Milliyetin kurucusu Ali Naci Karacan, "Lozan" adlı kitabında "Musul: Konferansın en heyecanlı maçı" başlığını kullanmıştır. Satırları şöyle devam eder: "Lozan proce verballerinin en meraklı safhası, Musul çarpışmasıdır.Türkiyenin Irak sınırını çizecek olan bu tartışmalar, bütün dünyanın ilgi gösterebileceği kadar önem kazanmıştır.Bu, yaman bir söz, zekâ, akıl, mantık ve hazırcevaplık güreşidir. Bir çeşit siyasal pankreastır.Zaman zaman konuşmalar, klasik parçalar okunuyormuş gibi şahlanmış bir hal alır.İsmet Paşa, Türkiyenin Musul vilayetini bırakmak istemeyiş nedenlerini şöyle sıralar:Etnografik, siyasal, tarihi, coğrafi, ekonomik ve askeri..." MGK, bugün Kuzey Irakta savaş senaryolarını ve stratejik Musul - Kerkükü konuşacak. Asker kartı Ancak...Asker kartı Osmanlı döneminde kötü oynanmıştı... Zayıftı.Çünkü Musul ve dolayları hâlâ İngiliz işgali altındaydı.İsmet Paşa Lozanda "Musul, Türkiye için Egedeki, Trakyadaki bir il kadar bizdendir" diyordu ama... Ege düşmandan temizlenmişti, Musul ise İngilizlerin işgali altındaydı.Hem de mütareke koşullarına aykırı olarak İngilizlerin blöfüyle... Ne yazık ki Osmanlı komutanı Ali İhsan Paşanın, izleri bugünlere kadar uzanan büyük yanlışı nedeniyle...Bu yüzden diplomasi masasında, yani Lozan Konferansında, daha sonra da Milletler Cemiyetinde Türkiye, Musulu kazanamadı."Arkasında güçlü askeri kazanım olmadan, savaş sonrası diplomasi kazanımı da olmaz."ABDnin sınırlarımızdan Kuzey Iraka geçirmek istediği 120 bin askeri için Türkiyenin direnişi ve bu sayıyı 15 binde tutma ısrarı, 2 kolordusuyla Musul dahil Kuzey Irakı, oldubittilere karşı denetimine almak kararlılığı yerindedir. Tarihteki aynı fiili durum, Türkiyenin yeniden karşısına konulamamalıdır. Paşanın ortaya koyduğu bütün nedenlerde eli kuvvetliydi. Gölgeli sayfa Osmanlı ordusu İngilizlerin karşısında, Musulu da içine alan bir bölgede sağlam tutunuyordu.Ancak diğer cephelerde savaş yitirilmişti. Bir gün sonra mütareke imzalanacaktı.İşte o sırada General Marshall, mütareke hükümlerine aykırı da olsa, Ali İhsan Paşaya bir ültimatom göndererek "15 Kasım öğleye kadar Musul, Osmanlı birlikleri tarafından boşaltılmazsa, dökülecek kanın hesabını siz ödeyeceksiniz" dedi.Ali İhsan Paşa derhal Musulu boşalttı.Musul Hükümet Konağına İngiliz bayrağı çekildi.Oysa İngiliz askeri arşivlerine göre, "General Marshall blöf yapıyordu. Ali İhsan Paşa direnseydi, İngiliz birlikleri kıpırdamayacaklardı bile." Burada tarihin gölgeli bir sayfasını açacağım. Atatürkün öfkesi "General Marshall - Yarın öğleye kadar Musulu terk ediniz, aksi halde savaş esirisiniz! emrini aldığı zaman büyüklük taslayan Paşa hazretleri, Nusaybine gitmek için General Marshalldan resmi yazıyla iki zırhlı otomobil istedi.Bu hali görenlerin vicdanı sızladı. Halepte, İngiliz generalinden şahsı için özel tren ve trene muhafız yerleştirilmesini de istedi.Gerektiğinde hayatının ve rahatının korunması için ahlakına misal olmak üzere yukarıdaki olayları zikrettim."Atatürke göre Ali İhsan Paşa bir gün sonra mütareke olacağını bile bile askerlerine yanlış emir vermeseydi ve Geyyare mevzilerine çekilseydi, her şey farklı olacaktı.Atatürk şöyle diyor:"Ateşkes olduğu zaman 8 piyade alayı elde bulunur ve Musul da bizde kalırdı. Fakat sefil bir düşünce mantığa galip gelmiştir."Kuzey Irakta olası bir savaş halinde asker kartının Türkiyeyi barış masasında etkili konumda tutmak için güçlü olması önemlidir.Genelkurmay, Dışişleri ve MGKda bu yapılmaktadır.Atatürk, yukarıda bir yerlerden bütün bunları görüyorsa gurur duyuyor olmalıdır. g.civaoglu@milliyet.com.tr Nutukta Atatürk, Ali İhsan Paşadan şöyle bahseder.