ADİL GÜR için “sandık sonuçları medyumu” derim.
Araştırmaları yüzde 100’e yakındır.
Referandum için son araştırmaları AKŞAM’da yayımlanmakta.
Ya tahminleri?
Konuştuk...
Önce AKŞAM okuru olmayanlar için bulguları tekrarlayayım.
“Yüzde 45,2 EVET, yüzde 44,0 HAYIR.”
Araştırmalarda küçük yanılma payları dikkate alınırsa durum “başa baş” görünüyor.
Oysa...
“Sandıktan yüksek oranda EVET çıkacağı yolunda yaygın bir inanç var.”
Seçmenin yüzde 62’si “EVET” çıkacağına inanıyor.
Yani “HAYIR” diyenlerden bile yüzde 20’ye yakını “EVET çıkacağı” kanısında.
Bu da “HAYIR”cıların referandum sandığına gitmeye değmeyeceği düşüncesini tetikliyor.
İktidar da bu psikolojinin yaygınlaşması için yoğun çaba göstermekte.
Nitekim ankete cevap verenlerin çoğunluğu “AKP’nin daha etkili kampanya yürüttüğü” görüşünde.
CHP ve MHP’nin bu “HAYIR’cıları yılgınlık ve karamsarlık modundan” çıkarmaları gerek.
“Durumun başa baş olduğunu tabanlarına iyi anlatmaları ve mutlaka sandığa gitmelerini sağlamaları” önemli.
Sandık aritmetiği
Son seçimde AKP’nin oyu 16 milyondu.
Bunun 2 milyonunu kaybetti.
Referandumda sandığa gitmeyenler çıktıktan sonra AKP’nin yüzde 50’nin bir çıt yükseğine ulaşması için en az 6-7 milyon fazladan oya ihtiyacı var.
Bu oylar nereden gelecek?
Böyle bir havuz yok.
BDP tabanının yarısı boykota katılmıyor.
Onların da oyları “EVET” ve “HAYIR” olarak başa baş.
BDP “boykotu kaldırma kararı” alsa bile gene oylar başa baş çıkacak.
Saadet Partisi ve BBP oylarının tamamı 1 milyonun biraz üstünde.
Yani AKP’nin “EVET” için “aranan kan” anonsuna konu olan 6-7 milyon oy henüz “faili meçhul” dosyasında.
“12 Eylül’ü yargılamak” eksenli kampanya da fazla etkili değil.
Adil Gür’ün araştırmasında “12 Eylül için ne düşünüyorsunuz?” sorusuna cevaplar da başa baş.
Yarısı “asker yanlış yapmıştır” görüşünde.
Diğer yarısı ise “darbe yanlıştır ama o günün şartlarında doğruydu” diyor.
Özellikle 12 Eylül’ü yaşamış olan 45 yaş üstü seçmenin büyük çoğunluğu “HAYIR” bloğunda.
Hatta onlardan en çok kıyılmış olan solcu ve milliyetçi sağcılar bile yüzde 50 dolaylarında “HAYIR”cı...
Adil Gür, “Referandum kararından bu yana belirli aralıklarla sahaya çıkıldığını, araştırma sonuçlarının değişmediğini” söylüyor.
“HAYIR”cı ve “EVET”çilerin “kemikleştiği” görüşünde.
Kararsızların oranı yüzde 10,8...
Bunların yarısı büyük olasılıkla sandığa da gitmeyecek.
Geriye kalan 5,4 sonucu belirleyecek.
Onlar da başa başsa durum ortada.
Gerisi kampanyanın psikolojik harekâtı, “uçurulan balonlar...”
REFERANDUMDA BİLGİSAYAR SORGULAMASI
CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan bilgisayarla oy tasnifi için Başbakan Erdoğan’a sorular yöneltti.
Sandık sonuçlarının “şaibeli” olmaması için yaptığı uyarıda şöyle deniyor.
12 Eylül 2010’da sisteme dışarıdan müdahale edilerek, yazılımın yüzde 52, yüzde 53 dolaylarında “EVET” çıkmasına programlanacağı...
Oy kullanmamış olanların bir kısmının “kullanmış” gibi gösterilerek “EVET” hanesine kaydırılacağı endişesi vardır.
Pratikte bu mümkün olduğuna göre sonuçlara gölge düşürmemek için inceleme yaptırmayı, önlem almayı düşünüyor musunuz?
...................
Türkiye’de kullanılan 2007 ve 2009 seçimlerinde uygulanan mevcut sisteme benzer sistemler, ABD ve Yunanistan’da kullanılmış olup, seçim güvenliği tartışmaları nedeniyle bu sistemlerin kullanılmasından vazgeçilmiştir.
Bu tip seçim sistemi kullanan birçok ülke “özel kriptolama” tekniklerini kendisi geliştirmiş ve sisteme dışarıdan müdahalenin önünü kesmiştir.
İlçe seçim kurullarının kullandığı “X” Windows ortamında yapılan girişlerin tüm dünyada güvenli olmadığı bilinmektedir. (*)
Kullanılan programın güvenlik portalı yazılımının incelenmesi yapılmış mıdır?
Yazılımın açık kaynak kodları siyasi partilerin incelemesine açılmış mıdır?
Sonuçların girişimden sonra datalar üzerinde değişiklik yapılıp yapılmadığını tespit edebilmek için “zaman damgası” TÜBİTAK tarafından geliştirilmiştir.
Bu “zaman damgası” 12 Eylül 2010’da uygulanıyor mu?
Sonuçların siyasi partilere link atılarak şeffaf hale getirilmemesinin sebebi nedir?
Şeffaf olması için 12 Eylül referandumunda vatandaşın “ysk.gov.tr” sitesinden izleme yapması mümkün olacak mı?‘
Bu tür seçim hileleri iddialarından bütün ilgilileri “tenzih” ederim.
Kimseyi suçlamıyorum, iddianın sahibi Tacidar Seyhan’dır.
Ancak...
Demokratik bir ülkede her şey tartışılabilir.
Sandık sonrası olası şaibe iddialarının ve kuşkuların istismarının şimdiden giderilmesinde ve bu konuların şeffaflığa kavuşturulmasında fayda var.
.................
(*) Firmanın ve sistemin adını vermiyorum.
Bir bilen
Teknikle başım hoş değildir.
Bu konularla yakından ilgili bir dosttan şöyle bir görüş aldım:
‘Güvenlik açıkları son kullanıcının yer aldığı ortamda geçerlidir.
İnsan kaynağının güncellediği ve sonuçta el ile bilgi girişinde bulunduğu her ortamda güvenlik açığı mümkündür.
Bilginin merkezi ortamda daha güvenli saklanması için “bağımsız” güvenlik kuruluşları vardır, “sağlamlaştırıcı kurallar” koyabiliyorlar.
Özay Şendir
Özel’den Sosyalist Enternasyonel mesajları ve İsrail
23 Mayıs 2025
Cem Kılıç
Üretken yapay zekâ dört işten birini tehdit ediyor!
23 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Hayal bile kuramıyoruz!
23 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Rakamlar yalan söylemez
23 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Suriye, İsrail ve karıştırıcılar
23 Mayıs 2025