Güldener Sonumut

Güldener Sonumut

ntvbenelux@gmail.com

Tüm Yazıları

Avrupa Birliği’nin (AB) başkenti Brüksel Temmuz ayları sonunda rehavete kapılmaya başlar. Yaz rehaveti olarak da niteleyebiliriz. NATO ve AB kurumlarında görev yapan büyükelçiler tatile ayrılır. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg başta olmak üzere, AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Parlamentosu Başkanı tatil havasına bürünürler. Ancak AB üyesi ülkelerin büyükelçileri ekseriyetli tatile çıkmış olsa bile, Brüksel’de hareketlilik ve karışıklık devam ediyor. Hafta başında, AB’ye üye ülkelerin daimi temsilci yardımcıları ile enerji bakanları, Rusya’dan gaz alımını kademeli olarak azaltma kararı aldılar. Macaristan kararı veto etmeye çalıştı. Ancak enerji konusu oy birliğiyle değil, nitelikli oy çoğunluğu ile alınıyor. Macaristan’ın nefesi de kararın alınmamasına yetmedi. 

Haberin Devamı

Yaz aylarının Brüksel karışıklığı

Aynı Macaristan’ın Başbakanı Viktor Orban, hafta başında Romanya’da katıldığı bir toplantıda ‘Macaristan’da karışık ırk istemiyoruz ve buna izin vermeyeceğiz’ şekilde sözler sarf etti. Irkçı söylemleri çağrıştıran Orban’ın bu sözleri ülkesinde istifalara neden oldu. Orban’ın danışmanı Zsuzsa Hegedüs, Orban’ın ‘karma ırk’ konusundaki açıklamalarına karşı başbakanına çok sert bir mektup yazdı. “Kullandığınız ifadelerin Joseph Goebbels’in ağzına yakışacak tam bir Nazi metni olduğunu nasıl fark etmediğinizi anlamıyorum” diyerek, istifa dilekçesini sundu. Resmi temaslarda bulunmak üzere Avusturya’da bulunan Orban ise sözlerinin yanlış anlaşıldığını, kendisinin de zaman zaman yanlış anlaşılmalara neden olacak sözler sarf ettiğini kabul ettiğini açıkladı. 

Komisyon sessiz 

Ancak Avrupa Komisyonu, Orban’ın sözleri konusunda sessizliğini korumaya devam ediyor. Gazetecilerin ısrarlı sorularına yanıt vermeyen Avrupa Komisyonu’nda Orban’ın sözlerine karşı çıkan sadece bir üye oldu. Hollandalı Sosyal Demokrat Frans Timmermans, Orban’ın adını zikretmeden ‘Avrupalılar ile Avrupalı olmayanların iç içe geçtiği ülkelerin artık millet olmadığı’ yönündeki sözlerin AB değerleri ile uyuşmadığını ifade etti. AB değerlerini korumakla yükümlü Yunan Komisyon üyesi ve Başkan Yardıcısı Margaritis Schinas ise sessizliğe bürünmeye devam ediyor. Oysa Orban’ın sözlerine yorum getirmek istemeyen Schinas, söz hakkını Frontex skandalı konusunda kullanabilir. Zira AB yolsuzlukla mücadele ajansı ‘Olaf’ın Frontex tahkikat raporuna AB’nin sınır koruma ajansı ile Yunan yetkililer arasında mültecilerin Türk karasularına uluslararası hukuka aykırı bir şekilde geri itilmeleri konusunda anlaştıklarını belirtiyor. Yunanistan’ın ülkesine gelen mültecileri Türkiye’ye geri ittiğini kabul etmemesine karşın ‘Olaf’ raporu bunun tam aksini gösteriyor. AB’nin sınır yönetim ve koruma ajansı Frontex’in de konu hakkında bilgi sahibi olduğu da yine ortaya çıktı. Almanya’nın önde gelen haftalık dergisi Der Spiegel ile Fransız Le Monde gazetesi raporu kapsamlı bir şekilde yayınladılar. 

