Bugün Yüzyıllara dayanan bir "ayrışım" sonrası, bu adımın Sünni inançları vurgulayan bir siyaset lideri tarafından atılmış olması önemli.Türkiye insanını karşı karşıya getirmek için "ırkçı" tezgâhlar kurulmuşken ve kardeş kanı akarken bir de "Sünni-Alevi" inançları eksenli "kundaklama" hesaplarına geçit verilmemeli.Öte yandan...Alevi kesimde bir tedirginlik var."Acaba bu yaklaşım, bizi Sünni inanış içinde asimile etmek amaçlı mı?" Oysa, Alevilik kökü çok derinlerde bir inançtır. Osmanlı'nın Yavuz Sultan Selim'e kadar, padişahları "Alevi" idiler. 1500 yılı aşkın güçlü bir kök bu. Alevi iftar yemeğine katılmak, birkaç yasa değişikliği ile yok edilemez. Ayrıca... Alevilik muazzam bir kültürdür.Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Pir Sultan Abdal ve günümüzde Âşık Veysel ve daha yüzlerce, binlerce bilge, Aleviliğin anıtlarıdır.Ve... Alevilik bir yaşam tarzıdır. Uluslararası değerlerle örtüşür.O nedenlerle "Sünni potada asimile mi edileceğiz?" kaygılarını "abartılmış" buluyorum, hatta "imkânsız". Başbakan Erdoğan'ın Alevi yurttaşlarımıza yaklaşımı "Türkiye'nin iç barışı için" bir adımdır. Buna karşılık... Erdoğan'ın yaklaşımını "siyasi amaçlı" diye yorumlayanların yanıldıklarını sanmam.Bir siyasi parti liderinin, açılımlarında "siyaset katsayısının da olmadığını" kim söyleyebilir?Ama... Öyle bile olsa yararsız mı? Toplumda fay kırılmalarının arasında yüzyıllar sonra bir köprü kurma çabası "siyasi amaç" taşısa da yararlıdır.Ne var ki... Bu adımı diğerleri izlemezse, yaratacağı psikoloji, duygusal ayrışımları daha da besler. Diğer adımlar, laftan ibaret kalırsa da öyle...21. yüzyılda insanlar kelimelerle kazanılmıyor. Kelimeler sadece önyargıları törpüler, diyalog antenlerinin üzerindeki pasları alır.Sözcükleri somut gelişmeler de izlemeli. Alevi toplumunun beklentileri gerçekleşmeli.Örneğin... "Kimlik olarak resmen tanınmalı... İlköğretim din derslerinde Alevilik de anlatılmalı... Aleviliğin simgeleri olan yüce kişiler, bu boyutlarıyla da öğretilmeli... Diyanet İşleri'nde Aleviler ağırlıklı olarak temsil edilmeli... Devlet bütçesinden cemevleri de yapılmalı. Yöneticileri tıpkı cami imamları gibi devlet memuru olabilmeli." AKP tek başına iktidardır. "Başörtüsü" ya da "türban" için gösterdiği duyarlılığı milyonlarca Alevi yurttaşımıza da gösterebilmeli. Ya siyasi amaç Yeni apartman dairesine taşınan Nur Vergin'in "çok istediği halde -mahalleli ne der- korkusuyla dua okutamadığını söylemesi" üzerine medya tartışmaları incir çekirdeklerini ateşe verdi.Taha Kıvanç da beni hakemliğe davet etti.Hakemlik görevi gereği, "evimin temel atılışında ve bittikten sonra da, taşındığım zaman dua okutturduğumu" yazmıştım.Gene hakemlik görevim gereği, "objektif olmak uğruna" başka mahalle için dinlediğim bir anımı da yansıtmıştım.Taha Kıvanç'ın bir sohbetimizde "evinden smokinli çıktığını, komşularının görmemesi için üzerine palto giydiğini ve papyonunu uzaklaştıktan sonra sokakta taktığını" yazmıştım.O da sütununda olayı izah etmiş:"Henüz bu kadar tanınmadığı yıllarmış. Smokinle çıkarsa, yeni taşındığı Ankara'nın Aşağıayrancı Mahallesi'nde, komşuları ya onu smokinle görür ve -pavyon garsonu- sanırlarsa diye kaygı duymuş." Güldüm.Ankara'nın Ayrancı ve diğer bazı semtlerinde yıllarca oturdum. Genç bir muhabirdim. Smokini o mahallede henüz 21 yaşındayken ilk kez giydim, ama saklanmaya hiç gerek duymadım. Hele "pavyon garsonu zannederler mi" diye bir kuşku aklımın kenarından geçmedi. Neden öyle sansınlar ki!O günkü konuşmamızın "mahalle" ayrıntılarını geçiyorum.İncir çekirdeği doldurma kapışmasında "hakem" derken, "taraf" olmayayım.Bir önceki yazımı noktaladığım gibi ayağımı kaldırıyorum, top taca gitsin. gunericivaoglu@milliyet.com.tr GENE 'DUA VE PAPYON'
