Namık Kemal, Ziya Paşa, Şinasi, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp gibi ulusal şair, edip, filozoflarımız "Mason"du.Çocuk Esirgeme Kurumunun kurucusu Ömer Rıza Doğrul da "Mason"du.......Bu isimler, Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası tarafından kamuoyuna yapılan açıklamada yer almıştı.......Mason locasına da canlı bomba saldırısı ile, "din adına katliam eylemleri" üçlemiş bulunuyor.Musevilerin kutsal mekanları sinagoglarla başladılar... İngiltere Başkonsolosluğu ve HSBC ise ikinci eylemin hedefleriydi. Dün de Mason locası.........Elbette, insan yaşamına kıyan bu barbarca katliam saldırıları hangi nedenle olursa olsun onanamaz...Ama...Din adına, bu eylemleri koyanlar ve onların arkasındaki gözlerini kan bürümüş olanlar, son eylemle hedef aldıkları camianın köklerinin, halife - sultana, şehzadelere şeyh - ül islamlara, sadrazamlara, milli şairlere, ediplere, en büyük hayır kurumu kurucularına uzandığını bilmiyor olmalılar. Musa Kazım Efendiler "Mason"du. Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa da "Mason"du. Fransa Büyükelçisi ile "hangi devlet en büyük" tartışmasında, "En büyük Osmanlıdır. Çünkü siz içerden, biz dışardan yıkamadık" söylemiyle tanınan, Sadrazam Keçecizade Fuat Paşa ve Sadrazamlar Mithat Paşa ve Ahmet Vefik Paşa da "Mason"du. Gene bu açıklamadan ve internetten satırlarla - ve özetle - yanlış sanılara ışık tutmakta yarar var:"1- Allaha inanmayanlar kesin Mason olamaz. İnancını Mason olduktan sonra yitirenler, o camiada kalamazlar. İbadetlerinde herkes özgürdür.2- Mason toplantılarında tek tanrılı üç büyük dinin; Müslümanlığın, Hıristiyanlığın, Museviliğin kutsal kitapları kürsüde açık bulunur. Dini ve inancı tam olmayan kişi üye olamaz.3- O çatı altında politika yapılması. Politik tercih ya da düşmanlık dile getirilmesi kesin yasaktır.4- Masonlar, bulundukları ülkenin ya da yurttaşı oldukları ülkenin yararlarını benimsemek, yasalarına itaat etmekle yükümlüdür.5- Türkiye Masonları, dışarıya karşı bağımsızdır. Ulusaldır. İnsanlığın gelişmesine katkı ve kardeşlik dayanışması ilkeleri ve ritüel bağlantıda sınır ötesi ilişkileri - iletişimi vardır.6 - Çalışmaları gizli değil, çalışmaları gelenek ve töreleri gereği sadece üyelerinin katılımına açıktır.7- Siyonizm ve diğer akımlarla ilgisi yoktur.İlkeleri 1771de kaleme alınmıştır. Siyonizm ise 1897de Filistin Kongresi ile sesini duyurmuştur.".......Hala, böyle konuların gündeme gelmesi üzücü. Kutsal kitaplar Dünyada, Masonluk, genelde kolay kazanılmayan, saygın bir statüdür.Buna karşılık Türkiyede zaman zaman kuşkuyla bakılan bir kurum olmuştur.Bunun bir nedeni Osmanlının son yıllarında, özellikle Abdülhamid sürecinde, özellikle hürriyet şairlerinin ve ediplerinin Mason olmaları, cadı kazanı kaynatmak için kullanılmıştır. "Meşrutiyetçilerin, hürriyetçilerin hilafeti yıkmak için bir araya gelmiş dinsizler, kafirler oldukları" şayiası yayılmıştır. Tıpkı, daha önceleri de, Alevilik için olmadık çirkin şayiaların dolaştırılması gibi bir tezgahtı bu. Ama toplumda iz bıraktığı da bir gerçektir.Öte yandan, bir diğer neden, uzun süre "abartılmış kapalı" tutumdur."Orada neler oluyor" sorusuna odaklanmıştır dikkatler...Açıklamalar çok sonraki yıllarda gelebilmiştir...Oysa Batıda, toplumla diyalog yüzyıl öncesinde bile vardı.....Elbette, her kurum gibi "Türkiye Masonlarının da hataları hiç olmamıştır" denemez. Polemiklere adeta davetiye çıkarıldığı söylenebilir.Yanlış kişilik sızmaları da yazılmış, konuşulmuştur.Ancak önemli olan ilkeleri, sicili, çizgisidir.Hele 14 bombayla saldırıların hedefi yapılmasının hiçbir insanlık gerekçesi olamaz.Yaşamını yitirenlere rahmet, ailelerine, kurumlarına başsağlığı diliyorum. g.civaoglu@milliyet.com.tr Suçlama
