Tam ortasında, tepeden avize gibi sarkan "dikdörtgen prizma" şeklinde dört ekranlı gösteri düzeni.Hem "scoreboard" hem video gösterimleri için kullanılıyor.Yemyeşil, etrafındaki koltuklar pırıl pırıl.Özel bilet sahipleri için 3 bin kişilik salonda boydan boya restoranlar, açık büfeler ve barlar... Oturma salonları. Yukarılarda en üstte localar.Salonlarda yüzlerce televizyon ekranından sahadaki ve tribünlerdeki etkinlikler izleniyor.Ve çok önemli...Tuvaletler pırıl pırıl. İçeride sigara ve sidik kokusu yok. Tuvalet kapılarındaki kuyruklar uzamıyor. Yerler tertemiz.Oysa... Burada Türkiyedekilerden çok daha fazla içecek tüketilmekte, 100 dolaylarında restoran... Ama yeterince tuvalet ve bakım var.Ve kültür... Düsseldorfun AufSchalke Arena Stadı. 60 bin kişilik camdan bir saray... Üstü "kötü hava koşullarında" tamamen kapanıyor. Statın ortasında avize gibi aşağıya uzanan görüntü düzenindeki ekranlarda Galatasarayın son reklamı.Sinan Çetin yapmış.Gerçekten güzel.Önce...Fonda gümbür gümbür gelen bir ses. "Cim... Bom...""Cim... Bom..." Bu sesi derinlerden bir anons açıklıyor:"Cim Bom geliyor" Ve bir çocuk stata yürümekte...Alman güvenlik güçleri önünü kesiyor, engelliyor.Çocuk, cebinden "Galatasaray kartını" çıkarıyor.Güvenlik güçlerine, ben "Galatasaraylıyım" diyor.Güvenlik güçleri, yolu açıyor.Satırlarla ne denli anlatabildim bilemem ama bizler duygulandık. Cim Bom Galatasarayın Avrupalı Galatasaraylılar kartı için, dün AufSchalke statında start verildi.Galatasaray ve averaj farkıyla, Almanya liginde ikinci durumdaki Schalke 04 karşılaşmasıyla.Avrupalı Galatasaraylılar, bu karta belirli bir ücret ödeyerek sahip olacaklar.İçinde Galatasaray flaması, posteri, kaşkolu, beresi olan bir paket ve seyahatlerde-alışverişlerde indirim olanakları.Tabii..En önemlisi, bu karta sahip olmanın güzelliği.Neden Düsseldorf.Çünkü bu yöre, Avrupadaki Türklerin en yoğun yaşadıkları coğrafya. Yapılan araştırmaya göre, Avrupadaki Galatasaraylıların oranı yüzde 49. (Bilgi, Galatasaray yöneticilerinden GC.) Avrupalı GS Bu projeden Galatasarayın beklentisi yılda 10 milyon euro. Bu da zaten Galatasarayın gelir-gider açığını kapatabilecek olan miktar. Galatasarayın borçlarının karşılanması ise Kuştepedeki yeni stat projesine endeksli.Galatasaray, inanıyorum ki bu darboğazı da aşacak.En az maliyetle gene de ikinci konumda. Tabii 100. yılda şampiyonluk yüreğimizin tüm hücrelerini saran tutku.Ne diyelim?İnşallah...Galatasaraylılık zor günlerde de bir araya gelme kültürüdür.Galatasarayın UEFA Kupasını kazandığı maçın dönüşünü anımsıyorum. Kupa ellerindeyken uçakta çekilmiş fotoğraf, gazetedeki çalışma odamın duvarında asılı. Monacoda Süper Kupayı kazandığımız maçı da izledim.Biliyorum ve umuyorum ki...Schalke Statında start alan bu yeni Avrupalı Galatasaray kartı, ardından stat projesinin hayata geçişini de tetikleyerek, son yılların talihsizliklerini değiştirecek bir dönüm noktası olur.Şu satırları yazarken tüm stat Almanca şarkılar söylüyordu. Ama onlarca defa da Galatasaray ve Türkiye söylemleri yankılandı.10. Yıl Marşı söylendi.Nadide Sultan, Yavuz Bingöl, Ebru Yaşar gibi Galatasaraylı sanatçılar, şarkılarıyla tribünleri coşturdular. Türk ve Alman müziklerinin harmanlanışı.........Necatinin harikulade bir golüyle Galatasaray 1-0 galip.Bitiş düdüğüyle birlikte hoparlörlerden kristal gibi saf bir müzik yayılıyor.Sanki Schalke kazanmış gibi yeşil sahada Schalkenin mavi beyaz bayrakları dalgalanıyor, amigoları tribünleri coşturuyor, mavi beyaz giysiler içinde genç kızlar ve delikanlılar, sahada davul şov yapıyorlar. İşte gerçek spor taraftarlığı. Ne yuh, ne ıslık. Tribünler, Schalke 11ini alkışlıyor.Bu da AB kriterlerinden biri. g.civaoglu@milliyet.com.tr Ekonomik katkı
