Vergi Barışı, alınan sonuç da ortaya koyuyor ki başarılı bir uygulama... Hedefin üstünde gelir sağlanmış.
Genelde, bir sorunu, kuşkusu olmayanlar bile başvuruyu yaptılar, fazladan bir ödemeye katlandılar.
"Ne olur ne olmaz, başımıza bir şey gelmesin kendimizi sağlama alalım" mantığı.
Zaten öyle bir üstü kapalı mesaj da hissettirilmişti... Ya da hissedenlerin paranoyasıydı.
Yeni bir iktidar, yeni bir kadrolaşma, yeni bir zihniyetin tedirginliği vardı.
"Devlete bir kez paçanı kaptırma, kurtarana kadar saçın ağarır... Gözünün feri söner" denmez mi halk arasında!..
Üstelik ekonomik koşullar da ağır... Geriye dönük kaygılar taşımadan, devletle davası, kavgası olmadan güncel ekonomik sorunlarla boğuşulacak.
Unakıtan, pratik, masanın diğer tarafında da oturduğu için çözüm üretebilen bir Maliye Bakanı izlenimini vermiş.
Bu uygulama da o mercekten görülmeli.
Türkiye'nin iç kaynaklarını seferber ediyor.
Bunun için "görüş" kadar gerekli bir diğer özellik de "cesaret" olmalı.
Vergi Barışı, hatta orman dışı arazilerin özelleştirilmesinin ötesinde ve çok daha büyük bir potansiyel kaynak "iskân" bedeli olabilir.
Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentlerde neredeyse yapı sayısı kadar iskân ruhsatlı sorun dosyası var.
Boğazda, iskân ruhsatı tam olan yapı parmakla gösterilecek kadar az.
Hele o görkemli siteler! Villa - gettolar!
Diğer semtlerde de öyle.
Devlet arazisine yapılmış kaçak binalar yüz binlerce...
İskânlı olanlarda ise, bir oda, bir balkon, bir müştemilat, bir pencere - cumba, tek göz oda çekme kat, havuz gibi iskân raporunda yer almayan eklentiler var.
Yıllardır, hatta 10 yıllardır böyle...
Bazılarını yıkmak, bazılarına dokunmamak olmaz... Kanunlar önünde eşitlik ve hukukun objektifliği ilkelerine aykırı olur. Bu, toplumsal tepkiye davetiye çıkarmaktır.
Tamamını yıkmak ise hem böyle bir örgütün olmaması, hem olağanüstü pahalıya patlaması bir yana siyasi açıdan da yanlıştır.
Ama...
Bu betonu yeşertmek bir çözümdür.
Hem kenti güzelleştirmek, hem de devlete büyük gelir sağlamak mümkün olur.
Bu durumda olan konut ve işyerleri için de iskân barışı yasası çıkabilir.
Lüks semtlerdeki siteler ve villalar için metrekare bedeli yüksek tutulur.
Derece derece semtlere ve binaların cinslerine, eklere göre bu ödemelerde birim fiyat aşağı çekilir.
Ödemeler taksite bağlanır.
Bütün taksitler ödendiğinde iskân raporları verilir.
Bunun için de bir milat ilan edilerek, uygulamanın sürgit olmaması sağlanabilir.
Boğaziçi, özellikle Sarıyer, bir beton mezarlığı halinde.
Orada uyum ve onun gibi dönemin belediye başkanı Bedrettin Dalan'ın da başkanı olduğu birkaç kooperatif, daha sonraki başkanlar tarafından günah keçisi muamelesi görmüşlerdir. Güya bu yarı yıkılmış beton mezarlıkları, kendi dönemlerinin temizlik göstergesi gibi sunulmuştur.
Fakat aslında iskânları olmayan ve kendi zamanlarında yapılmış binlerce villalık sitelere göz yummuşlardır. Üstelik de beton mezarlığı gibi tutulan günah keçisi kooperatiflerin arsaları, binlerce villalık zengin gettolarını yapmak için hinoğluhin müteahhitlere peşkeş çekilmiş, yağmalattırılmıştır. Onların veliahtları playboy olmuştur. Magazin haberlerinde hangi mankene hangi villayı hediye ettikleri yayımlanmaktadır. O villaların da ruhsatı yoktur.
İskân barışı bu rezaletleri de önleyecektir.
Çünkü, 10 yıllardır beton yığını gibi tutulan kooperatiflerin arazileri, böyle playboy babaları tarafından ucuza kapatılarak yağmalanıyor. O parayla zengin gettoları kuruluyor.
Oysa beton hayaletler gibi tutulan yerlerde çiçekler içinde ve ağaç gölgelerindeki evler tamamlanabilir, bedeli de yağmacılara, manken sevgililere değil devlete verilir.
Zaten böyle bir proje daha önceki Maliye Bakanı Sümer Oral tarafından hazırlanmıştı.
Hükümetin ömrü yetmedi.
Bu kaynak aranan kan grubundadır.
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025