Ronaldinho’nun 10 yaşındayken çekilmiş futbol video görüntülerini izledim. Sanki büyümüş de küçülmüş. Topun üzerinden sağ ayağını geçirerek şaşırtmaca verirken, sol ayağı ile sürmek. Üstüne basıp geri çekip, sağ ayağının içiyle 45 derecelik açıyla öne depar. 5 - 10 metre ilerleyip ansızın durarak ve topa 180 derece daire çizdirerek rakibinin belkemiğini şaşırtmacayla kırarcasına zorlamak... Sonra bir kalça hareketi ile onu savurup, kaleye ilerlemek... Bu arada 4 rakip oyuncuyu oyundan düşürmek...
Paris Saint Germain ve Brezilya Milli Takımı’nda bu büyüleyici futbol balesini sürdürüyor.
Kaya Çilingiroğlu genelde haklı. Futbol oynamamış olanların yeşil saha balesini yeterince algılamaları zor.
Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinin en yüksek tepesi üzerinde kollarını açmış dev bir İsa heykeli önünde fotoğraf çektirmek gelenektir.
Rio’nun kartpostal simgesidir.
Ama asıl simge bana göre Rio plajlarındaki müzik ve futbol.
Kilometrelerce uzanan kumsalda genç kız ve delikanlılar yüzlerce, - belki - binlerce daireler oluştururlar. Kafa, omuz, göğüs diz ve ayak içi - dışı ile topu düşürmeden sanki sonsuza dek aralarında dolaştırırlar.
Genç kızların da delikanlılar kadar usta oluşları hayret vericidir.
Voleybol sahalarında ağın iki tarafında gene kız - delikanlı 2’şer kişilik karma takımlar... Voleybolu elle değil, ayak, göğüs, omuz ve kafayla oynarlar.
Harikulade bir görüntüdür.
Bana göre kıyıda da görkemli bir futbol heykeli yapılmalı.
Brezilya’da bir grup gazeteci başka görüntülerle de karşı karşıya geldik.
Nuri Çolakoğlu’nun belgeselinde göreceksiniz...
Sefaletin kol gezdiği, uyuşturucu trafiğinin kurtarılmış bölgeleri olan teneke mahalleler.
Buralara turistik turlar düzenleniyor.
Ama mutlaka mafya adamlarının öncülüğünde...
Mafya turnikesinden geçmeden oralara girmek intihardır.
Rio diskoteklerinde 10 binlerce genç ve güzel kız adeta "kaynar."
Aralarında 13 yaşında olanlar bile vardır. Üstelik onların bazıları çocuk annedir.
Rehberler bunu "biz çok sıcakkanlı bir ulusuz" diye anlatır.
Halkının yüzde 30’u okuma yazma bilmez. Bir o kadarı da "açötır.
3 - 5 yüz metre yükseklikte bir devasa kayayla sırt sırta görkemli gökdelen. Her dairesi 2 bin 500 metrekare. Her dairenin kapalı ve açık yüzme havuzu.
Ve az ötede mafyanın kurtarılmış bölgeleri teneke mahalleler...
Böyle bir yapılanmada kara yazgıyı kırmanın zayıf halkası futbol.
Brezilya ile Türkiye arasında paralellik kurulur mu?
"Ne evet" diyebilirim. "Ne de hayır..."
Konuğu olduğumuz bizdeki ARİA’nın kaynağı TİM (Telecom Italia Mobile) biz bir grup gazeteciye her sektörden seçkin temsilciyle bu konuları tartışmak randevularını sağlamıştı.
Her iki ülkede de geleneksel iktidarları deviren seçimler aynı zamanda oldu.
Sandık devrimi yapan liderler, giysilerinin yerine Batı’nın süslü markalarını sırtlarına koydular. Brezilya’daki lider Armani, Türkiye’deki ithal markalar...
Sermayeye karşı çıkarak halktan yana söylemlerle iktidar oldular ama ABD’ye ve sermayeye yaklaştılar.
Bunlar benzerlikler.
Aykırı olanlara gelince...
Brezilya’da siyasal terör, komşu ülkelerle savaş tehlikesi ve onlardan saldırı tehdidi yok.
Brezilya’da aile, hamile kalmış 13 yaşındaki kızını kapı önüne koyuyor. Oğluna, kardeşine bile bir lokma ekmek vermiyor.
Türkiye’de ise aile ve arkadaşlık dayanışması toplumu ayakta tutan omurga.
Brezilya’da dünyanın en büyük ormanları, en büyük su kaynakları, yeraltı zenginlikleri, yakın zamanda ihracata da başlanacak olan petrol rezervleri var. Türkiye’de bunlar - ne yazık ki - yok.
Brezilya’da demokrasi henüz emekleme döneminde... Biz beğenmesek de Türkiye hayli mesafe almış.
Brezilya’nın tepelerinde İsa heykeli... Kadınların, erkeklerin boyunlarındaki zincirlerin ucunda haç... Ama toplum laik.
Türkiye’de ise, cinsel konular tabu... Yasalar ve Anayasa laisizmin yanında ama oylar siyasal İslama.
Türkiye’de çalım topa değil çağdaşlığa...