Aydın Menderes'in FP'den istifası, bu partiye ve başörtüsüne sarılmış bomba ile Türkiye'yi kundaklamaya çalışan odaklara bir alarmdır.
Akıllarını başlarına getirecek bir şok sarsıntısıdır.
Ruhsal denge bozukluğu içinde olanlara, elektrikle şok tedavisi uygulanırdı.
Şimdilerde aklını peynir ekmekle yemiş olanlara, bir delinin hatıra defterinden sayfaları, siyaset sahnesine koymaya çalışanlara bakalım Aydın Menderes şoku bir etki yapacak mı?
Eğer Meclis'e illa bir başörtülü kadın aday gerekli idiyse, bunun için Merve Kavakçı'nın seçilmesi ve hele ortaya çıkan bunca defolu ilişkiden sonra ona kefalet, ona siyanet pek akıllı işi değil.
Başsavcı Vural Savaş eğer ısmarlasaydı, FP ancak bu kadar iyi malzeme hazırlayabilirdi.
Partilerine de... Demokrasiye de... Türkiye'ye de yazık ediyorlar.
Recai Kutan gibi bir ılımlı isim, FP için garanti belgesi kabul edilmişti.
Bu partinin sistemle, rejimle, Anayasa'yla barışık bir FP imajı oluşturacağı inancı vardı.
Türkiye'de bir hoşgörü ortamı oluşabilirdi.
Umut çiçekleri daha tomurcuk halindeyken neden dondurulur ki!
Senaryo
Güya...
ABD'de bile başı kapalı öğrenim yapmış bir kadın olarak
Merve Kavakçı, TBMM kürsüsüne sürülecek, orada yemin ettirilmezse,
Avrupa Konseyi Danışma Meclisi'ne seçtirilip,
Avrupa yasama evinin çatısı altında, başörtüyle kürsüye çıkartılacak.
Dünya gazete ve televizyonlarına jurnal, başörtülü öğrencilerin davalarına ret kararı veren
İnsan Hakları Mahkemesi'ne baskı.
Yemede yanında yat.
Bu keskin zeka senaryoları yerine, bir de
MHP'nin başörtülü hanım milletvekiline bakınız...
Örtüsünü çıkardı
(perukla girmiş değil) isterse
TBMM'deki çalışma odasında ve özel yaşamında başı örtülü olarak görevini sürdürecek.
Bu tutumuyla her çevreden takdir alacak.
Sadece kendisi için değil, başörtüyle siyaset yapan bütün hanımlar için.
Yıllar içinde, yorumların, anlayışların değişmesine, hoşgörü sınırlarının genişlemesine tek başına ve kendisini çok aşan büyüklükte tarihi katkıları olacak.
Demokrasinin kalitesini yükseltecek.
Keşke
FP'de bu olasılıkları görebilecek sağduyu sesleri kuvvetli çıkabilseydi.
Hukuk
Aslında kafaları karıştırmanın gereği yok.
TBMM İçtüzüğü'ne rağmen başörtülü yemin, hukuk dışıdır.
Çünkü...
Anayasa Mahkemesi, kamu kuruluşlarında başörtüsüyle görev yapmanın,
Anayasa'nın laiklik ilkesine aykırı olduğunu açıkça belirtmiştir.
Bir oldubittiye getirilerek,
Merve Kavakçı kürsüde yemin ettirilirse, hadise,
İçtüzük değişikliği gibi
Anayasa Mahkemesi'ne götürülecek ve iptal davası açılacaktır.
Önce yürütmeyi durdurma kararı ve ardından yeminin iptali büyük olasılıktır.
Bütün partiler bir araya gelseler...
İçtüzük'ü
"başörtüyle milletvekili yeminini" mümkün hale getirseler, gene aynı süreç işleyecektir.
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı, o değişikliğinde sonu olacaktır.
Peki...
Ya
Anayasa'ya başörtüsüne geçit veren bir madde konsa?
Anayasa Mahkemesi, o zaman iptal kararı alamaz.
Ama...
Bu da olacak şey değil.
Çünkü...
"Laiklik ilkesi" Anayasa'nın değiştirilemez maddelerinden biridir.
Laiklik maddesi orada durdukça, bu yolda kapalıdır.
Olsa olsa, bu
Meclis yeni bir
Anayasa yapar.
Yeni Anayasa'da laiklik ilkesi yer almaz.
Anayasa Mahkemesi de, içtüzükleri ve yasaları, laiklik ilkesi kapsamında yorumlayamaz.
Düşünün, bu da olacak şey mi?
Osmanlı Devleti sürseydi tahtta oturacak olan
Osman Efendi bile laisizmi savunuyor.
Germeden, dayatmadan, hukukun duvarlarını yıkmadan ama hoşgörüyle, içtenlikle, esneklikle, zaman içinde gerçekçi çözümler oluşturulabilir.
Açık gözlülükle, komplolarla, tehlikeli ilişkilerle, kılavuz kargalarla bir yere varılamaz.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr