Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Adalet Bakanı Cemil Çiçek, "yasa değişiklikleri yapıldığını, artık çalanın, hortumlayanın yanına kâr kalmayacağını" açıkladı.
Mutlaka yapılmalı bu.
Bakü gezimizde, eski milletvekilleri de vardı. TBMM Basın Komisyonu'nda görev yapmışlar. Medya patronlarını dinlemişler.
Onlara şu inancımı söyledim:
"Neden medya sorunlarını dinliyorsunuz? Neden 'medya için ne yapabileceğinizi' soruyorsunuz?
En doğru olanı, devletin medyaya hiçbir yardımda bulunmamasıdır.
Medyanın kullandığı makine, mürekkep, kağıt, diğer demokrasilerde kaç paraysa, bizde de o kadar olsun.
Dünyanın ileri demokrasilerinde, özgürlükler neyse, bizde de o kadar olsun.
Medyanın, görünmez bir dokunulmazlık zırhı olmasın.
Medya, devleti yönetenlere silah olarak kullanılmasın.
Medya, hazineyi boşaltmak için hortum olarak kullanılmasın.
Eğer bir komisyon gerekiyorsa, işte bu amaçlarla kurulmalıdır."
ABD Senatosu'nda, Temsilciler Meclisi'nde böyle komisyonlar neredeyse mahkeme gibi çalışır.

Birisi "Aydın Bey de böyle mi düşünüyor?" diye sordu.
"Aynen...
Hatta tanık da oldum" cevabını verdim.
Türkiye'ye dönüşümde, geçmiş günlerin gazetelerine baktım... Aydın Doğan'ın açıklamasını okudum.
Şu mesajı veriyordu.
"Bütün medya patronları şeffaflaşmalı. Bu süreç başlatılırsa, ben sorgulanmaya bile gönüllü varım.. Ya diğerleri?"
Onların bazılarının nerelerde oldukları meçhul.
Kriminal sanık olanlar da, adını künyeye koymayan da.
Aydın Doğan'ın bizlerle konuşmalarında şu söylemini de yansıtmalıyım:
"Yaptığımız her neyse... Mutlaka hukuka tam uygun olmalı. Ancak o da tek başına yeterli değildir. Etik kurallara, vicdana da uygun olmalıdır."

Bu dışa dönük mesajın, iç uygulaması de önemlidir.
Yani kendi ev ödevini iyi yapmak.
Doğan Medya Grubu'nun bir "Meslek İlkeleri" yani Anayasa'sı var.
Medya Etik Konseyi ise kendimizin denetlendiği, sorgulandığı, yargılandığı kuruluşumuzdur.
Bu konseyde, bizlerin ötesinde, Şenes Erzik, Profesör Erdoğan Teziç, Büyükelçi Özdem Sanberk gibi üyeler de yer alıyor. Her dosya ciddiyetle incelenir, tartışılır, karara bağlanır.
Bu konseyde beraber çalıştığımız Oktay Ekşi, Türkiye Basın Konseyi'nin de Başkanı ve Dünya Basın Konseyleri Birliği Başkanı'dır.
Bu kurumların ve düzenlemenin ötesinde ombudsmanlarımız vardır.
Örneğin Milliyet'in Ombudsman'ı Yavuz Baydar Dünya Ombudsmanlar Örgütü Başkanı'dır. Hürriyet'in Ceo'su Vuslat Sabancı, IPI (Uluslararası Basın Enstitüsü) Yönetim Kurulu Üyesi'dir.
IPI Türkiye Derneği olarak "gazeteci" kalitesine katkıda bulunmak üzere Boğaziçi Üniversitesi'nde sertifika programları düzenliyoruz.
Her gazete, radyo ve TV'den, hatta bizim gruba saldıranlardan da genç muhabirler, bu programlara katılıyorlar.
Aydın Doğan, WAN (Dünya Gazeteciler Birliği) Yönetim Kurulu Üyesi'dir. Gelecek yılki toplantıya Doğan Grubu ev sahipliği yapacak.
Mehmet Ali Yalçındağ, IIA (Uluslararası Reklamcılar Derneği) Başkanı'dır. Medyanın, satış kadar önemli olan reklam kaynakları, medyanın bağımsız duruşu için önemlidir.
Dünyanın en güvenilir haber TV kanallarından biri CNN, Doğan Grubu'yla CNN Türk'te ortak. CNN, Türkiye'de ticari başka partner de bulabilirdi... Ancak gazetecilik ilkelerinde uyum tercihi yapmıştır.
Grubun, dünya medyasında saygınlığı olan başka ortakları, girişimleri de var.
Bütün bunlar, gazete - TV almak ya da kurmakla bir günde, bir yılda, birkaç yılda sağlanamayacak bir "duruş"tur.
Ve "neden medyada olmak" sorusunun asıl cevap doğrultusunu gösterir.
Başka niyetlerle gazete - TV edinenlerin böyle bir "meslek duruşuna" ihtiyaçları olmaz.
.....
Cemil Çiçek'in sözünü ettiği yasa değişikliği, kararlı tavır elbette önemli ama yasanın, hukukun, devletin ötesinde, bizim dünyanın moral kuralları, saygınlık, kurumsal kök kalite ölçütleridir.
....
Medyalamak ile medya olmak arasında ciddi fark vardır.
Medya almakla, medya olmak farkıdır bu.