Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugün Yani... Sicil defterine kayıt düşürdü.Daha önce değil miydi?Elbette.Ancak... Küresel hukukta "terörist" tanımı tartışmalıdır.Örneğin kimilerine göre, bir ülkede azınlık durumunda olanların -ayrılıkçılık dahil- etnik hakları için askere ve polise karşı direnişi ya da eylemleri terörist tanımının dışında kalabiliyor.Bu yaklaşımın türevi olan bir dizi tanım daha var fakat hangi tanım olursa olsun, sivillere karşı şiddet eylemi, terörist kavramının ortak paydasıdır.Hedefin doğrudan siviller olması bu ortak yargıyı değiştirmez.PKK'nın "Ordu mensuplarını taşıyan aracı hedef alarak patlamayı yaptık... Bu arada siviller, dolaylı olarak yaşamlarını yitirmişler ve yaralanmışlardır" gibi bir savunma yapması kabul edilemez.Tabiidir ki, doğrudan güvenlik güçlerimizi hedef alan, örneğin çevrede sivillerin bulunmadığı bir eylemi de onaylamam mümkün değil. Ama... Konuyu bizler gibi algılamayan sınırların ötesindeki küresel bazı odaklar, yukarıda değindiğim gibi, sivillere dolaylı da olsa zarar vermeyen, şiddet sirayeti olmayan, doğrudan güvenlik güçlerini hedef alan şiddet eylemlerini daha farklı yorumlayabiliyor.PKK'nın -bazı Batılı devlet hesapları ve tezgâhları dışında- başka coğrafyalarda yanına alabildiği toleransın gerekçesi böyle bir küresel hukuk boşluğu ya da esnekliğidir.Bu kez PKK büyük yanlış yaptı. Son Diyarbakır eylemiyle uluslararası hukuk normlarında PKK, "terörist kimlik kartını" akredite etmiş oldu. Diyarbakır eyleminde aralarında öğrenci de olan silahsız siviller ölmüş, yaralanmıştır.İşte bu nedenle en esnek hukuk yorumcuları için bile PKK'nın son Diyarbakır eylemi "terörist" tanımının içindedir.Gerçi daha önceleri de PKK'nın el kadar bebekleri bile kurşunladığı rezilce eylemleri olmuştur. Bunlardan birinin tanığıyım.PKK, Mardin'in Yuvalı köyünü bastı, 7'si bebek 9 kişiyi öldürdü.Peçenek köyü baskınında da 9'u çocuk 16 kişiyi öldürdü. (9 Temmuz 1987)Hepsi kerevetlerin üzerlerine yatırılmışlardı.Kefenler içinde çocukları, el kadar bebekleri gördüğümde lanet okumuştum.Uzunca bir süredir PKK kente yönelmiyor, sivillerin zarar göreceği eylemlerden uzak durmaya çalışıyordu.Kırsalda askeri hedeflere saldırarak, güvenlik güçlerini hedef alan eylemler koyarak "küresel hukukta terörist tanımı kargaşasında" boşluklardan yararlanıyordu. Evet. Bu kez Diyarbakır vahşetiyle terörist kimliğini "akredite" ettirdi. Türkiye, bu sivillerin, çocukların görüntülerinin dünya medyasında yer almasını sağlamalıdır. Çok etkin bir çalışma yapmalıdır. Sivil toplum örgütlerine, uluslararası kuruluşların insan hakları komisyonuna ulaştırmalıdır.Televizyonlarda, gazetelerde, dergilerde bu görüntüler tartışılmalıdır.Eş dost ahbap, cemaat, tarikat gözetilerek yurtdışındaki tanıtım postları arpalık haline getirilmemişse bundan daha etkin bir dava dosyası olamaz. İstanbul'un kültür yaşamına imza atmış değerli bir müzik adamıdır Arda Aydoğan...Sağlam bir müzik eğitimi aldı.Opera aktörlüğü ve konser şarkıcılığı kariyerini yönetici olarak da sürdürdü.CRR (Cemal Reşit Rey) Konser Salonu'nun Genel Müdürlüğü ve Sanat Yönetmenliği sürecinde "ilk"leri yarattı.CRR Dans Tiyatrosu da bunlardan biri.Bir aradan sonra şimdi Metropolitan Sanat ve Kültür Platformu ile güzel bir dönüş yapıyor. İstanbul Metropolitan Senfoni Orkestrası eşliğinde Rus soprano Elena Kononenko'yu dinletecek.Elena Kononenko'nun özelliği genelde tercih nedeni görülen "lirik koloratür sporano (zor tiz ses aralıklarını seslendirebilen)" olması. Bizim Sertab Erener de onlardan biri. Konserde ayrıca ünlü Moskova Balalayka Dörtlüsü de var. Ve sürprizler... Halılar döşenen, Batı örneğinde olduğu gibi şampanyalar sunulan farklı bir gece... gunericivaoglu@milliyet.com.tr ARDA AYDOĞAN'IN DÖNÜŞÜ