Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Güneri CIVAOĞLU

Gözler Yılmaz - Baykal görüşmesinde...
Baykal, bu sabah kurmaylarıyla bir konuşma yapacak.
Son rötuşları saptayacak.
Fakat...
Tavrı, rotası, söylemi belli:
"Biz Cumhuriyet'i kuran, Türkiye'ye çok partili demokrasiyi getiren partiyiz.
Omuzlarımızda Türkiye'nin sorumluluğunu taşımak geleneğimiz var.
Türkiye'yi bu bunalımda çözümsüz bırakmayız.
İçinde bulunduğumuz aşamada bir hükümet bunalımı yanlış olur.
Ama...
Bu hükümetin sürgit devamı ve seçimlerin bu hükümetle yapılması da yanlıştır.
Çünkü...
Bu hükümetin kendini angaje edeceği reformları ve irticayla mücadeleyi yeterince başaracağı konusunda ciddi kuşkularımız var.
Birkaç ay sonra bu sözleri verdiği çevreler de dahil Türkiye kendini aldatılmış hissedecektir.
O zaman...
Bunalım yeniden patlak verecektir.
Gene çözüm arayışları ve rejim tartışmaları başlayacaktır.
Ara rejim hükümetleri konuşulacaktır.
Oysa...
Bu hükümet ikinci bir krizi daha taşıyabilecek güçte değil.
İkinci krizin patlama olasılığını da güvence altına almalıyız.
Hazırlıksız yakalanmayalım.
O aşamada neler yapılacağı konusunda şimdiden görüşlerimiz vardır.
Kabul ederseniz bir süre daha omuz veririz."


Baykal, bu düşünce sistemi içerisinde "İşte görüşlerimiz" diyerek, iki aşamalı planını masanın üzerine koyabilir:
"1. Seçim tarihi üzerinde şimdi anlaşalım.
2. Eğer, bu tarih Ekim 1998 ise, Temmuz 1998'de... Eğer, seçim İlkbahar 1999'da ise Ekim 1998'de yeni bir hükümet kurulur.
Türkiye'yi seçime o yeni hükümet götürür.
Yeni hükümetin modeli üzerinde de şimdiden anlaşırız.
Hem seçim tarihini, hem yeni hükümetin modelini kamuoyuna açıklarız.
3.
- Türkiye'de seçim tarihi açıklandığı anda, devlet durur.
Bürokrasi hükümeti dinlemez.
Seçimden sonra gelecek hükümeti tahmin ederek, ona yatırım yapar - gibi gerekçelerle - seçim tarihinin açıklanmasına karşı -görüşlere katılmıyoruz.
İşte Almanya, daha bir yıl önceden Eylül 1998'de seçim yapılacağını biliyordu.
Türkiye'de erken seçim yapılmasa, seçim tarihinin 2000 yılının sonu olduğu bilinmiyor mu?
Devletin ve bürokrasinin durması riski o zaman olmayacak mı?
4. Yeni hükümet kuruluncaya kadar, size destek verebiliriz.
Ama...
Bunun da koşulları var.
Bazı dayatmalardan vazgeçersiniz.
Örneğin...
Memurdan grev ve toplu sözleşme hakkını esirgeyen Memur Sendikaları Kanunu'nu geri çekerseniz.
Vergi Reform Yasası'nı
- bizim görüşlerimizi ve katkılarımızı alarak - Meclis'e getirirseniz.
Oy veririz.
Bizim katkımızı istemezseniz, görüşmeleri ve oylamayı engellemeyiz.
İrticayla mücadele kapsamındaki bütün yasalara oy veririz.
Bunları uygulayacağınız zamanı tanırız.
Enflasyonu düşürmeniz için
- bizi inandırabileceğiniz - çabalarınıza da desteğimiz olur."


Baykal'ın Yılmaz'a söylemi şöyle noktalanabilir.
"Daha fazlasını bizden beklemeyin.
Biz sizin Başbakanlığınız ve ortaklarınızın hükümet etmeleri için siyasi misyon zorunluğunda değiliz.
Türkiye'nin de böyle bir ihtiyaç içinde olduğuna inanmıyoruz."
Görülüyor ki, vazonun parçaları yapıştırılmakta.
Önce Yılmaz - Karadayı görüşmesinde... Ve dünkü MGK'da...
Bugün de... Yılmaz - Baykal görüşmesinde.
Böylece vazo onarılmış oluyor.
Ama...
Artık, orijinal hali gibi güzel ve sağlam değil.
Umutların baş köşesinde de yer almıyor.
Bir süre daha kullanılacak.
İşlevi bitecek.
Sonra...
Yollar ayrılıyor.

Aslında...
Siyasetin zirvelerinde bir rota değişikliği var.
"Seçim söylemi, önce Başkanlık Divanı çıkışında Yılmaz tarafından dile getirildi.
Ardından...
Demirel, seçimin çözüm olacağını"
söyledi.
Baykal, "yeni bir hükümetle seçimi çözüm olarak gördüklerini" açıkladı.
"Bu hükümetin bir gensoruluk canı olduğunu" söyledi.
Peki...
Ne oldu da, siyasetin zirvelerinde rotalar değişti.
Önce, Demirel...
Sonra, Yılmaz...
Ve nihayet Baykal, hemen seçimden vazgeçtiler.
Bunun nedeni, öncelikle mantıktır...
"Bu seçim sistemiyle ve bu ortamda yapılacak bir seçimin bir yıl öncesinin görüntülerini ve hükümet modeli benzerini Meclis'e taşıyacağı"
kuşkularıdır.
"Seçim kampanyasının - sekiz yıllık temel eğitime hayır... Başörtüme dokundurtmam... İmam hatipler kapatılamaz... Kuran kurslarına özgürlük... İslami ordu... - sloganlarına oturtulması" kaygısıdır.
Ve...
"Çoğunluğa dayalı bir merkez partisi hükümetinin, uzun süreli iktidarı için de temel atıldığı"dır.
Bu nedenle, Baykal'ın planı ne denli tutar, bilinmez.
Ancak...
Temeli atılan proje ile Baykal'ın planının birinci aşaması aynı paralelde görünüyor.


Yazara EmailG.Civaoglu@milliyet.com.tr