Bir röportaj dizisi için Kudüs'teyim.
Siyasetten, tarihe ve müziğe uzanan bir program.
Siyonizm'e adını veren Kudüs'ün Siyon Tepesi'nde bir çini üzerine yazılan Dünya Barış Merkezi yazısı önünde fotoğraf çektiriyorum.
Gerçekten barışı simgeleyen bir yapıt.
En alt katında 12 İsrail kavmini bir araya getiren ve İsrail Ulusu'nu oluşturan Kral David'in mezarı...
Onun mezarı önündeyken, "haleluya" diye hep bir ağızdan ilahi söyleyen Hıristiyanlar'ın sesleri geliyor.
Çünkü...
Bir üst kat, Hz. İsa'nın göğe çıktıktan sonra tekrar indiği ve 12 Havari'yle buluştuğu yer olarak kabul ediliyor ve dünyanın her tarafından gelmiş Hıristiyanlar orada kollarını ve ellerini havada dalgalandırarak hep bir ağızdan ilahi söylüyorlar.
Bu mekanda aynı zamanda İsa tutuklanmadan önce havarileriyle son yemeği yemiş.
Ve...
Bizleri duygulandıran bir "Allahuekber" sesi yankılanıyor.
Ezan okunmaya başlamış.
Çünkü...
Binanın en üst katında cami... Memluklular'dan kalma minaresi yükseliyor.
İşte üç büyük dinin birbirlerine hoşgörü ve sevecenlikle aynı binada buluşması.
O nedenle adı "Dünya Barış Merkezi."
Simge kent
Aslında...
Sadece o bina değil, tek tanrılı dinlerin hoşgörü pencerelerinden bakıldığında ve ulusçuluk, ırkçılık gibi kavramlardan sıyrılıp, insanlığın derinliğine uluşmak istenildiğinde,
Kudüs bütünüyle bir dünya barış merkezi gibi.
Bir yanda
Müslümanlar için kutsal olan ve
Kuran'ı Kerim'de
Aksa (Extrem) olarak geçen
Mescid - i Aksa... Onun az ötesinde mavi - gri renkli kayalar üzerinde yükselen altın kubbeli cami.
Hz. Muhammed'in göğe oradan yükseldiği kabul edilir.
Şimdi üzerinde o altın kubbeli cami olan kayalıklar
Museviler için de kutsaldır.
Museviliğin kökenindeki
Hz. İbrahim, oğlu
İshak'ı orada kurban etmek istemiş fakat
Allah ona bir kurbanlık göndermiş ve oğlunu kesmemesini istemiştir.
İşte kentin
Müslüman ve
Musevi ortak paydası.
Zeytin Dağı
Hemen aşağımızda bir vadi uzanıyor.
O vadide
Hz. İsa, Romalılar tarafından tutuklanmış.
Ölümünden sonra bu vadinin yaslandığı
Zeytin Dağı'ndan göğe yükseldiğine inanılıyor.
Kıyamet günü büyük yargılamanın da orada yapılacağına,
İsa'nın dirilerek oraya döneceğine inanılmakta.
Müslümanlar için kıyamet gününde son yargı yeri orada olacak.
Yahudiler için büyük kurtarıcı mesih orada görünecek.
Aynı
Zeytin Dağı'nın tepesinde
Osmanlı'nın son karargahı yer alıyordu.
Her köşede
Osmanlı'nın üç dine de hoşgörüyle bakışının ve onları bir arada, kardeşçe yaşatışının uygarlık izleri var.
Zaten eski
Kudüs'ü kuşatan surlar,
16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından yapılmış.
Ama asıl anlamı, o surların bütün dinleri ve kardeşliği kucaklıyor olması.
Sonra...
Hayfa Kapısı'ndan girip,
Via Dolorosa'dan yani
"Acı Yolu"ndan yukarı tırmanıyoruz.
Hz. İsa, yakalandıktan sonra sırtında tahta bir haç
14 yerde duraklayarak ağır ağır, şimdi yürüdüğümüz yollardan ve merdivenlerden
Siyon Tepesi'ne tırmanmış.
2000 yıl sonra, o daracık taş döşeli yolun iki tarafında çoğu
Müslümanlar'a ait dükkanlar sıralanıyor.
İncik, boncukçudan, şerbetçiye kadar herşey.
En yukarıda
İsa'nın yargılandığı ve çarmıha gerildiği kayaya ulaşıyoruz.
Kayanın adı
Golgota.Kafatası anlamına geliyor.
Çarmıha gerilmiş
Hz. İsa'nın ayakları dibinde olan bu kafatasının ilk insan
Adem'e ait olduğu inancı var.
Hıristiyan söylemine göre,
İsa, Adem'in
Havva ile birlikte cennetten kovulmasına neden olan günahlardan insanlığı temizlemek üzere dünyaya gelmiş.
İsa'nın çarmıhtan indirilip yatırıldığı kayayı öpenler... Mezarının önünde uzun bir kuyruk...
Hoşgörünün, tek tanrılı dinlerin gerçek inançlı olanlarının böylesine kaynaştığı bir kent,
siyasi, etnik, kişisel ve
yüzeysel hesaplarla, insani felsefe derinliğindin yoksun çatışmalarla, hala ne yazık ki dünya barış merkezi haline gelemiyor.
NOT: Fas Kralı 2. Hasan'a Tanrı'dan rahmet diliyoruz. Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr