaratmak, paylaşmak, ilham vermek ve bunu sürdürülebilir ve fark yaratan bir destek sağlayarak ihtiyaç duyanlara ulaştırabilmek en büyük arzumuz.
- Tuluhan Tekelioğlu ile yollarınız nasıl birleşti?
DB: Tekelioğlu’nun ‘Yapabilirsin’ belgeselini izlediğimizde hepimiz çok etkilendik. Çok daha fazla kadının bu belgeseli izleyerek ilham almasını istedik “Kadın Varsa İmkansız Yoktur” diyerek Türk Tuborg A.Ş. olarak bunu ülkenin her yerinden ve farklı kesimlerinden kadınlarla paylaşarak ilham vermek ve kendi başarı hikayelerini yazmaları için yüreklendirebilmek istedik.
- Destek verdiğiniz projeleri nasıl seçiyorsunuz?
DB:Yaşam kalitesini artırabileceğimizi düşündüğümüz konularda, birlikte güvenli ve saygın bir ilişki yürütebileceğimize inandığımız kişi ve kurumlarla ve fark yaratacağını düşündüğümüz projelerle yola çıkmayı tercih ediyoruz.
- Tuluhan Tekelioğlu’nun ‘YAPABİLİRSİN’ belgeseli kadın odaklı bir belgesel olup birçok kişiye ilham olabilecek bir çalışma. Sizde kadın çalışan sayısı, nitelik ve nicelik olarak terazinin hangi tarafında yer alıyor?
DB: CEO’su bir kadın olup yönetim kurulunda 2 kadın üyenin bulunduğu, icra kurulunun ise yaklaşık yüzde 50’sinin kadınlardan oluştuğu, pazarlama, İK, IT, hukuk, iletişim, hatta güvenlik gibi departmanlarının başında kadın yöneticilerin olduğu bir şirketiz. Bu bağlamda da pek çok ödüle ve KAGİDER tarafından sayılı miktarda şirkete verilen FEM sertifikasına sahibiz. Daha önce kadınların başvurmadığı pozisyonlarda şimdi çalışıyor olmaları bizim için mutluluk verici.