Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

HSYK‘yı yeniden düzenleyen yasa tasarısı yargı erki üzerine siyasetin (iktidarın) gölgesini daha da karartarak düşürüyor mu?
Adalet Bakanı’nın HSYK Başkanı ve Müsteşarı’nın da bu kurulda “dominant” ses olması zaten tartışılırken, kuşkular yeni tasarıyla daha da proteinleniyor.
HSYK, referanduma sunulduğunda zaten kaygılarımızı belirtmiştik.
Şimdi...
Bu kaygıların altı çizilmekte.
Oysa...
Üstü çizilmeliydi.
..........................
Adalet mayasının -bize göre- olmadığı bir yapı ayakta kalamazdı.
İşte her şey ortada.
“Payandalar”, iktidarı yontan “nalıncı keseriyle” o yapıyı ayakta tutamaz.
Bu da görülecektir.
...........................
Bütün siyasi aidiyetlerin dışında “yeniden yapılanma” için aklın yolu şöyledir:
“HSYK üyelerinin çoğunluğu Meclis’in nitelikli çoğunluğu tarafından seçilmelidir.”
Bu “nitelikli çoğunluk” iktidarların iradesini yansıtmayan “5’te 4” gibi bir orana dayanmalıdır.
Böylece Meclis’te iktidarla muhalefet partileri arasında, adaylar için bir uzlaşma zorunlu hale gelecektir.
İktidara yakınlık ya da tarikatlara, cemaatlere aidiyet referansları “seçilme kriteri” oluşturmayacaktır.
Yargının “bağımsızlığı ve tarafsızlığı” için üyelerin “hukuk donanımı” seçimlerde adayların referansını teşkil edecektir.
Öyle bir HSYK “iktidarın, muhalefetin, tarikatların, cemaatlerin” dışında yargı inşasını sağlayabilir.
Elbette...
Bu formül de “tam steril” değildir.
Sızmalar gene de olabilir.
Ama...
Göreceli olarak en güvenli yöntemdir.
Batı’daki farklı uygulamaları biliyoruz. Fakat Türkiye gerçekleri ile -nispeten- uyumlu olanı budur.
................
Milli iradenin de yansımasıdır.
Milli irade “Meclis çoğunluğunun” iradesi gibi algılanmakta ve çoğunluk dayatmasına dönüşmektedir.
Oysa...
Bu formül Türkiye insanını diğer yarısının irade katkısını da aktive eder.
...........................
HSYK’nın referandum sonrası şu kuruluşu ile yanlışlığı ortaya çıkmıştır.
Yeni yapılanmayı alkışlayanlar bile şimdi arenadaki Romalılar gibi başparmaklarını aşağıya çevirerek “infaz” işareti veriyorlar.
Bari “mimari yanlışı” görerek yeniden ve radikal bir yapı planı ortaya koyabilselerdi.
Olabildiğince “bağımsız ve tarafsız” bir yargıyı içlerine sindirebilseler ve yanlışa restorasyon yapmak yerine demokrasi harcıyla yüz yıl sürecek bir adalet akil heyet geleneğini başlatabilselerdi.
Yargının hayat suyunun başına yürütmenin fetvasını (Adalet Bakanı onayı) koymak yetki aşımına geçilmesidir.
...........................
Bakın HSYK bir “bumerang” gibi döndü dolaştı iktidar coğrafyasına düştü.
Bu yapılmak istenen değişikliğin de aynı menzil sapmasıyla “U” dönüşü yapması az olmayan ihtimaldir.
İktidar hesapları kısa vadede tutabilecekse de çıktığı noktayı vurursa sürpriz olmaz.
Olaya “politikacı” gibi yaklaşmak demokrasi sürecine yaralar açacaktır.
“Politikacı bugünü düşünür, devlet adamı ise yarınları” söylemi yön gösteren kutup yıldızıdır.
Bir lider, bir iktidar, bir siyasi parti için bu söylem boyunlarda taşınan “muska” olmalıdır.
Demokrasi gerektiğinde giyilen bir “kiralık giysi”, adalet ise “oyların tartıldığı terazi” olmadığında yarınlar bizim olur.
Hepimizin...