Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

ŞİRKETLERİN yıl sonu bilançosu ve ara dönem mizanları gibi siyasetin de süreç sonu bilançosu ve ara dönemlerdeki mizanları çıkarılır.
“Açılım” uzun ince bir yol... Sürecin sonunu görmek mümkün değil.
O nedenle “bilanço” için daha çok beklemek gerekir.
Oysa...
Ara dönem mizanı yapılabilir.
Son seçimdeki başarılı tahminleriyle dikkati çeken A&G araştırma şirketi nabız tuttu.
22-23 Ağustos günleri Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesinde (11 ilde) genel seçmeni temsil eden özellikteki örnek grupla anket yaptı.
“Açılımın” siyasetteki getiri ve götürüsünün mizanı bu.

Haberin Devamı
Açılıma halkın nabzı

Karayılan ve arkasındaki Öcalan posteri...


AKP ve CHP kayıpta
A&G’nin Başkanı Adil Gür, “AKP’nin yüzde 6, CHP’nin yüzde 2 dolaylarında oy kaybını” gösteren araştırma sonuçlarını şöyle yorumluyor:
“AKP’nin Marmara, Ege, Akdeniz bölgelerinde oy kaybı nispeten az.
Buna karşılık... Oy desteği, milliyetçi damarın daha güçlü olduğu Orta Anadolu ve Karadeniz’de daha yüksek oranda düşüş gösteriyor.
Güneydoğu Anadolu’da destek artışı, bu düşüşleri karşılayamamakta.”
Durum sürpriz değil.
Böyle bir “tavır haritası” demografik yapılardaki zihniyetle örtüşüyor.
Ya AKP’nin açılımına tepki veren CHP neden oy yitirdi?
Adil Gür, 2 nedene işaret ediyor...
1- Önceleri CHP’nin karşı tavrının net olmadığına, kafaların karıştığına işaret ediyor.
Sadece son zamanlarda daha berraklaşan CHP duruşu ise henüz kitlelerde yeterince algılanmış değil.
2 - Yaygın söylemle, “beyaz Türkler” diye anılan kesim, artık kanın durmasını ve öneri AKP’den gelse bile Kürt sorununun herkesin ve her siyasi partinin destek vermesiyle çözümünden yana...
CHP’nin karşı tavrını “olumsuzluk” diye yorumluyor. Tepki veriyor.
........................
Fakat... CHP’nin kaybı küçük.
Hatta bir araştırmanın artı eksi yüzde 2’lik yanılma payı içinde görülebilir.

MİLLİYETÇİ DAMAR
AKP’nin “Kürt açılımı” MHP’ye yaradı.
MHP’nin oy desteğini yükseltti.
Bunun nedenini A&G’nin kamuoyu araştırmasındaki diğer bulgular izah etmekte.
Her siyasi parti yandaşı, amblemlerindeki farka rağmen “açılım sürecinin milliyetçi akımın güçlendirmekte olduğu ve bu yükselişin süreceği” görüşünde birleşiyor.
Bu mainstream (ana akım) MHP’ye yöneliyor.
Burada çok duyarlı bir özelliğe dikkat.
Milliyetçilik kaynağı MHP’nin yanı sıra DTP’yi de besleyen iki ana akım.
Kürt kökenli yurttaşları da bu ikinci akım hedefliyor.
İşte bu “ayrışım ön işaretleri” şimdiden saptanmalı ve özen gösterilmelidir.
Bütünleşmeyi sağlamlaştıracak demokratik çözüm girişimi, siyasette basiretsizlik batağına saplanmasın. Keskin çizgiler oluşmasın.

ULUSAL MUTABAKAT
BÜTÜN alt başlıklar bir yana, A&G’nin araştırması “kanın durması ve demokratik çözüm” için ulusal iradenin varlığını ortaya koyuyor.
Hangi siyasi partiden olursa olsun, ankete katılanların büyük çoğunluğu çözüm ortak paydasında birleşiyor.
İşte bu rüzgârı arkasına alarak ustalıkla rota çizilirse, demokratik çözüm yolculuğunda yelkenler şişer.
AKP, bu süreci ustaca yönetemedi.
Gene de -lafta kalmazsa- Başbakan Erdoğan’ın dünkü Ulusa Sesleniş’inde diğer partilerle mutabakat çağrısı “inşallah” dedirtiyor.
Ama... Diğer siyasi partilerin de performansları yüksek değildi. Ulusun büyük çoğunluğunun beklentisine cevap verecek bir ortak siyasi iradenin oluşması gerekiyor.
A&G’nin araştırması sağduyulu çözümlere olanak veren başka bulguları da yansıtmakta. Örneğin...
Toplumun büyük çoğunluğu, (yüzde 87.1) hatta hem ana hem baba Kürt olanlar bile Abdullah Öcalan’ın affına “hayır” diyor. (Yüzde 63.6)
Aynı çoğunluk, PKK yönetim kadrosunun affına da “hayır” cevabını vermiş. (Yüzde 85.5)
Siyaset gösterisi niteliğinde fantezi algılamaları da var.
Sözgelişi...
İllerin eski Kürtçe adlarının kullanılmasına “hayır” diyenlerin oranı yüzde 63.2.
Tabii... Güneydoğu’da ve ailem Kürt diyenler arasında bu oran yer değiştiriyor. Fakat ilk aşamada çoğunluğun iradesi dikkate alınır, daha sonra ince ayarlar yöre isimlerine de yapılabilir.
Bunlar rota çizimini kolaylaştırma etkenleri.
Daha makul yol haritaları oluşturmak için önemlidir.
Önce uzlaşılan alanlarla başlamak, sonra aşamalar halinde zorlu maddelere geçmek, böyle girişimlerin kuralıdır.