Güldener Sonumut

Güldener Sonumut

ntvbenelux@gmail.com

Tüm Yazıları

Tatil dönemi sanki sona erdi. Normalde Avrupa Birliği (AB) ile NATO’ya ev sahipliği yapan Brüksel’de tatil rehaveti eylül ayının ilk haftalarına kadar sürüyor. Ancak bu sene tatil rehavetine pek yer yok. 

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, şimdiden mesaiye başlamış durumda. Sırbistan ile Kosova arasında artan gerginliğe yönelik olarak açıklamalarda bulunmak mecburiyetinde kaldı. Milliyet gazetesinin sadık okuyucuları bu sütunda, Moskova’nın Rusya-Ukrayna savaşı çerçevesinde Balkanları da karıştırmaya hazırlandığını yazıp bu hususta uyarılarda bulunduğumu anımsayacaklar. Zira 29 Mayıs’ta Rusya’nın 3 Kasım’da sona erecek olan Bosna Hersek’teki BM Barış gücünün görev süresini yenilememeye meyilli olduğunun altını çizmiştim. 

Haberin Devamı

Stoltenberg, NATO’nun Kosova’ya müdahale etmeye hazır olduğunu söyleyerek, Sırbistan ile Kosova arasındaki gerginliğe siyasi çözüm bulma çağrısında bulundu. AB’nin Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de AB adına, Belgrad ile Priştine arasında arabuluculuğa soyunarak gerilimin artmaması konusunda uyarıda bulundu. 

Temmuz ayının verilerine göre, NATO ve AB ülkeleri bu ay zarfında Ukrayna’ya yönelik silah ve mühimmat desteklerini ciddi şekilde arttıramadılar. Bu çerçevede Brüksel’de eylül ayından itibaren, Rusya’nın Balkanları karıştırma çabalarını pekiştirmesi ve Ukrayna’da başlatmış olduğu savaşın şiddetini artırması bekleniyor. Ayrıca Rusya’nın doğalgaz kozunu da sonbaharın sonundan itibaren kademeli olarak hayata geçirmesi bekleniyor. Rusya-Ukrayna savaşının meydana getirmiş olduğu tahıl krizi ve buna bağlı olarak fiyatlarda yaşanan olağanüstü artışa Avrupa kıtasında temmuz ayından itibaren yaşanan kuraklıktan dolayı fiyatlarda bir düzelme beklememek gerektiği öngörüsünde de bulunuyorlar. 

Avrupa kıtasında uzun süreden beri hiç alışık olmadığımız kadar belirsizliklerle dolu bir döneme giriliyor. Tatil rehavetine girecek vakit sanki yok gibi... 

AB ve NATO kepenk kaldırıyor

Dans eden liderler

Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, özel hayatıyla kendinden bahsettirmeyi başardı. Sosyal medyaya sızan görüntülerde Marin arkadaşlarıyla çılgınca dans ederken görülüyor. 36 yaşındaki Başbakanın, Finli rapçi Petri Nygard ile ülkenin pop şarkıcısı Antti Tuisku’nun şarkılarını ‘çılgınca eğlenerek’ söylediği görüntüler ve dansları bir videoya yansıdı. Başbakana eşlik edenler arasında da şarkıcı Alma, ülkenin önemli sunucuları arasında yer alan Tinni Wikström ile Karoliina Tuominen ve yine Finlandiya’da ün salmış Youtube yıldızı Ilona yer aldı. Marin’in bu görüntüleri ülkede bir kez daha derin tartışmalara neden oldu. Zira pandemi döneminde temaslı olmasına rağmen bir gece kulübünde eğlenirken basına yakalanan Başbakan halkından özür dilemişti. 

Haberin Devamı

Sosyal medyaya sızan görüntülerin ne zaman ve hangi şartlarda çekildiğine yönelik olarak henüz kesinleşmiş bir bilgi yok. Ancak ülkede elektrik fiyatlarının tavan yaptığı, gıda fiyatları ile işsizlik oranlarında sorunların yaşandığı bir dönemde başbakanın festival festival gezmesi ve boy göstermesi halk nezdinde tartışma konusu oluyor. Rusya-Ukrayna savaşının yaşandığı bir dönemde Finlandiya Başbakanının ‘kontrolü kaybedecek’ şekilde ‘çılgınca’ eğlendiği iddiasından dolayı olayın güvenlik boyutu da tartışılmıyor değil. 

Haberin Devamı

AB ve NATO kepenk kaldırıyor

Aslında liderlerin dans etmeleri ve dansları üzerinden halk nezdinde polemik yaşanması yeni bir husus değil. Dönemin Rusya devlet başkanı Boris Yeltsin’in 1996 yılında düzenlenen seçim kampanyası esnasında kendisine özgü şekilde dans etmesi hem Rusya’da hem de dünyada çok tartışılmıştı. Keza Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun Kanada’da Pencap kökenli Bhangra müziği eşliğinde dans etme çabaları da sosyal medyada olay olmuştu. İngiltere’de muhafazakarlar partinin liderliğine aday olan Theresa May’ın ABBA’nın meşhur Dancing Queen şarkısı eşliğinde sahneye çıkması olay olmuştu. Tabii ismini sıraladığım liderlerin hepsinin dans etmeleri seçim kampanyası esnasında seçmenleri cezbetmek amacıyla ‘sıradan insan’ olduklarını göstermek, halktan biri olduklarını kanıtlamak için yaptıkları bir gösteri. 

Sanna Marin’in görüntüleri ise seçim esnasında çekilmiş görüntüler değil. Belki de sorun bu. Bir başka deyişle Marin halktan biri olduğunu kanıtlamaya çalışmıyor, halktan biri gibi yaşıyor. Başbakan olması da herhangi bir şekilde özel hayatındaki sıradan alışkanlıklarından vazgeçmesi gerektiği anlamını taşımıyor. Kuşkusuz belki biraz daha dikkatli olabilirdi. Ancak Avrupa siyasetinde artık sosyal medya ile sürekli içli dışlı olan, özel hayatından ödün vermek istemeyen genç liderler yer alıyor. Avrupa siyasetinde ülke yönetimine talip olan liderler gençleştikçe, bu tür görüntülere daha çok şahit olacağız. Ulusal güvenliği tehlikeye attığı yönündeki iddialar oldukça yersiz. Marin’in yaz aylarında ülkesinin tüm festivallerine katılma çabası da ekonominin iyi gitmediği bir dönemde halkına biraz olsun moral verme çabası mı bilinmez. Ancak bunun cevabını da yine Marin’in vermesi gerekiyor...