Burçin Abdullah’tan Berksan’a ilan-ı aşk

Portaxe’ın muhteşem manzarasında Berksan, Burçin Abdullah ve Ayşegül Çoruhlu ile keyifli, müzikli söyleşi...

Berksan, Burçin Abdullah ve Ayşegül Çoruhlu... 3’ü de “insanlara mutluluk” odaklı.
Berksan’ın şarkıları dillerde. “Ya ya ya”sı 47 milyon tıklanmış. Türkiye nüfusunun yarısından fazla.
Youtube’dan Türk Yıldızı ödülünü almış.
Burçin Abdullah’ın filmleri, dizileri büyük beğeniyle izleniyor.
Ayşegül Çoruhlu’nun “Alkali Diyet” ve “Tokuz ama Açız” adlı kitapları çok satanlar arasında.
10-20-30 baskı...
.......
Programa Berksan’dan potporiyle başlıyoruz.
Berksan’ın bütün şarkıları güzel... 200’den fazla şarkısı var.
Son albümünün adı “Oh oh.”
Çıkış şarkısı “Çilek” keyifli.
Berksan, “Çilek beni dinleyiciyle tanıştıran şarkı” deyince, Burçin Abdullah araya giriyor.
Öyle bir itirafta bulunuyor ki hepimiz şaşırıyoruz.
“ Çilek klibini izlerken ‘a ben Berksan’a âşığım’ diyordum. Tabii o zaman kaç yaşındaydım 7-8 mi, 9-10 mu bilemedim. Ama çok beğeniyordum. Sürekli şarkını söylüyordum, bayılıyordum.”
Berksan da şaşırıyor. “Evet, ben de senin dizini izliyordum o zaman. Çocukluğun ağlayarak geçti değil mi?” diye ekliyor.
Bunun üzerine Berksan’dan “Çilek” geliyor.
Burçin de eşlik ediyor.
Güzel bir klip oluyor.
Burçin hayata güzel bakan, güzel gülen biri.
Etrafındakilere neşe katıyor.
Burçin 10 yaşında başladığı oyunculuk yolculuğunu başarıyla sürdürüyor.
Ekranlarda güzel ışık veriyor.

Alkali beslenme
Ayşegül Çoruhlu Çapa Tıp Fakültesi mezunu.
Biyokimya ihtisası yapmış. Vücut kimyası; “vücut sıvıları. Ph’lar, hücrelerin içi dışı...” Yani hücrebilimcisi.
Boğaziçi Üniversitesi’nden Biyomedikal Mühendisliği ihtisası da var.
Bir de Amerika’da “Anti-Aging Board” eğitimi almış.
Ayşegül, “Sonuç olarak benim yaptığım şey, hücre üstünden, bundan 10 sene sonraki hastalığın gelmemesini yani o kadar önce önlemeye çalışmak. Bu beslenme olabilir. Vitaminler olabilir. Günün hangi saatinde uyuyup uyandığın olabilir, nasıl yaşayacağın olabilir” şeklinde anlatıyor.
Gülmenin insan vücuduna yararlarının fazla olduğu hep söylenir. Ayşegül Çoruhlu’ya da soruyorum.
Şöyle yanıtlıyor:
“Birinin en sağlıklı, en uzun ömürlü, bütün kötü alışkanlıkları olsa bile anlayabilecebir ipucu var. Gülümseyen, biraz bencil olan ve biraz da gamsız olan kişi en uzun yaşıyor. Yani stresin ne kadar kötü bir şey olduğu. Ama mesela bu mutlu olma halinin bütün vücudun içerisinde asıl kaynağı bağırsaklar. Yani asıl mutluluk kaynağı bağırsaklar ve bizi gülümseten hormonları beyinden çok orası çıkarıyor ve o yüzden iyi çalışan bağırsaklar iyi yemekleri içine koyduğumuz zaman, iyi bakteriler içinde olduğu zaman bağırsaklar da mutlu biz de mutluyuz, öyle söyleyeyim.”
Dr. AyşegÇoruhlugöre insan vücuduna en uygun süt keçi ya da koyun sütü.
Kefiri ısrarla tavsiye ediyor.
Alkali ve sağlıklı beslenmeyi anlatıyor:
“Önemli olan, sebze-meyve ağırlıklı beslenmek. Elbelte ki su içmek de şart. Ben hücre biyolojisini bilen biri olarak söylüyorum. Biyolojik yapımıza en uygun olan yiyecekler bitki kökenli yiyecekler, mümkünse çiğ olanlar. Şimdi bu bilgiyi aldıktan sonra biz hayvansal gıdalar kullanabiliriz ya da hazır yiyeceklerin bir kısmını da tüketebiliriz ama bütün bunları yapıyorken 3 misli de alkali almalıyız. İyi nefes almak da sağlıklı yaşamın olmazsa olmazıdır.”
Dr. Ayşegül’den küçük de tüyo: “Suyun ph değerini yükseltmek için içeceğiniz suya çok az kabonat katın.”

TARİHTEN İZLER

Osmanlı padişahlarının resimlerinden oluşan çerçeve içindesultan tuğraları...

OSMANLI İmparatorluğu’nun ihtişamı, İstanbul’un Fethi’nin 561. yılında “Tarihten İzler” sergisinde hayat buluyor.
623 yıllık görkemli bir tarihe sahip olan Osmanlı’nın zaferlerle dolu tarihi günümüze taşınıyor. Bu ihtişamlı döneme ait altın zırhlar, miğferler, kalkanlar, savaş baltaları, sultanın kılıcından, Kaşıkçı elması, çini eserler, padişah tuğralarına uzanan geçmişin görkemi, Afet Yayla’nın tuvalinden yansıyor.
“Tarihten İzler” sergisi, Teşvikiye Caddesi’ndeki Derinlikler Sanat Merkezi’nde sanatseverlerle...
(Sergi, 7 Haziran 2014 tarihine kadar devam edecek.)

YAZ GÜVENCESİ

Bu satırları Bodrum’dan yazıyorum. Doğa uyanmış. Her şey fıkır fıkır...
Ve börtü böcek derken bir uyarı.
...........................
Yaz aylarının eşiğindeyiz.
Örümcek, böcek, arı, akrep, hatta yılan sokması, zehirli balık çarpması...
Kimseye dilemem ama başa gelmedik şeyler değil.
Bunun için öğreti şudur:
“Isırılan yeri hemen emip, zehiri çıkartacaksın, tüküreceksin ama dikkat et, dişinde çürük olmamalı. Yoksa sen de zehirlenirsin.”
Şimdi küçücük bir pompa zehiri emip atıyor.
Tek elle kullanılabilecek bir aparat.
Her eve lazım.
Eczanelerden bulabilirsiniz.

Soma felaketinden sonra dün de deprem...
Neyse ki...
Can kaybı yok.
Gökçeada ve depremin hissedildiği yerlerdeki yurttaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.