Anayasa Mahkemesi kararıyla “Twitter’ın” açılması “Haşim Kılıç’ın cumhurbaşkanı aday adaylığını” da gündem maddesi olarak üretti.
26’ncı Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tahliyesine uzanan Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında zaten fısıltılar başlamıştı.
Haşim Kılıç’ın sağa yakın olmakla beraber “demokrat” şemsiyesi altında liberal ve AK Partili olmayan ılımlı kesimlerden de oy alma potansiyeline işaret edilmekte.
Üstelik...
Geçmişte Anayasa Mahkemesi başkanlığından Çankaya’ya geçiş yapmış Ahmet Necdet Sezer örneği var.
Ancak...
“Nehrin aynı suyunda iki kere yıkanılamaz” diye bir söz vardır.
İlkinin suyu akıp gitmiştir.
Çok çok çok büyük bir zorunluk olmadıkça Haşim Kılıç’tan yeni bir “Ahmet Necdet Sezer tarih tekerrürü” çıkmaz.
Yıllarca Başbakan Erdoğan’ın Basın Danışmanı olan ve AK Parti’nin içini iyi bilen Akif Beki bunun nedenlerini Hürriyet’teki köşesinde dün anlattı.
Yazının bir bölümünü aşağıda yansıtıyorum.
........................
Anayasa Mahkemesi’nin Twitter kararı, Başkan Kılıç‘ın kampanya startı gibi sunulamaz.
Sebep isterseniz çok, gelin tek tek sayalım.
Birincisi, karar mahkeme heyetine ait, başkanın şahsına değil.
İkincisi, yeni bir Ahmet Necdet Sezer vakası diyorsanız, Sezer‘in yıldızı, 28 Şubat’a karşı manifesto gibi bir konuşmayla parlamıştı.
Tansu Çiller‘den Recai Kutan‘a muhalefetin de gönlünü özgürlükçü görünerek çeldi.
Fakat gidiş o gidiş, seçildikten sonra bir daha özgürlükçü yanından haber alınamadı. Çankaya’nın kapılarını başörtülü eşlere kapatmaya dek götürdü yasakçılığı.
Haşim Kılıç ise kaç yılın özgürlükçüsü, bir konuşmanın, bir kararın değil.
Üçüncüsü, Ankara dengelerini bilir Haşim Bey. Tayyip Erdoğan dururken, Abdullah Gül dururken başkasına sıra gelmeyeceğini bilecek kadar kavrayış sahibidir.
Dördüncüsü, yok derseniz ki Sezer de aradan sıyrılmamış mıydı? AnaSol-M koalisyon liderleri Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz kendi tercihleri üzerinde ittifak sağlayamayınca talih ona gülmemiş miydi?
Meclis’teki 5 partinin ortak adayı olacağını söyleseniz kim inanırdı?..
Derler ki, Erdoğan veya Gül‘ün aday olmadığı bir senaryoda ortalık talipten geçilmez, eski Meclis Başkanı Arınç ne güne duruyor, ya mevcut başkan Cemil Çiçek?
Erdoğan ve Gül dışında bir isme şans doğarsa “Biz de varız” demeyecekler mi?
Beşincisi, hem şartlar da aynı şartlar değil. Sezer‘i Meclis seçmişti, iktidarı muhalefetiyle 5 parti üzerinde uzlaştığı halde 3. turda güç bela seçilebildi.
Nerede kaldı, yüksek bürokrasinin dar koridorlarından gelip geniş halk yığınları tarafından seçilebilmek!
Hepsi bir yana, toplam seçmenin yarısından bir fazlasının oyunu, siyaset dışından bir isim nasıl alacak?
20 milyondan fazla insanı ikna edip yan yana getirmek her namzetin harcı mıdır?
Haşim Kılıç‘a sorsanız, bu gerekçelere bir o kadar da kendi ekler.
Kaçın kurrası, dünkü heveskâr mı sandınız?
........................
Neyse...
Bazen “neyin olacağını bulmak için önce nelerin olmayacağını görmek” gerekir.
Aslında...
Çok bilinmeyenli denklemin “bam teli”ni Erdoğan’ın kararı oluşturuyor.
Erdoğan cumhurbaşkanı seçiminde ihtiyacı olan 2 buçuk milyon dolaylarında oyu hangi harmandan sağlayacak?
Kararını, bu sorunun cevabına göre verecektir.
İmralı ve BDP oyları bu Çankaya merceğinden de bakarak görülmeli.