Her yıl düzenlenen sanat festivalleri gibi çok zor uluslararası büyük organizasyonları Türkiye başarıyla yapıyor. Şimdi de iddialı bir etkinlik olan Dünya Mimarlar Kongresi düzenlenmekte. Turizmde müthiş bir ivme kazandı. İhracatını katlayarak büyütüyor. Bir orkestra yönetimini ve düzenini gerektiren, AB ülkelerinin de üstesinden gelmekte zorlanabilecekleri evrensel olaylara imza atmaktan söz ediyoruz...Ama...Aynı Türkiye, AB için yaptıklarını, gerçekleştirdiği önemli reformları, uyum sürecinin çetin aşamalarını anlatan bir belgesel film disketi, bir broşür bile hazırlayabilmiş değil. AB toplumları sizi tanımıyor. Siz de tanıtmak için parmağınızı oynatmıyorsunuz..........................Yukarıdaki görüşleri, AB'deki Türkiye dostlarından yansıttım.Sürdürüyorum.Maastricht Kriterleri gereği, Türkiye'nin enflasyonunu yüzde 10'un altına çektiği... Dünyada Çin'i dahi aşan en büyük büyüme hızını yakaladığı... Dış ticaret hacminin 100 milyar doları aşarak, 150 milyar dolara doğru tırmanmakta olduğu bilinmiyor.Yoksul ve geri kalmış bir Ortadoğu ülkesinin ekonomik salgın hastalığıyla Türkiye'nin Avrupa'yı tehdit edebileceği korkusu var.Hasta Adam'ın yoğun bakım odası olmak istemiyor AB toplumları...Kopenhag Kriterleri doğrultusunda Türkiye'nin, Anayasa ve yasalarında yaptığı değişimler, uyum yasaları süreci de bilinmiyor.Yani... Demokraside kalitenin yükseltilmesi, insan hakları ve kültürel haklarda alınan mesafeler, azınlıklar hukukundaki ayrıkotlarının temizlenişi, azınlık hukuku ve dinlerin özgürlüğü, bu bağlamda laisizm ilkeleri de yeterince bilinmiyor.Türkiye'ye, Ortadoğu'nun bağnaz devletlerinden biri olarak önyargı damgası basılmış.Sanılarla kötü bir demokrasi sicili yazılı zihinlerde...Laik değil, ılımlı ve kendine özgü bir demokrasi ile yönetilen Türkiye imajı çizilmiş.Atatürk reformları bile diktatörün halka rağmen jakoben dayatmalarıymış gibi gerçekler çarpıtılarak Avrupa'ya yansıtılmış.Hıristiyan Avrupa söyleminin yükselişi, AB'ye Türkiye'nin girişiyle Müslüman agresif yayılma olasılığına karşı, savunma güdüsüyle oluşmakta.Laik Türkiye anayasal gerçeği vurgulanmış değil............................."AB'li Türkiye" sürecinde yapılanların, belgesel filmler, broşürler, kitaplarla AB toplumlarına yansıtılması gerek.Türkiye'yi konu alan ve bu topraklardaki uygarlığı yansıtan uzun metrajlı filmler, bir zamanlar Mısır'ın Firavun dizileriyle yaptığı gibi kitaplar, usta sanatçılarla sunulmalı.Olumlu Türkiye rüzgârları estirilmeli.Toplumlar kazanılarak, yönetimlerin işleri kolaylaştırılmalı............................3 Ekim'e kadar böyle sıkı bir tanıtım kampanyasına ihtiyaç var.Ayrıca... Türkiye insanı da AB'yi tam olarak tanımıyor ve bilmiyor.AB'nin bazı uyarıları, bilgilenme ve iletişim noksanı nedeniyle içeride olumsuz karşılanıyor.Tepkiler oluşuyor.Kamuoyu araştırmaları, Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen Türk insanında da grafiğin inişte olduğunu ortaya koymakta.Öte yandan, AB kendi içinde problemli.Geleceği henüz belirsiz.Bu nedenle de hem AB toplumlarında, hem Türkiye insanında karamsarlık genişlemekte.Türkiye'nin iletişim ve tanıtım kampanyası, şu duyarlı süreçte özellikle önemli............................Böylesine duyarlı takvim yapraklarına, gündem maddesi diye AB'de tüyleri diken diken edecek türban, imam hatipliler dayatması ve polemikleri, Kuran kursları gibi konuları yüklemek hele bunların kavgasını çıkarmak anlaşılır şey değil.AKP, 17 Aralık'ın ve 29 Haziran'ın keyfini çıkaracak yerde, böyle tehlikeli gündem maddeleriyle kendi bacağına kurşun sıkıyor. g.civaoglu@milliyet.com.tr Formula 1, Avrupa Şampiyonlar Ligi finali, Habitat, NATO Genel Kurulu, İslam Konferansı/Avrupa Birliği arasında kültürler buluşması toplantısı...
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025