TÜSİAD’ın “kurucu başkanı” Feyyaz Berker de artık “görünmezler gezegeninde...”
Başarılı işadamlığının ötesinde dürüstlüğü ve nezaketiyle de “seçkin” insandı.
Onu çocukluk/ergenliğe ilk adım yıllarımda tanımıştım.
Ankara’daydık.
Kızılay’dan, Kızılırmak-Akay caddelerine kadar uzanan mahallemizin -tartışmasız- en güzel kızı Alev’le evleneceği söylentisi dolaşıyordu.
Annelerimiz, teyzelerimiz bu evliliği çok “münasip bulduklarını” söylüyorlardı birbirlerine.
“Yakışıklı ve iyi aileden bir genç. Robert Kolej’liymiş. Mühendis. Müteahhitlik yapıyor, iyi kazanıyormuş. Alev’i de çok seviyormuş. Eh Alev de dünya güzeli bir kızımız. İkisi de birbirine yakışıyor. Mutlu olurlar inşallah...”
15 Temmuz “FETÖ darbe kalkışımı” çok “vahim” olaydı.
Gerçi hâlâ aydınlanmamış “karanlık delikler” var ama bunlara girmeden fotoğrafın bütününe bakarak “uçurumun kenarından döndüğümüz” tartışmasız gerçektir.
Kalkışım bastırılamasaydı, elbette, “meşru demokrasi” yanlısı güçler direnecekti.
Başta Ankara olmak üzere Türkiye’nin orta ve batı bölgelerinde çatışmaların süreceğini görmek için “kâhin” olmaya gerek yok.
Dinlediğim senaryolara göre, Türkiye’nin “hassas bölgelerindeki”, özellikle Güneydoğu’daki özel kuvvetler Ankara’ya, batıya kayacak/kaydırılacaktı.
Güneydoğu’da oluşacak boşluğa PKK ve PYD’den hareketlenmeler olacaktı.
Daha önce Diyarbakır ve Güneydoğu’nun bazı noktalarında “kurtarılmış özerk bölgeler” ilan etmiş PKK kalkışımını hatırlayalım.
Cumhur- başkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’ın “BEN, ÖTEKİ VE ÖTESİ - İslam-Batı İlişkileri Tarihine Giriş-” kitabı (*) 15 günlük tatilimde okuduğum kitaplardan biri.
İlgiyle okudum.
Yazıma, kitaptan şu alıntıyla başlayayım:
Yunan mitolojisindeki meşhur bir hikâyeye göre Zeus, Finikeli bir asilzade olan Europa adlı genç bir kıza âşık olur.
Europa’nın çok sevdiği bir “beyaz boğa” şekline girerek ona yaklaşır. Boğayı gören Europa, hayvanın yanına gelerek onunla oynamaya başlar ve sonra ona biner.
Bunu fırsat bilen Zeus kanatlarını açarak havalanır ve Europa’yı kaçırır.
....................
BODRUM’DAKİ Bitez Koyu harika bir doğa köşesidir.
“Bitez Yalısı”nı konu alan “Çökertmeden çıktım da Halil’im” türküsüyle dillerdedir.
Bitez Koyu’nu oluşturan hilalin bir tarafı “koruma altında sit alanı” olduğu için beton işgalinden kurtulmuştur. Çam ağaçlarının arasında yürüyüşün denize kavuştuğu yer akvaryum gibidir. Yüzer, serinler tekrar Bitez’e dönersiniz, gölgelerde keyifle yürüyerek. Bitez’in içi mandalina bahçeleriyle bir başka güzelliktir. Bitez’in “dondurmacısı” da ünlüdür.
Yörenin bahçelerinden organik meyvelerle yapılmış “limonlusunun, vişnelisinin” tadı damak çatlatır. Bitez Koyu, pırıl pırıl sularında yüzmenin keyfinin yanı sıra, sörf cennetidir de.
........................
KIYI boyu restoranları, butik otelleri, “yerel balıkçı barınağı” karakterini yitirmemiş küçük yat limanıyla geceleri de ışıl ışıldır.
YAŞ (Yüksek Askeri Şûra) toplantısından 4 “beklenen”, 1 de “sürpriz” karar çıktı.
Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar’ın görev süresinin sona ermesine daha 2 yıl var.
Devam etmesi askeri geleneklerin gereğidir.
Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri komutanlarının görev süreleri zaten doluyordu.
Emekliye ayrılmaları doğal.
Jandarma Genel Komutanı Org. Yaşar Güler 15 Temmuz FETÖ darbe kalkışımında başarısıyla öne çıkmıştı.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na getirileceği de zaten konuşuluyordu.
Önce...
Şunu belirte-rek başlayayım yazıya...
Eşim Canan’la “resmi nikâhın” yanı sıra “dini nikâh da yaptık” diye yazdım ama aslında bu fikir tamamen bana ait.
Babam ve annem şaşırdılar.
Çünkü nişan yüzüklerini Celal Bayar takmış...
DP’lilerdi. (Demokrat Parti)
Ama ben bütün ailede tek “DP’li olmayan, CHP’ye yakın” bireydim.
15 Temmuz “FETÖ darbe kalkışımının” merkezi Akıncı Üssü’nden adını alan “Akıncı davası” başladı.
Bu üs yüzyıllardır “Mürted” diye anılan bölgededir.
Yıldırım Beyazıd’a karşı 1402 yılında ihanetin yaşandığı Ankara yakınındaki o yöre, “ihanetle” örtüşen “Mürted” diye anılır.
Yani...
Tarihin aynı yörede ikinci kez “tekerrür ettiği (tekrarlandığı)” topraklar.
Zaten...
İlk adı “Mürted Üssü” iken bu kökleri yüzyıllarca derine uzanan “lanet damgası” nedeniyledir ki değiştirilmiş, “Akıncı Üssü” olmuştur.
....................
Türkiye için “en kötü” nedir?
Bu sorunun cevabını tüm şıkları sıralayarak kâğıt üzerine yazdım.
Cevabım şöyle:
“İç savaş ve darbe...”
“İç savaşın” kapsamında “Türkiye’nin bölünme olasılığı da var.”
Zaten hem “iç savaşla Türkiye’yi bölmek” hem de “darbe” senaryoları bilinmeyen şey değil.
“Darbe kalkışımını” atlatalı henüz 1 yıl oldu.