Haberin Devamı

Yaz aylarının Brüksel karışıklığı

Lahbib’in ziyareti 

Karışıklık bununla sınırlı olsa neredeyse sevineceğiz. Ancak Belçika’nın çiçeği burnundaki Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib, Ukrayna ile Belçika arasında diplomatik gerilime neden oldu. Rus vizesiyle işgal altındaki Kırım’a bir ziyaret gerçekleştirdiği ortaya çıkan Lahbib’in bu seyahati Ukrayna’nın tepkisine neden oldu. Oysa Lahbib, Temmuz 2021’de gerçekleştirdiği bu ziyareti gazeteci sıfatıyla yapmıştı. Buna rağmen Ukrayna makamları tepkili. Belçika dışişleri bakanlığı hemen devreye girerek Brüksel ile Kiev arasındaki tansiyonu düşürme çabasında. Lahbib Rusya’nın Kırım işgalinin yasadışı olduğunu, Belçika devletinin de Kırım’ın işgalini asla kabul etmeyeceğini yineledi. Lahbib, Kırım’a mesleği gereği bir belgesel çekmek için gitmişti. İki ülke diplomatları olayın tatlıya bağlanması için ciddi mesai harcıyorlar. Yaz rehavetine girmesi gereken Brüksel’de çarşı hala çok karışık, daha önümüzde de kış var... 

Haberin Devamı

Muammer Topaloğlu’nun ardından…

Mesajı okuduğumda gözlerime inanamamıştım. Daha bir kaç gün önce kendisinden sağlık dolu haberler almıştım. Türkiye, kurucusu olduğu Avrupa Konseyi’nde önemli görevlere geldikten sonra emekli olan bir değerini yitirdi. Avrupa Konseyi’ne 1971 yılında uluslararası memur olarak giren ve 2008 yılında protokol direktörü olarak emekli olan Muammer Topaloğlu beklenmedik bir kaza sonucu hayata gözlerini yumdu. 

Strasbourg’da bulunan gazeteciler, konseyin kütüphanesinde ona rastlama şansına sahip olan kişiler veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne çalışmaya gelen genç memurların Muammer abisi olan Topaloğlu, 35 yılı aşkın kariyeri boyunca görevi icabı her zaman ketum ve gölgede kaldı, ancak Avrupa Konseyi ile Türkiye’nin dış politika tarihinin önemli olaylarına hem tanıklık etti, hem de zaman zaman aktör oldu. 

Yaz aylarının Brüksel karışıklığı

Zira Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Kıbrıslı Türklere yönelik saldırılarının ardından Rumların Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) üyeliklerinin askıya alınma süreci, ya da Başbakan Turgut Özal’ın döneminde Türkiye’nin AKPM’ye yeniden milletvekili gönderebilmesi için yapılan pazarlıklar gibi önemli olaylara tanıklık etmiştir. Keza Soğuk Savaşın sona ermesiyle birlikte, Sovyetler’in boyunduruğundan kurtulan merkez ve doğu Avrupa ülkelerinin Konsey üyeliğine kabul edilmelerinde önemli görevler almadı değil. Ermenistan ile Azerbaycan’ın 2001 yılında eş zamanlı olarak Avrupa Konseyi’ne üyeliği sürecinin çok hassas olan protokol sürecini yönetti. Topaloğlu göreve başladığı vakit kuruma sadece 18 ülke üyeydi. Emekliliğe ayrıldığında ise Avrupa Konseyi 47’inci üyesine kavuşmuştu. 

Protokol konusunun her zaman ehli olmuştur. İşini çok büyük bir ciddiyet ve titizlikle gerçekleştiriyordu. Mükemmeliyetçiydi. Zira uluslararası ilişkilerde protokol hata kabul etmez. Diplomatik sıkıntılara neden olabilir. Bununla birlikte özel sohbetlerde hayat dolu, müthiş bir mizah anlayışına sahip çok önemli bir kişilikti. Türkiye’nin üyesi olduğu NATO, OECD gibi uluslararası örgütlerde bu seviyeye gelen memur sayısı çok az. Bu kadar uzun süre tutunabilen memur sayısı ise belki de bir elin parmakları kadar. Samimiyetine rağmen, protokolde yaşanan sorunları her zaman sır gibi saklıyordu. Zaman zaman bazı anektodları üstünkörü paylaşmadı değil. Ancak Avrupa Konseyi’nin toplantılarının orkestra şefliğini müthiş bir maestro gibi çok güzel bir şekilde yönetti. Bu alandaki tecrübe ve başarıları tartışılmaz. Muammer abimizi çok özleyeceğiz. Başta kızı olmak üzere ailesi ve yakınlarına sabırlar...