Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’e gazeteciler soruyorlar:
“Hakim ve savcılar, silahlı kuvvetler mensupları ve emniyette de başörtüsü olacak mı?”
Gül, “bu konu artık tamamdır” cevabını veriyor.
Yani...
Kırmızı ışık yakıyor.
Sağduyuyu yansıtan bir Çankaya tavrı.
........................
Ancak...
Bu konuda çok da emin olmamak gerek.
Başörtüsünün sadece kadın milletvekilleri ile sınırlı kalmayacağı ve başı örtülü bakan da olacağı bir gerçek.
Milletvekilinin başı örtülü olmasına “evet” de, neden başı örtülü “bakan” olmasın?
“Yakında hükümette yenilemeler” işaretini Başbakan Erdoğan vermiş bulunuyor.
“Her an olabilir” dedi gazetecilere.
Yerel seçimlerden önce hükümette “başı örtülü bir kadın bakan” görmemiz ihtimali hiç de az değil.
Başı örtülü bakan, milletvekili olur da “vali” olmaz mı?
Yakında bunu da görebiliriz.
Peki...
Bakan, milletvekili, vali, belediye başkanı, müsteşar, genel müdür, öğretmen, üniversite öğretim üyesi, kamuda görevli doktor, mühendis var da neden yargıç, emniyet müdürü, subay olmasın?
Önümüzdeki süreçte bu soru da gündeme gelecektir.
Cumhurbaşkanı Gül “artık tamamdır, ötesi yok” mesajını verse de siyaset nehri böyle akıyor.
Engelleri aşar.
Belki aşama aşama, belki bir hamlede.
Siyasetin doğası, sosyal doku vadisinde akar.
..........................
Demokrasi içinde kalması koşuluyla bu siyaset klasiğindeki gerçeği görmeliyiz.
Kaygı duyulacaksa bu, “örtünme özgürlüğünün, başı açık olanlara mahalle baskısına dönüşmesi tehlikesidir.”
Başı açıklar, genel nüfus içinde zaten azınlıkta.
Buna sosyal yaşamdaki baskı katsayısında yükselme olasılığını da ekleyin.
Ayrıca...
Başı örtülü olanlara, kamu hizmetlerinde “ayrımcılık” ihtimali de hem insan, hem siyaset doğasında var.
Yükselmek için “başörtüsü” bir “teşvik belgesi” pratiğine dönüşebilir.
“Eşleri başı örtülü olanların da kariyerlerinde daha kolay yükseldikleri, hatta devlet ihalelerinde şanslarının arttığı” uzun süredir konuşulmakta, yazılmakta.
Yani...
“Tayin, terfi ve atamalar” için başörtüsü “tercih” nedeni olursa, işte bundan da kaygı duyulmalı.
........................
Ayrıca...
Başörtüsünü izleyecek sonraki adımlar neler olabilir.
Örneğin, “çarşaf...”
Bütün bunlar “Türkiye gerçeği olan başörtüsü” için bir “paranoya” söylemi olarak yorumlanmasın.
Sade bana ait değil, Türkiye’de “örtünme” başlıklı hayat tarzını seçmemiş milyonlarca insanımızın “acaba”larıdır.
“Kesin böyle olacak” gibi bir iddia yok.
Ayrıca...
“AK Parti iktidarının da böyle bir amaca odaklandığını” ifade etmek “keskin önyargı” olur.
Ama...
Ciddi “kuşku paylaşımları” olduğunu söyleyebilirim.
Başbakan Erdoğan’ın “başı örtülü veya olmayan bütün hanımlarımıza özgürlüğün güvencesi benim” mesajı önemlidir.
En azından bütün bir bürokrasi kadrosuna uyarı gibi de algılanabilir.
Fakat...
Demokrasilerde “güvence” kişileri aşar.
Asıl ve devamlı olan “Anayasa, hukuk devleti, özgürlükçü ve çoğulcu (çoğunlukçu değil) kurumsal yapıdır.”
İnsanlarımız “çoğunlukta olmayanların bütün kuralları ve kurumlarıyla demokrasinin işlerliğini hissetmek” ihtiyacındalar.
Yaşamın somut örneklerinde bu hisler karşılık buldukça, “kuşkular ve kaygılar” inişe geçer.