Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Cuma gecesi sanatçı Korhan Abay'ın kullandığı çift motorlu Cessna tipi uçakla İstanbul'dan havalandık.
Korhan Abay, özenli bir amatör pilot.
Kule "kalkabilirsiniz" mesajı verdiğinde, Abay'ın yanıtı "negatif" oldu.
Gözlüklerini taktı... Motorlar çalışırken, elindeki İngilizce karttan uçuş öncesi gerekli kontrol ünitelerini tek tek okuyor, her düğme, saat ve aparatın işler halde olduklarını ayrı ayrı denetliyordu...
Bizlerden kopmuştu. Sadece pilot kabinindeki göstergelere yoğunlaşmıştı.
Yolumuzu, yüksekliğimizi de ayarladı ve uçuşa geçtik.
Üstüste iki Casa uçağının düşüşünden sonra, küçük bir uçakta ve amatör pilotla uçmanın verdiği - örtülü - stresi yaşıyordum.
"Herhalde üstüste birkaç kadeh yuvarlarım" diye düşünüyordum.
Ama Abay'ın işine sarılışı ve titiz tavırları, beni rahatlattı.
İlk kadehten sonra suya döndüm.
Rüzgarı da arkadan aldık... 1 saat 15 dakika içinde Bodrum'a inmiştik.
Az sonra, ilk yılların amatör heyecanını içtenlikle yansıtan Süleyman Demir'in Bodrum klasiği Halikarnas'ın açılışındaydık.
Uçaklar ve amatör pilotluk, çok zevkli bir ilgi alanı...
Abay, hafta sonları uçağa atlıyor.... Bazen Atina, bazen Mikanos Adası, Bodrum, Antalya... Oralardaki dostlarına gidiyor.

Bir başka amatör güzellik...
Geçen haftaya kadar her Pazartesi, Kerem Görsev Caz Bar'da, yaşamlarını farklı mesleklerle kazanan müzik tutkunu amatörler toplanıyordu.
Örneğin... Aytek Şermet... Doktor... Saksafon çalıyor.
Cem Kaprol... ABD'de okumuş, tekstilci... Piyano çalıyor.
Sıtkı Sırtanadolu... Reklamcı... Gitar çalıyor.
Mehmet Kısmet... Makine mühendisi ama reklam fotoğrafçılığı yapıyor, davul çalıyor.
Onlara profesyonel müzisyenler Şenoba Ülker trompetiyle ve Kerem Görsev de piyanosuyla katılıyorlar.
Candan Erçetin ve Melis Gürün de zaman zaman grupta yer almaktalar.
Cumartesi öğleden sonraları ise provalara müzik yapan çocukları da geliyor... Onlarla "aile caz topluluğu" oluşuyor.
Böyle amatör heyecanlar müzik, spor, resim, halk dansları vs. alanlarında yoğunlaştıkça, toplum güzelliklere yönelebilir.
Erkek erkeğe kahve kültüründe yüzyıllarca çakılı kalmıştık.
Bağlar çözülüyor.

Geçen hafta "Siz bizi bir de sahnede görün" yazılı bir davetiye almıştım.
Simge Yayıncılık Grubu'ndakiler, Fransa'da yıllarca kapalı gişe oynayan, filmi de harikulade olan "Salaklar Sofrası"Cemal Reşit Rey'de sahneye koydular.
Oyunu yazan Francis Weber...
Oyunun başındaki bölüm ise Haluk Şahin'den.
Radikal ve Posta başta olmak üzere, grubun bütün yayın organlarında çalışanlar, önce sahnede bir sunuş yaptılar... Sonra da oyun başladı.
Doğrusu "nezaket gereği" gitmiştim ama, çok güzel ve çok başarılı bir oyun izledim.
Fikrin sahibi, grubun reklam bölümünün başındaki Vicky Habif...
Böyle bir tiyatro girişimiyle grubun promosyonunu yapmayı düşünmüş.
Fikir güzel... Uygulama da...
Yönetmen, "Kenterler" ekolünden Gökhan İçöz...
Oyuncular, gruba bağlı yayın organlarında çalışan 150 aday arasından seçilmiş.
Sonhabardan itibaren önce haftada bir, son aylarda ise hemen her gün prova yapmışlar.
Herhangi bir iddialı tiyatro salonunda aylarca kapalı gişe oynayabilir.
Bu girişim, kurum kimliği, kurum kültürü, çalışan - yönetici yakınlaşması açısından da çok önemli.
Gıptayla izlediğimi söyleyebilirim.
Aslında profesyonel de olsak, amatör heyecanını hissetmek güzel oluyor.