Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

BAŞBAKAN Erdoğan’dan ilginç bir açıklama:
“AKP tüzüğüne göre en fazla 3 kez üst üste milletvekili, üst üste 5 dönem genel başkan seçilmek sınırı var. Bundan sonra bir dönem daha milletvekili seçilebilirim. Gençlerin önünü açmak lazım.”
Hesaplanırsa, Erdoğan’ın milletvekili ve genel başkan olarak seçilme sınırına dayanması 2014 yılını işaretliyor.
Ondan sonra, gençlerin önünü açmak için siyaseti mi bırakacak?
“Evet” diyebilmek için çok naif olmak gerek.
Açıkça görülüyor ki, 2014, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya’daki görev süresinin biteceği tarih.
Eski Anayasa gereği, “görev süresinin 7 yıl olması ve bir daha seçilmemek” hükmü geçerli.
Gül de o Anayasa hükmüyle seçildiği için 2014’te bir daha aday olamayacak.
O tarihte Başbakan Erdoğan 3 kez üst üste milletvekili, 5 kez üst üste genel başkanlık limitlerini doldurduğu için cumhurbaşkanı adayı olabilir.
Parlamentoda galip olasılıkla AKP’nin çoğunlukta olmayışı bu projede bir şey değiştirmez.
Çünkü yeni Anayasa hükmü gereği “halk tarafından” ve “5 + 5” sürelerinde 2 kez üst üste seçilmek olanağı olacaktır.
Yani...
2024 yılına kadar Recep Tayyip Erdoğan yazgısı mı?
Bu arada Putin-Medvedev modelindeki gibi “Erdoğan Çankaya’ya, Gül Başbakanlığa ve AKP Genel Başkanlığına” formülü mü?
2023 yılında cumhuriyetin 100. yıldönümü de bu takvim yapraklarında... mı?..
..........................
Önümüzdeki 15 yıla ipotek niteliğindeki bu takvim için Demirel’den bir söylem yansıtarak noktayı koyalım:
“Siyasette 24 saat bile uzun süredir. Çok şey değişebilir.”

Haberin Devamı

AKP GİDER Mİ? 
HÜSAMETTİN Cindoruk’un Genel Başkan seçilmesi ve “nitelikli” genç kurmayların estirdiği rüzgâr, DP’nin üzerindeki ölü toprağını savurdu. Siyasette dalgalanma yaptı.

AKP’ye Putin modeli

Büyük iddialar bir yana, DP’nin ilk seçimde yüzde 10 barajını aşması bile parlamento aritmetiğinde çıkaracağı milletvekili sayısının çok ötesinde sarsıntılar yapar.
AKP’nin tek başına iktidar çizgisinde “fay kırılması” olabilir.
AKP, gene “en büyük parti” kimliğini koruyabilir ama “koalisyon hükümeti” gündeme gelir.
Oyları yüzde 5 bile olmayan DP’deki son kongreye ve değişime AKP yandaşlarından ilgi ve tepki bu nedenledir.
Böyle bir olasılıkta AKP’nin hükümet kurabileceği ortak seçeneklerin arasında katı kalıpları olmayan, “pragmatik” ve “esnek” parti kimliğiyle DP en uygunudur.
İktidara alışkın DP tabanı ve örgütü için ufuktaki koalisyon ortaklığı ateşleyici psikolojiyi üretir.
Önümüzdeki seçimler sonrası için DP “güvenlik supabı” olacaksa bile AKP, elbette gene “tek başına iktidarı sürdürmeyi” ister.
Sinirli ifadeler ve tavırlar bu nedenledir.
DP’deki yeni oluşumun arkasında 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in olması, bu partideki hareketlenmenin giderek büyüyecek bir dalgaya dönüşeceğini düşündürüyor.
Kuşku yüklü “AKP, demokratik yoldan gider mi?” sorularına, “demokrasinin teorik ilkeleri” elbette evrensel cevaptır.
Ama...
Sadece DP esintisinin bile parlamento aritmetiğine yansıtabileceği değişim, “Bunlar gitmezler” yolundaki yargılara ve kaygılara Türkiye özelinde de cevaptır.
Kaldı ki, DTP de yüzde 10 çıtasına yükselebilir.
CHP ve MHP oyları zaten artıyor. Noktayı gene Demirel’den bir söylemle koyalım:
“Demokrasilerde çareler tükenmez.”