Önce burnun bir deliğine sokup derin bir nefes çekiyorsunuz... Sonra ötekinden... Başın içinden, ense köküne, sırta, bele, kalçalara, oyluk kemiklerine, bacaklara, ayak parmaklarına kadar ılık bir yumuşama, rahatlama duygusu yayılıyor, sarıyor.Sanki, yıllarca bıraktıktan sonra ciğerlere derin bir solukla çekilen sigara dumanı...Yahut, sevdiğiniz bir içkiden iki kadeh içtikten sonraki hafif başı hoşluk. Veya sıkı bir sporla iyice andorfin salgısı...Yoga veya streçing sonrasının hafilemesi...Sevişme sonrası keyfi...Hepsi bu antistres nefes tüplerinde.İçeriğinde, öyle kimyasallar falan yok.Okaliptüs özü vs. gibi doğal ürünlerden bir harman.Eczanelerde serbest satılıyor.Ne yazık ki Türkiyede henüz yok.Bende 10 kadar vardı. Arkadaşlara dağıttım.Sonuncusunu, dolu dolu çekiyorum.Bizim memleketin derin ilişkilerini anlamak için tüpsüz dalınmaz.Sorunlarıyla yaşamak için de antistres tüpü gerek. Avrupa Eczanelerinde antistres nefes tüpleri (1) piyasaya çıktı. Tıpkı nezle halinde burun deliklerini açmak için kullanılan nefes tüpleri gibi... Şu kısacık bayram tatili kayıtlarına bile iki felaket yazıldı. Önce Hacca giden yurttaşlarımızın 11ini yitirdik.Allahtan rahmet diliyoruz.Ama...Ya o ne yorumlar?"Öyle mukaddes bir yerde ve dakikalarda ruhlarını teslim etmişler ki, ölürken yüzlerinde mutluluk tebessümü varolmalıymış..."Yani, şeytan taşlama güzergahında ölmek böylesine mutluluk veriyormuş.O halde, bu mutluluğu tadmak için hazretler neden orada ezilenler arasına kendilerini atmıyorlar?Bunlara karşı bir antistres nefes tüpü yetmez...Kutuyla alıp hepsini çekmek gerek. Bayram arası felaket Tüpümden bir nefes çekerek yazıya devam etmeye çalışayım......Maden göçüğü, dünyanın her yerinde yaşanan bir felakettir.Ama...Ya "apartman göçüğü?.."Durup dururken maden ocaklarında, kömür ocaklarında galeriler çöker. Göçük altından kurtarma çalışmaları yapılır. Ölüler, yaralılar cıkarılır.Fakat durup dururken dünyanın hiçbir uygar ülkesinde 11 katlı apartman çökmez. Apartman göçüğü altında, kurtarma çalışmaları yapılması görülmüş, duyulmuş şey değildir.Almanyada, Fransada, İsveçte, Amerikada durup dururken değil 11 katlı apartmanlar, gökdelenler bile çökmez.Çünkü oralarda devlet memurluğu, hazine avcılığı değildir. Oralarda devlet memurları ve seçilmişler, halka hizmet için o koltuklara oturtulur. Burada ise koltuklara - iyi niyetli enayilerin (!) dışında - neden kurulur birileri?İşte bu neden sorusunun cevabı için Konyadaki apartman göçüğü simgedir. Her alana genelleme yapılabilir.Kurtarma çalışmasını yapanların söylemleri dehşet verici:"Biz Marmara depreminde bile böyle enkaz görmedik. Adeta kum kazıyoruz. Bırakın demir ve beton kesen elektrikli çelik testereleri, çelik balyozu bir yana, demir levye bile betonu kolaylıkla deliyor."Yani, ne demir... ne beton.Kumdan apartman yapmışlar.Bu adamların diktikleri 50 apartman varmış.Yani, geride 49 potansiyel kum göçüğü daha mı?Allah korusun.O binalar bir gün bile yitirilmeden denetimden geçirilmeli.Fakat ya diğerleri?Düşünmek akla ziyan...Antidepres tüpten bir nefes daha...Baküde uzakdoğu yöntemleriyle rahatlatma enstitüsünden izlenimlerimi yazmıştım.Yüzlerce kişi telefonla, mektupla, yazılı posta ile sordu:"Enstitünün adresi ne?"Şimdi de gene sorular yağacak:"Antistres tüpün adı ne, hangi ülkede bulabiliriz?"Oysa...Antistres tüple ulusça uyuşmak yerine, şu stres kaynaklarına birer osmanlı tokadı patlatabilsek!.O kaynakları yok etsek.Sorumsuz sorumluların göçükleri olmalı asıl. Onları kurtarma çalışmaları da yapılmamalı. Bırakınız altında kalsınlar........(1)Bouffees de stress g.civaoglu@milliyet.com.tr Apartman göçüğü
